Şeflerin lezzet durakları



Ünlü şeflerin gittiği restoranları hep merak ederdim.

Ünlü şefler kendi restoranlarının konseptinde yemek yapmakla yükümlü. Elbette çok yaratıcı ve harika işler çıkaran da var, konseptleri gereğince yapmak istediklerinin dışında tabaklar hazırlayanlar da… Bu yüzden şeflerin nerede yemek yediğini hep merak etmişimdir. 

Geçen ay İstanbul Life dergisi bu konuyu mercek altına almaya karar vermiş ve bu kitabı yapmam için beni aradılar. Tabii ki büyük bir keyifle kabul ettim. İlk önce Hürriyet’teki nefis tarifleriyle tanıdığımız ama son zamanlarda Şişhane’deki Sahrap restoranı ile Türk mutfağını kendince yorumlayan, yemekleri kadar menüsü ile insanın ağzını sulandırmayı hatta gülümsetmeyi başaran Sahrap Soysal’ı aradım, “Dışarıda neredeyse hiç yemiyorum” dedi ve sadece üç restoranın ismini verdi.Acaba kaç şef kendi restoranında yemeyi seviyor diye düşündüm.


ARDA TÜRKMEN
Mükellef’in sahibi Arda Türkmen, “En çok kendi restoranımı yazmak istedim ama adil olmaz diye yazmadım” dedi.


AHMET DENİZ KÖSE
Nopa’nın şefi Ahmet Deniz Köse ile Feriye’nin şefi Aydın Demir “Olsun, kendi restoranımızda yemeyi seviyoruz” dediler ve yazdılar.

Şimdi restoranları merak ettiğinizin farkındayım, bu ay kitabı bayiden alabileceğiniz için size sadece minik tüyolar vereceğim ve beni şaşırtan detayları söyleyeceğim. Şeflerin sokak lezzetlerine düşkün olduğunu tahmin ediyordum ama pideci, kuru fasulyeci, simitçi, ocak başı ve sakatatçılardan bu kadar yer önereceklerini doğrusu tahmin etmemiştim. Bu kitap o yüzden İstanbul’un en sıkı lezzet durakları rehberi oldu. 

En çok tercih edilen pideci Çayırbaşı Pideban. Cağ kebabı favorim olduğu için Four Seasons Hotel İstanbul Bosphorus şefi Savaş Aydemir’in Erzurum Cağ Kebabı önerisi ilk gideceğim restoran.


KAAN SAKARYA
Basta Street Food Bar’ın şefi Kaan Sakarya, “Beyoğlu Balık Pazarı'nın arka çıkışından Tarlabaşı Bulvarı'na çıkıp sağa dönünce hemen az ileride, gece çıkan seyyar bir arabada dünyanın en lezzetli sokak yemeklerinden birini bulacaksınız. Şirdan dolması, bol acılı ve kimyonlu, coşkulu bir geceyi noktalamak için bire bir” deyince o da listemde ikinci sıraya yerleşti. 

Balık pazarındaki Golden Horn benim en sık ziyaret ettiğim, kokoreç ve midye dolma yediğim bir yerdi, orası kapandığından beri resmen kalbim kırık. Bahane uydurup midye yemeye İzmir’e bile gittiğim oldu. Feriye’nin şefi Aydın Demir Beşiktaş’taki Midyeci Ahmet’in adresini verdi. Şüpheci ama ümitliyim. Belki yeni midyecim orası olabilir. Aydın Usta’nın bir diğer önerisi de Etiler’deki Boşnak Mutfağı. Ne zamandır gitmediğimi hatırladım ve iştahım açıldı.


Şeflerin önerilerine bakarken damak zevklerinin izlerini de sürebiliyorsunuz, kim ne sever, nasıl sever görüyorsunuz. Mesela Gram’ın şefi Didem Şenol yemekler kadar manzaraya, restoranın sahibi ile sohbet edebilmesine, yemeklerin aynı standartta gelmesine de duyarlı. Simitçi, turşucu, ciğerci, dondurmacı derken öneri skalası hayli genişti. Onun önerilerinden de Galatasaray’daki Senin Ciğerci’yi listeye aldım. Deniz Ahmet Köse, Gülfem Gemici Küçükay’ın açtığı Bahçe Ocakbaşı’nı önerdi. Sırf bir kadın ocakbaşını nasıl yapar diye merakımdan onu da listeme aldım.


BAHÇE OCAKBAŞI

Tabii bunlar benim şahsi listemi oluşturdu, şefler gibi ben de sokak lezzetlerine, sakatatçılara, midyecilere bayılıyorum.

Tavsiyem siz de dergiyle birlikte kitabı alıp kendi listenizi çıkarın ve lezzet haritanızı oluşturun. 


Tüm yazılarını göster