Yalancı selülite inanmayın...

Vücut şeklimiz, kilomuz hatta yaşam biçimimizden bağımsız olarak çoğumuzun problemi portakal kabuğu görüntüsü! Kendisi aslında sanıldığı kadar basit bir estetik bozukluk olmayabilir. Altında yatan nedenleri bilmek önemli.

Beslenmenize dikkat ediyorsunuz, düzenli spor da yapıyorsunuz ama maalesef bu kadar emek vermenize rağmen inatçı selülitlerden bir türlü kurtulamıyorsanız belki de sizi rahatsız eden bu görüntünün altında lipödem olarak bilinen ve tedavi edilmediğinde bazen ciddi sorunlara da neden olan bir hastalık olabilir. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Prof. Dr. Ahmet Karacalar yalancı selülit olarak bilinen lipödem ile ilgili sorularımızı cevapladı.

Nedir selülit?
Kadınlarda deri altı bantlar dikeydir. Bu boşlukta oluşan ödem, bantların arasındaki bölgeleri yükseltiyor (sütün taşması gibi), böylece deride dalgalı bir görünüm oluşuyor. Bu nedenle zayıf ya da kilolu herkeste selülit olabiliyor. Bu bantlar arası bölgelerde yer alan yağ dokusu da artarsa düzensizlik daha da artıyor. Bölgedeki olaylar kötüleşirse bölgesel bir iltihaplanma oluşabiliyor. Bu mikropsuz bir iltihaplanma biçimi. Bu durum bantların kısalmasına ve kalınlaşmasına yol açıyor.

Hastalar size daha çok hangi şikayetlerle geliyor?
Estetik kaygılar bazı hastalarda ön planda. Özellikle bacak kalınlığı ve şekilsizlik, selülit ve doku gevşekliği en çok rastladığımız şikayetler. Bunlar çoğunlukla erken evredeki hastalarımız oluyor. Evre ilerledikçe estetik kaygının yerini ağrı, hassasiyet, uyuşukluk, çabuk morarma, özellikle akşama doğru şişme, gerginlik ve ağrı hissi gibi şikayetler alıyor.

Portakal kabuğu görüntüsünden kurtulabilmemiz için bize neler önerebilirsiniz?
Her tür spor faydalı oluyor. Çünkü spor, dolaşımı düzenliyor, yağ yakmamızı sağlıyor, kas ve kemik dokusunu geliştiriyor. Bütün bunlar selülit tedavisinde önemli. Antiinflamatuvar dediğimiz yangı azaltıcı beslenme, iyi uyku, alkol ve sigaradan uzak durulması, sabit oturmama, stresi azaltma gibi yaşam biçimimizde yapacağımız düzenlemeler de önemli. Geleneksel kuru keseleme de yararlı çünkü selülitte derinin dökülme ve yenilenme süresi uzuyor ve üst üste ölü deri birikiyor. Tabii bu durum derinin kaba ve sağlıksız bir görüntüde olmasına neden oluyor. Normalde üç haftada bir derinin yenilenmesi gerekiyor. Kese buna yardımcı oluyor ve en üst tabakanın dolaşımını arttırıyor.

Selülit sandığımız görüntü aslında başka hastalıkların belirtisi olabilir mi?
Öncelikle gerçek selüliti tarif etmek gerekiyor: En bilinen tarifiyle derideki portakal kabuğu şeklinde düzensizliktir. Ancak bu görüntü sadece bir evresini anlatıyor, evre ilerledikçe bu tarif yeterli olmuyor. Çoğu zaman bölgesel yağ fazlalığı da selülit olarak adlandırılıyor ancak bu yanlış. Selülite bakış açısı tamamen değişti. Selülit altta yatan sorunla ilgili bir ipucu aslında. Selülitin varlığı metabolik bir sorunu işaret ediyor olabilir yani aslında basit bir görüntü bozukluğu değil. Selülit ile hormonal ve metabolik sorunlar bir aradadır ya da selülitin hormonal ve metabolik yansımaları vardır. Bu nedenle sadece deriye yönelik işlemler kısa ömürlü ya da etkisiz oluyor. Altta yatan hastalıkların belki de en önemlisi ise ‘lipödem’.

Lipödem nedir?
Ağrılı yağlanma hastalığı olarak tanımlanıyor. Ancak bu tanım artık hastalığı anlatmada yetersiz. “Genetik, östrojen hormonu ile yakından bağlantılı, kılcal damar ve lenf damarı yangısı olan, yangısal metabolik bir sendrom” demek daha doğru.

Teşhis nasıl konuluyor?
Teşhisi bu konuda tecrübeli bir hekim sadece bakarak koyabilir. Yüksek rezolusyonlu ultrason, MR ve lenfosintigrafi teşhiste kullanılabiliyor. Ancak çoğu zaman bunlara gerek olmuyor. Genellikle lipödemli kişiler armut tipli beden yapısına sahip oluyor. Şişme, uyuşukluk, kolay morarma, bastırınca acıma hissi, hareket kısıtlılığının yanı sıra bazen deri de soğukluk ya da yanma da belirtiler arasında yer alıyor. Bazı hastaların eklemleri ise çok esnek oluyor.

