MAVİNİN TONLARINA YOLCULUK
YAZI & FOTOĞRAFLAR: OYLUM & ONUR YÜKSEL
@baya_iyi
“Yollarda olmak, o kadar yol aldıktan sonra birbirine bağlanan iki yol olmak… İki kişi seyahat etmenin en keyifli olduğu yolculuk şekli, bizim için hiç şüphesiz kara yolu seyahati. O yolculuğa özel hazırladığımız çalma listeleri de yolculuğu mükemmelleştiren unsurlardan biri. Yıllar sonra bile, yolculukta dinlediğimiz tek bir şarkı bizi o günlere ışınlamaya yetiyor. Keşfetmek istediğimiz tüm antik kentlere ve doğa güzelliklerine istediğimiz saatte özgürce ulaşabilmek, bizi çok mutlu ediyor. Bu yaz, çok sevdiğimiz seyahatler arasında olan, kendi çalma listenizle ulaşabileceğiniz ve unutamayacağınız dört rotayı sizin için seçtik.”
ÇILGIN KALABALIKTAN UZAK
DATÇA, MUĞLA
Datça’nın virajlı yollarında kıvrıla kıvrıla ilerleyerek Deve Boynu Yarımadası’nın en ucuna kadar gitmek; Knidos Antik Kenti’ni ve antik kentin içindeki plajlarda ister Ege’nin ister Akdeniz’in sularında serinlemek muhteşem Datça anlarından biridir bizim için. Bir de Datça’nın merkezi ile Knidos arasında kalan güzellikler var. Datça’nın merkezi, yürüyerek ulaşabileceğiniz iki güzel koy arasında. Doğu yönüne bakan Datça Limanı, kuzeyde Kumluk Plajı ve güneyde Taşlık Plajı’nı birbirinden ayırıyor. Şehrin içinde olan bu plajlar haliyle biraz kalabalık. Siz de bizim gibi Datça’ya kadar gitmişken şehir manzarasından ve betondan uzaklaşmak, sadece yeşil ve mavinin hakim olduğu bakir plajlarda yüzmek isterseniz; otomobille gidebileceğiniz muhteşem koylar var. Denizin hemen kıyısındaki ağaçların gölgesinde dinlenebileceğiniz ve yeşilin denizin mavisine yansıdığı sularda yüzebileceğiniz bu plajlar bizim için Datça’nın özeti. Bizce Datça’nın en güzel plajı olan Akvaryum Koyu (Palamutbükü Plajı’nın bitişiğindeki) ve konfor arayanlar için restoranlar ve kiralık şezlonglu özel plajları olan -ki bizce girişindeki halk plajı en güzel kısmı- Kargı Koyu; Kefalonya’nın bakir plajlarını hatırlatıyor. Kurubük, Akvaryum Koyu’ndan sonraki favorimiz ve manzarası eşsiz bir koy. Hayıtbükü Koyu ise hem doğanın içinde olmak hem de ailesinin konforu eksik olmasın isteyenler için. Hayıtbükü, kendi başına mutlu bir gezegen gibi. Datça Yarımadası’nda pansiyon arayan, özellikle çocuklu ailelere bu köyü tavsiye ederiz. Çam ağaçlarının altında kamp yapmak ve sabahları yüzünüzü denizde yıkamak için Akçabük Plajı’nı listenize ekleyin!
AŞK, YENİDEN!
