O yapmıyorsa, siz yapın!

Planlarınızı sevgiyle yapın!

Yeni yıl koşuşturmacası ve ‘ne hediye alsam?’ telaşı yeni bitmişti ki. Bunlar güzel telaşlar… Yeter ki gönülden ve sevgiyle yapın planlarınızı. Sevdiğiniz insanın gözlerinde göreceğiniz mutluluğu, yüzünde doğacak gülümsemeyi hayal edin. ‘Ne hediye alacağım?’ diye kendinizi strese sokacağınıza, öncelikle birlikte geçireceğiniz zamana odaklanın.

Sevgililer Günü aynı zamanda monotonlaşan ilişkinizi canlandırmak için bir fırsat. Bu nedenle hep söylediğim gibi, bırakın siz ‘bu ticari bir gün’ diye söylenenleri. Siz bu günü manevi bir fırsat haline dönüştürün. Sevgilinizi şaşırtacağınız, duygularınızı paylaşacağınız bir gün hayal edin. Ve monotonluk canavarından kurtulacağınız muziplikler düşünün. Siz ne kadar eğlenirseniz, gün de o kadar güzel geçecek.

Aman dikkat! Sevgililer Günü gibi özel günler birçok çifte özel ve değerli anlar sunarken, birçok çift için de kolaylıkla gerginliğe sebebiyet verebiliyor. Yeterince ‘özel’ geçmeyen bu özel günler, sonrasında ilişkilerin sorgulandığı, karşılıklı suçlamaların yapıldığı ya da hesabı yıllarca tutulacaklar listesinde bir güne de dönüşebilir. Neden mi?
Tek bir sebebi var: Hayal kırıklığı!

Sevgililer Günü’nden önce yazılı ve görsel basın günlerce hatırlatma yapar. Sevgiliye alınabilecek hediye önerileri, bu özel günde giyilecek alternatif kıyafetler, gidilmesi önerilen restoranlar, tadına bakılması şart yemekler…Bu görsel şölen sizi günler öncesinden etkilemeye başlar.
Sadece basın mı? Elbette hayır! En az yılbaşı kadar renkli vitrinlere ne demeli... Kırmızı kalpli balonlarla süslenmiş mağazalar sizi büyülü bir Sevgililer Günü havasına sokmaya başlar.

Hadi siz içinizdeki heyecanı bastırdınız. Ama ya arkadaşlar? Sevgilisini şaşırtmak için sürpriz arayanlar, gizli saklı planlar yapanlar... Heyecan da mutluluk gibi bulaşıcı işte. Hepsinin sonunda beklentiye girmiş olmanız fazlasıyla normal. 

‘Zaten ekonomik durumu sıkışık’, ‘Biz zaten Sevgililer Günü’nü kutlamamaya karar vermiştik. Bize özel bir gün değil ki!’, ‘Doğum günümde bile sürpriz yapmadı, Sevgililer Günü’mü mü kutlayacak! Sevmiyor böyle günleri...’ Tüm bu cümleler arkadaşlarınıza söylerken çok normal gelir. Ama bunları kuran mantığınızdır. Kalbinizse umut etmeyi bırakmaz; ‘Belki de…’ diye fısıldar durur. İşte o beklenti var ya… Karşılanmadığında arkasında büyük bir hayal kırıklığı bırakır.

Elbette hepimiz özeliz ve hoşluklar beklemek de hakkımız. Ancak beklentilerimizi mümkün olduğu kadar gerçekçi tutmakta fayda var. Karşımızdakinin kim olduğu, imkanlarının ve en önemlisi hayal gücünün ne olduğu gerçeğinden uzaklaşmamak gerek.

İyisi mi, siz beklentiye girmek yerine kendi yapabileceklerinize odaklanın. Kendinize mutlu bir Sevgililer Günü yaşatmak için siz neler planlayabilirsiniz? Sevdiğinizi nasıl mutlu edip dolayısıyla mutlu olabilirsiniz! Kendinizi mutlu edecek planı siz yapın, Sevgililer Günü’nüzün başrolüne de siz oturun. Hadi!

Tüm yazılarını göster