Tedavisi nasıl yapılıyor?
Öncelikle sorunlu yağın olabildiğince uzaklaştırılması gerekiyor. Ancak lipödemde yağ alınması ile lipödemi olmayan bir kişiden yağ alınması prensipleri aynı değil. Amaç sadece yağın alınması değil. Bacağın oranlarına, formuna uygun, sanatsal bakış açısıyla şekillendirilmesi önemli. Diğer türlü sadece yağı alınmış, rahatlamış ancak biçimsiz bacaklar ortaya çıkıyor. Superdry liposuction, kansız bir şekilde, saf yağın alındığı bir yöntem. İlk kez 1998 yılında bilimsel bir dergide yayınlandı. Elbette o günden bu yana teknik çok gelişti. Özellikle ileri aşama lipödemlerde bacak içi spiral germe, üst bacak germe tedavi planına eklenebiliyor. Diz germe ileri evre lipödemlerde yağı aldıktan sonra gerekli oluyor. Bu tür durumlarda germe dışında hiçbir yöntem fazla deriyi ortadan kaldıramıyor maalesef. Spor yaparak ve diyet uygulanarak bu sorun çözülemiyor. Lipödemiyi tedavi eden bir diyet programı bulunmuyor. Bu hastalıktan diyetisyenlerin ve spor eğitmenlerinin haberdar olması gerekiyor.

Tedavi edilmezse ne tür sorunları beraberinde getiriyor?
Lipödem ilerleyici bir hastalık, seyrini belirlemek zor... Tedavi edilmeyen lipödem; osteoartrit, obezite, hareket kabiliyetinde azalma, psikolojik bozukluk ve düşük benlik saygısı gibi ikincil sorunlara neden olabiliyor. Fazla yağın ağırlığı dizlerin içe doğru çarpmasına ve yürüyüşün bozulmasına neden olabiliyor. Lipödem hastalarında eklemlerin aşınması ve yıpranmasının neden olduğu sorunlar dramatik olarak artıyor. Daha sonraki aşamalarda, lenfatik sistem tarafından üretilen ve boşaltılan sıvı miktarındaki dengesizlik nedeniyle ikincil lenfödem oluşabiliyor.

Size başvuran hastalar daha çok hangi bölgelerden şikayet ediyor?
Özellikle alt bacak ve diz çevresi ön planda. Hastalarda asıl şikayetlere neden olan ise burada biriken yağlar.

Superdry hangi bölgelere uygulanabiliyor?
Ayak bileğinden başlayarak, baldır, diz çevresi ve üst bacağın yarısına uygulanabiliyor. Kollarda da el bileğinden başlayarak omuza yakın bir bölgeye kadar uygulama yapılabiliyor. Üst bacakta basen üstleri ve iç bacakta uygulayamıyoruz.

Superdry nasıl uygulanıyor?
Superdry liposuction kansız bir şekilde, saf yağın alındığı bir yöntem. İşlem boyunca kan kaybı olmuyor. Özellikle bacak bölgesi ve ayak bileği yağ tabakası tek katlı olduğundan özenli ve hassas bir yağ alma işlemi gerekiyor. İşlem sırasında dokuda şişme olmuyor. Bu durum doktora sonucu değerlendirme şansı veriyor. Karşı bacakla karşılaştırarak, simetriyi sağlamada da oldukça yararlı. Pnömotik turnike adı verilen bir cihazla yağ dokusuna giden kan akımı durdurularak yapılıyor. Hastane kalış süresi genellikle bir gün.

Öncesi ve sonrasında nelere dikkat edilmeli?
Ameliyat öncesi bazı kan tahlilleri isteniyor. Beden kitle indeksi ve bel çevresi kalınlığı önemli. Beden kitle indeksi yüksek ve bel çevresi yağlı bir hastanın bir hazırlık süreci oluyor. Ameliyat sonrası basınçlı çoraplar giyiliyor. İlk bir ay gece-gündüz çorap giyilmesi önemli. İkinci ve üçüncü aylar sadece gündüz giymek yeterli oluyor. İlk bir yıl çok ayakta kalınacağı zaman, uçak yolculuklarında da yine çorap giymek öneriliyor.

Tedaviden sonra pürüzsüz bir görüntü mü ortaya çıkıyor?
Erken evrelerde bu mümkün. İşlemin başarısında hastanın deri kalitesi, kas ve kemik yapısı sonuç üzerinde çok belirleyici.

Tekrar aynı sorun yaşanabilir mi? Yaşanmaması için ne yapmak gerekiyor?
Lipödem tedavisinde en önemli basamak liposuction’dır. Bu işlem ile hastalıklı doku büyük orandan uzaklaştırılıyor. Ancak genetik bir sorun olduğu için, yapılan işlem hastalığın bittiği anlamına gelmiyor. Yağların alınması lipödem hastaları için yeterli olmuyor. Vücutta hastalıklı yağları uzaklaştırıp, metabolik-hormonal dengenin düzenlenmesi, hastanın psikolojisini düzeltilip, bacaklarına hareket kazandırılması, varsa lipödemin neden olduğu ya da ödemi arttırabilecek hastalıkların tedavisi en önemli strateji.

“Lipödem; osteoartrit, obezite, hareket kabiliyetinde azalma, psikolojik bozukluk ve düşük benlik saygısı gibi sorunlara neden olabiliyor.”

YALANCI SELÜLİT NEDİR?

Prof. Dr. Ahmet Karacalar, “Bu selülit türü, metabolik ya da hormonal bir soruna değil, yaşlanma ve yıpranma ile ilgili bir soruna işaret ediyor. Yaş arttıkça deri inceliyor. Güneş ışığı da bu incelmeyi arttırıyor. Derideki elastik lifler ve kolajen azalıyor. Deri özellikle ayakta durduğumuzda yerçekimine karşı ya da basınç altında direnemiyor ve düzensizlikler oluşuyor. Elimizle dokuyu çektiğimizde ise bu düzensizlikler kayboluyor. Deriyi çektiğimiz de selülit kayboluyorsa yalancıdır. Deriyi sıkıştırdığımızda ortaya çıkıyorsa gerçektir.”

Tüm yazılarını göster