SÖĞÜT, MUĞLA
Türkiye kıyılarında her yaz mavinin farklı bir tonuna, doğanın başka bir harikasına yeniden aşık oluyoruz. En güzel koylara gittik, en güzel denizlerde yüzdük zannediyoruz; ta ki Anadolu bize başka bir cevherini gösterene kadar. Bozburun Yarımadası’ndaki Söğüt Köy’de geçirdiğimiz bir haftada Türkiye’ye yeniden aşık olmuştuk. Söğüt’e gidenler irili ufaklı adalar ile çevrili bu masmavi körfezi, harika gün batımlarını ve batısında boylu boyunca uzanan Simi Adası manzarasını iyi bilirler. Bozburun’da kiraladığımız küçük tekne ile Bozburun-Söğüt arasındaki muhteşem koyları gezdik. Sırasıyla Zeytin Adası, Söğüt Adası (kuzeybatı kıyısı), Değirmen Adası, Üç Taşlar (Söğüt Adası’nın doğu kıyısı), Çomçalık Koyu, Akvaryum Koyu ve Ada Boğazı. Hepsi birbirinden güzel olan bu yedi koyun, coğrafi olarak en benzersiz olanı denizi iki renkli olan Üç Taşlar mevki. Söğüt’ün derin, koyu lacivert körfezi, adanın hemen kıyısında yükselen taşlar sayesinde muazzam bir sualtı zenginliği ile birleşmiş. Üç Taşlar’ın dibinde son yıllarda oluşmaya başlayan mercanlar ise balıkların yeni yuvası. Şnorkel ile bu taşların etrafında bir tur atmak ve sualtını izlemek harikaydı. Balıkların peşinde yüzerken, fark etmeden o derin mavi sulara açılmışız. İşte o an, uçurumdan düşer gibi bir korku hissettik. Öyle ki suyun içinde dizlerimiz titredi! Selimiye, Bozburun, Söğüt taraflarına giderseniz; bu yedi koyda mutlaka yüzmelisiniz. Söğüt’te iyi bir balık restoranı arıyorsanız bölgenin en iyisi Octopus Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. Söğüt’te tüm gün denize girmek ve yemek yemek için bir işletme ararsanız Yalıbaşı Yasemin Restaurant’ı öneririz. Yolunuz düşerse, Yasemin Hanım’ın keçiboynuzu pekmezinden yaptığı ekmek kadayıfını mutlaka sormanızı öneririz.
KOMŞUDA BEŞ GÜN
HALKİDİKİ, YUNANİSTAN
İstanbul’dan Halkidiki sadece 600 km uzaklıkta, Türkiye’de Akdeniz’e seyahat eder gibi rahatlıkla Halkidiki’ye gidebilir; bagajda şemsiyeniz ve sandalyeniz olursa komşumuzun masmavi bakir koylarını keşfedebilirsiniz. Halkidiki, Ege Denizi’ne güneybatıdan kuzeydoğuya uzanan sıralı üç yarımadadan oluşuyor ve 550 kilometre sahil hattına ve 71 mavi bayraklı plaja sahip. Halkidiki’de turistlerin en çok tercih ettiği, tesislerin ve plajların en fazla olduğu yarımada güneydeki Kassandra. Ortadaki yarımada, bakir koyları ile üzerine yeşil bir örtü serilmiş gibi duran Sithonia. Üçüncüsü ve kuzeydeki sadece denizden görebileceğiniz, manastırlar ve kiliselerin bulunduğu özerk bölge Aynoroz. Halkidiki’ye ilk defa gidecekseniz, tavsiyemiz Kassandra Yarımadası’ndaki Fourka’da konaklamanız ve Halkidiki keşfine en az 5 gün ayırmanız. Halkidiki’nin en haraketli yarımadası, olan güneydeki Kassandra ve buranın en güzel plajları, restoranları ve manzaraları ise batıya bakan cephesi ile efsane gün batımlarına sahne olan Fourka’da. Gün batımında Fourka Plajı’ndan Yunanistan’ın zirvesi ve mitolojide Yunan Tanrıları’nın evi olarak kabul edilen Olympos Dağı manzarasını izlemek çok keyiflidir. Gündüzleri Fourka Plajı’ndaki en popüler mekan Zattero Seaside Bar. Fourka Plajı’nın bu bölümünde deniz o kadar mükemmel ki gürültücü gençlerin arasına karışmaya değer. Fourka’da akşam yemeği için tavsiyemiz geleneksel Yunan Tavernası Takis. Gün batımından yarım saat önce gelip, Takis’in masalarında keyif yapmalısınız. Fourka’da yaşayanların kahvaltıda buluşma yeri Tony’s. Peynirli ve kıymalı börek nefisti ve muhallebili tatlı börekle de kapanış tavsiyemizdir. Possidi Burnu’ndaki Miti Plajı, doğal bir kum burundan oluşuyor ve tamamen bakir. Pefkochori bölgesi, Kassandra Yarımadası’nın kuzeye bakan kıyılarında. Burada deniz yine çok berrak; ama taşlık olduğu için Fourka Plajı kadar rahat değil. Pefkochori’de Umbrellas Beach Bar bizim güzel yemekler yediğimiz, konforlu bulduğumuz bir plajdı. Yarımadayı biraz daha keşfedeyim derseniz geleneksel Yunan mutfağının en iyilerinden biri olan Diamantis’te öğle yemeği için Siviri Köyü’ne gidebilirsiniz.