Esin Övet

esinovet@gmail.com
TÜM YAZILARI
'Mevzu Fenerbahçe aşkı, gerisi teferruat' Bazı günler vardır, insan daha sokağa çıktığı an neyin içine doğduğunu hatırlar. Fenerbahçe günü öyledir işte. Derbi günü öyledir. Galatasaray ile o meşhur toksik ilişkimizin bir perdesi daha açılacağı zaman, Kadıköy’e doğru atılan her adımın ritmi de değişir. ..
'Anıların kıymetini bilip sahip çıkmak gerek' Hayat bazen öyle bir ritim tutturur ki; bir bakarsın çıkıyorsun, bir bakarsın düşüyorsun. İnsan dediğin, inişlerin ve çıkışların arasında sürekli bir çizgi çekip duruyor. Ve tam o savrulduğun yerde bir şarkı gelir, kolundan tutar. Bir albüm çıkar karşına; ilaç gibi. Sanki “Merak etme, geçecek” der gibi... 'Bir cuma akşamının hatır defteri' Bazı geceler vardır, yaşandığı anda anlamazsın ama ruhuna ince bir iğneyle işlenir. Aylar sonra bile bir şarkı duyduğunda, bir kokuya denk geldiğinde, o gecenin seni elinden tutup geri çağırdığını hissedersin. İşte cuma akşamı da tam öyle bir geceydi...
Sıla’dan “Kafa Yüksek Kalp Kırık” albümünün ilk teklisi Hani bazen insanın içine çöreklenen o sıkışmışlık hissi vardır ya…Bir türlü dışarı taşıp da cümle olamaz. İşte o anlarda Sıla’nın sesinde saklı bir kapı açılır; “Gel, otur şöyle, dökül” der gibi yürekten süzülür. Şarkılar seni alır, sürükler ve “Oh be, döktüm içimi” dedirtir... Kapadokya’da arınma ritüeli Türkiye’yi karış karış gezmeyi seven biri olarak söylüyorum; Bu ülkenin toprağı, suyu, kokusu, insanı başka bir şey.  Her defasında aynı yere gitsem bile bambaşka bir tat bırakıyor içimde. Çünkü burası sadece coğrafya değil; nefes, ses, hikâye... Tarkan’ın sırrı Kaç konserde izledim, Tarkan’ı artık hatırlamıyorum ama şunu çok net biliyorum: Hâlâ aynı heyecanla bekliyorum. Üstelik 7’den 70’e hepimiz aynı duygudayız... Strateji yoksa ilişki de yok-muş! İlişki dediğimiz şey son yıllarda öyle bir hâle geldi ki, dostlarla oturduğumuz bir masada, konuyu kimse açmasa bile sanki görünmez bir el gelip “Şimdi ilişkilerden yakınma zamanı” butonuna basıyor. Türkiye’nin konuştuğu düğünde neler mi oldu? Mesleğim icabı, dili, dini, ırkı, sektörü, yaptığı iş ne olursa olsun çok insan tanıma fırsatım oldu. Ünlüsü, ünsüzü, iş insanı, kabadayısı, siyasetçisi, memuru, sıradan insanı derken uzayıp giden listede çok insanla çok masalarda buluştuğum da oldu... 'Heybetli bir aşkın son perdesi' Bazen bir çift çıkar; yıllar geçer, dünya değişir, insanlar başkalaşır, ilişkiler un ufak olur ama o iki isim, o iki yürek, yaşadıklarıyla hafızalara kazınır. Yıllar geçse de üstü tozlanmaz. 'Atam' Ben 13 yaşında evlendirilmiş, okumayı çok istemiş fakat okuyamamış senin kurduğun, bizlere armağan ettiğin Cumhuriyet'in imkanlarından beş kız çocuğunu da faydalandırmış bir annenin en küçük kızıyım. .. 'Kasımın hesap defteri' Mevsimin adı kasım…Ve sanki havada “Kasım’da Aşk Başkadır” demediğimiz bir Kasım ayı geçiriyoruz. Geçmesin diye de elimden geleni yapıyorum çünkü milletin derdi memleket sorunlarından çok “Kral sendromlu erkekler” farkındaysanız. 'Krallar kaybeder mi gerçekten?' Hani derler ya “Tahtı olanın derdi bitmez” diye. Sonuçta kral dediğinin de bir kalbi var, ama işte bazıları o kalbi önce kendine saklamayı bile beceremez.