Hiç bitmeyecek anne-kız çatışması!

Annesiyle hayatının bir döneminde çatışma yaşamamış bir genç kız var mıdır?

Aslında çocukluk döneminde başlayan bu çatışmalar, pek çok kadının hayatında, kendisi anne olduğu halde bile sürer gider. Hayatının bir döneminde bu çatışmaları sonlandıramamış pek çok kadın, annesinin kaybıyla birlikte, iç hesaplaşmalarını bir ömür içinde taşımak zorunda kalır.

Kız çocukları, özellikle ergenlik dönemlerinde anneleriyle sıklıkla tartışır. Çatışmalar doğru yönetilirse, ileriki yaşlarda anne-kız ilişkisi yakınlaşır. İyi yönetilemediğinde ise sancılı bir sevgi, ilişkiyi esir alır. Aslında çatışmaların kaynak dönemi, rekabetin başladığı bebeklik dönemine dayanıyor. Kız çocuğu iki yaşından itibaren anneyi taklit etmeye başlıyor. Kadın olmayı anneden öğreniyor. Bu dönemde hem rol model olarak anneyi gözlemlemesi hem de babayı anneden kıskanması sebebiyle rekabet başlıyor. İlerleyen dönemlerde annenin baskıcı tutumları, rekabeti çatışmaya taşıyor. Annenin kızının kıyafetini, arkadaşlarını, telefonda geçirdiği saatleri eleştirmesiyle tartışmaların konuları değişiyor ve ergen isyanları başlıyor. Bu dönemin uzamasına çoklukla hatalı anne tutumları sebebiyet veriyor...

Baskıcı anne 
Anneler, kızları için önemli bir destek. Baskıcı tutumu olan anneler ise destek olmayı, müdahale etmek olarak algılamaya çok meyilli. Kızını kendisinden farklı seçimleri olan bir birey olarak kabullenmekte zorlanan birçok anne, evladı evlenip anne olduğunda bile, destek  kisvesi altında müdahalelerini sürdürerek, aslında çocuklarının hayatlarında baskı unsuru olduklarını ne yazık ki fark etmiyor. Bu tutum, görünürde çatışma yokmuş gibi yansısa da, anne-kız arasında doğal bir samimiyet olmasını engelliyor.

Arkadaş anne 
En az baskıcı anne tutumu kadar yanlış diğer bir tutum da, kızıyla arkadaş olmayı seçen anne tavrı. Unutmayalım ki hepimizin birçok arkadaşı, ancak tek bir annesi var. Bir annenin kızıyla açık fikirli eğlenceli sohbetler yapması ne ala... Ancak evladını kendine arkadaş edinip, tüm özelini çocuğuna yansıtan ya da kızının her anını kendisiyle paylaşmasını bekleyen bir anne modeli de, baskıcı anne modeli kadar yanlış ve ilişkiye zarar verici. Annenin arkadaşlarıyla kurabileceği bir ilişkiden beklentilerini çocuğuyla ilişkisine yüklememesi çok önemli.

Denetleyen anne 
Anne-kız arasındaki ilişkiyi bozan bir diğer tutum da ‘denetleyen’ ya da ‘tebligat yapan’ anne modeli. Özellikle Türk toplumunda, babalar kızlarıyla ilişkilerine mesafe koymayı tercih ediyor. Yüz göz olma kaygısıyla birtakım düşüncelerini çocuğa anne üzerinden iletmeyi seçiyor. Dolayısıyla ‘Bu etek çok kısa’ veya ‘Namusunu koru!’ gibi direktifleri kızına ileten ve hatta bekçilik yapan, çoğu zaman anne oluyor. Anne ve babayı ayrı tutumlarda görmek çocuk için her zaman kafa karıştırıcı oluyor. Hele ki kendisini dinlemeden sadece direktifler yağdıran bir anne, ergen bir kıza anlaşılmadığını, değer görmediğini hissettiriyor.

Kendi hayallerini çocuğuna yükleyen anne
Çok gözlemlediğimiz diğer bir tutum da, annenin gerçekleştiremediği hayallerini kızına yüklemesi. Küçük biz kızken balerin olma hayalleri kurduğu için, çocuğunu istemediği halde bale kurslarına sürükleyen,  kendi beğendiği giyim tarzı için çocuğunu zorlayan pek çok anne tanıyoruz. Çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak isterken çocuğunu dinlemeyi, onun farklı hayalleri olduğunu unutan anneler de kızlarıyla çok daha sert çatışma yaşıyor.
Evet, anne-kız arasındaki çatışmalar özellikle ergenlik dönemi için doğal bir süreç. Ancak ilişkinin sağlıklı ilerleyebilmesi için annelerin unutmaması gereken çok önemli noktalar var;
•Her şeyden önce çocuğunuza koşulsuz sevgi vermelisiniz. Çocuğunuz yanlış yaptığında bile sevildiğini hissetmeli.
•Aşırı kontrolcü ve suçlayıcı tavırlardan uzak durmalısınız.
•Doğru rol model olmalısınız.
•Çocuğunuzu dinlemeli, onun kendini bulmaya çalışan ve farklı düşünceleri olan ayrı bir birey olduğunu unutmamalısınız.
•Ona inanmalı ve güvenmelisiniz. 
•Aşırı müdahalelerden sakınmalı ama çocuğunuzun her yaşta desteğe ihtiyacı olduğunu unutmamalısınız.
•Sabırlı, çok sabırlı olmalısınız!

Kaç yaşımıza gelirsek gelelim, annemizle doğru iletişimi kurmak için çok geç değil. Bizi her koşulda affetmeye ve bağrına basmaya istekli annelerimizin kıymetini bir değil, her gün bilelim.

Tüm yazılarını göster