Diyabet hastaları oruç tutabilir mi? Diyabet hastaları için Ramazan önerileri

Diyabetik hastalar için kan şekerini dengede tutmak oldukça önemlidir. Ramazan ayında da oruç tutmak isteyen diyabetik hastaların dikkat etmesi gereken pek çok önemli nokta bulunuyor. Peki diyabet hastaları oruç tutabilir mi? Ramazanda nelere dikkat etmeliler? İşte detaylar...

Ramazan ayında oruç tutanların da tutmayanların da beslenme sisteminde değişiklik olur. Sofrada çeşitlilik, özellikle şekerli ve unlu gıdaların tüketimi artar. Yemek saatleri değişir. Gerekli özeni göstermez ve beslenme kontrolünü bozarsak sağlık sorunları yaşayabiliriz. Bu durum diyabetik hastalar için daha ciddi bir risk oluşturmaktadır. Diyabetik hastalar oruç tutabilir mi? Ramazanda nelere dikkat etmeliler? Ramazan ayına özel diyabetik hastaların dikkat etmesi gerekenleri Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, tüm detaylarıyla anlattı. 

Diyabet hastalarının oruç tutmaları sakıncalı mı?

Öncelikle her diyabetik hastanın oruç tutmasının doğru olmadığını bilmek gerekir. Oruç tutmak isteyen her diyabet hastası Ramazan ayı öncesinde doktoruna başvurmalı, oruç tutmasının uygun olup olmadığına dair doktorunun görüşünü almalıdır. Unutmayalım ki diyabet ilerleyen bir hastalıktır. Bir yıl önce oruç tutabilen bir diyabet hastasının bir yıl sonra bozulan diyabet regülasyonu, değişen ilaç kullanımı gibi nedenlerle oruç tutması sakıncalı olabilir.

Diyabet hastaları Ramazan'da nelere dikkat etmeli?

Ramazan konusundaki ilk yanlış; kilo fazlası olan kişilerin oruç tutarak kilo verebileceklerini düşünmesidir. Oysa oruç perhiz değil, ibadettir. Üstelik gün içinde aç kalıp akşam saatlerinde yemeye başlayan kişilerde metabolizma yavaşlar, Ramazan ayı sırasında kilo verilse dahi sonrasında bu kilolar geri alınır. Oruç ile ilgili önemli bir başka yanlış; bir diyabet hastasının aç kalınca şekerinin düşeceği beklentisidir. Özellikle ilaç kullanan diyabet hastalarında uzun açlık kan şekerlerinin düşmesinin ötesinde kan şekerlerinin 'hipoglisemi' adını verdiğimiz normalin altına düştüğü tehlikeli bir durumla karşılaşılabilir. İlaç kullanmayıp yalnız diyetle takip edilen diyabet hastalarında ise uzun açlıkta farklı metabolik dengeler enerji üretimi açısından devreye girip kontrolsüz kan şekeri yüksekliklerine yol açabilir. Özellikle susuz kalmak kan şekeri yüksekliğini ve buna bağlı koma durumunu tetikleyebilir.

Şeker metabolizmasını zorlayan diğer bir konu; uyku düzeninin bozulmasıdır. Uyku saatlerinin değişmesi, az uyunması, özellikle sahura dek uyumadan beklenmesi şeker metabolizmasını olumsuz etkiler ve insülin direncinin artmasına, kan şekerlerinin yükselmesine yol açabilir. Sahura kalkmadan oruç tutmak ise çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu denli uzun açlık sonrası kandaki şeker düzeyleri ilk günlerde düşer, ancak sonra vücuda enerji sağlamak için devreye giren farklı mekanizmalarla tam tersine yükselmeye başlar. Üstelik bu kadar uzun açlık sonrası iftarda daha da hacimli ve kalorili yemek yenince kan şekeri kontrolü iyice bozulur.

Hangi şeker hastaları oruç tutamaz?

Ramazan'da insülin iğnesi kullanan (tip 1 veya insülin kullanan tip 2 diyabet hastaları), hamile olan, kan şekeri normalin altına düşen (hipoglisemi) ve 65 yaşının üzerinde olan şeker hastalarının oruç tutması önerilmez. Ramazan öncesi şeker hastaları tam bir muayeneden geçmelidirler. Kan şekeri 140 altında olan ve insülin kullanmayan, 65 yaşından genç tip 2 diyabet hastaları, kan şekeri takiplerini düzenli olarak yapmak ve beslenmelerine dikkat etmek kaydıyla oruç tutabilirler.

Ramazanda hangi tür sağlık sorunları artar? 

Ramazan ayında sağlıklı insanlar bile uzun süren açlığın ardından aşırı bir biçimde yemek yediği için sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları yüzünden birçok kişi hem kilo alıyor hem de mide ağrıları, ülser, kabızlık ve tansiyon yükselmesi problemleri Ramazan ayında artıyor.

Diyabet hastaları Ramazanda nasıl beslenmeli?

Oruç tutan kişiler Ramazan ayında en az 16 saat veya daha fazla açlık ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu açlık süresi içinde kan şekeri düşüyor. İftarda ise tam tersi oluyor; aniden fazla miktarda yemek tüketildiği için kan şekeri yükseliyor. Eğer kişi sahura kalkmıyor ise kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlar. Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi iftar sonrasında da uygulanmalı ve gece yatana dek sık sık ve azar azar beslenilmelidir. Gece tüketilen besinler uykuda metabolizma hızı düştüğü için daha kolay yağa çevirilirler. Bu yüzden Ramazan’da sahura mutlaka kalkılmalı, öğünlerde tüketilen besinlerin miktarı ve kalorisi normal zamandakinden çok fazla olmamalıdır. Günlük 2-2,5 litre su ve sıvı tüketilmelidir. Geceleyin ve sahurda bol su içilmeli, kahve ve gazozlu içecekler tüketilmemelidir.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil