Kadınlar unutmaz erkeklere öğütler

“Kadınlar unutmaz. Yalnız özel günleri değil.

Kürşat Başar

Kürşat Başar


Kadınlar unutmaz erkeklere öğütler

Kadınların tarih konusundaki belleği inanılmaz. Çocukluğumdan beri, doğum günlerini unutmayacağım, önemli tarihleri not alacağım der dururum ama yine de hatırlamam. Abimin doğum gününü annem, anneminkini abim haber verir hala... Kadınların doğum günü, evlilik yıl dönümü, nişan, ilk buluşma, ilk öpüşme gibi olur olmaz bütün tarihleri ezbere hatırlaması beni hala şaşırtır.

Çünkü yalnız kocalarının ya da sevgililerinin değil, arkadaşlarınınkini ya da eski sevgililerininkini de gayet iyi hatırlıyorlar. Erkek arkadaşlarıma sordum, içlerinde ‘hayır, ben de hatırlarım’ diyen çıkmadı. Bunun yerine, ‘yahu cep telefonuna kaydet, alarm çalıp seni uyarıyor’ gibi akıllar verdiler. Hatta hemen hepsinin, bu konuda akıl almaz hikayelerini dinlemek zorunda kaldım.

Örneğin bir arkadaşım sekreterine bu konuda emir vermiş, bütün özel günlerde kendisini uyarıyormuş. Bir diğeri kuyumcu bir arkadaşını ayarlamış her yıl oradan çok pahalı olmayan bir şey yaptırtıp evlilik yıl dönümünü atlatıyormuş. Bir başkası, ‘en iyisi tatildir, iki günlüğüne bile olsa önceden tasarlanmış bir tatil ayarlarsanız durumu kurtarırsınız’ diye akıl verdi.

Kadınlar unutmaz. Yalnız özel günleri değil. Söylenen ve hoşlarına gitmeyen şeyleri... Eski sevgilinizle ilgili bütün ayrıntıları... Yaptığınız hataları... Neşeli bir anınızda ileri geri atıp tutarken ağzınızdan kaçan birtakım sözleri...

Erkekler biraz şapşal olduğundan özellikle bu ikincisi yani eski sevgiliyle ilgili konuları olur olmaz anlatırlar. İlişkinin başlarında bunları gayet güzel dinleyen sevgili tabii bunun acısını ilerleyen zamanlarda çıkartacaktır. Ama işin komiği adam ne anlattığını tam hatırlamadığı için iyice afallayacaktır. Kaldı ki erkekler, bir kadını ‘tavlama’ aşamasında akıllarına geleni söylerler. O anda akılları başka yerde olduğu için aslında söylediklerinin fazla bir anlamı da yoktur. Ama tabii bunu kadınların anlamasını beklemek saçma...

“Yaa, demek ta Hindistan’lara gidemezsin, uzun yol sevmiyorsun öyle mi Ahmet?” “Sevmiyorum, zorla mı canım, belgeseli var oturur izleriz, o kadar yol gidilir mi?” “Ama Aysun’la Maldivlere gitmiştiniz... Ona belgesel izleyelim dememiştin...” Bir kadınla çıkmaya başladığınız zaman aslında Amerikan filmlerinde polis sizi tutukladığı sırada yaşanan sahne aklınıza gelmeli.

“Bu kadınla çıkıyorsunuz, konuşacağınız her şey ileride aleyhinizde delil olarak kullanılabilir, isterseniz bir avukat çağırma hakkınız da var...” Bu konuda kadınlar kesinlikle daha ketum. Kimi zaman zorlasanız da geçmişle ilgili pek fazla bir şey söylememeyi tercih ediyorlar. Bir arkadaşım hatırlattı. “Falcıların söylediklerini de unutmazlar” dedi. Bakın bu da ilginç.

Çünkü genellikle falcı denilen insanlar kısa bir süre içinde size bir sürü şey anlatır. Geçmişinizi, uzak akrabalarınızın hastalığını, işinizle ilgili şeyleri, aşk hayatınızı, sizi kıskanan arkadaşlarınızı, kuzeninizin arkanızdan ne işler çevirdiğini ve buna benzer bir sürü hikayeyi aynı anda birbirine karıştırarak anlatır hem de... Üstüne de yakın bir gelecekte neler olacağına dair garip ayrıntılar verirler.

Evet ilginç ama kadınlar bunları da hatırlar. Ve bir rastlantı eseri, söylenenlerden yalnızca biri bile bilmem kaç yıl sonra gerçekleşse, “Biliyor musun hani üç yıl önce Emine diye bir falcıya gitmiştim, işte aynen şu an böyle bir eve taşınacağımızı söylemişti, bahçesinde kedi olacak bile demişti, al bak kedi işte...” deyiverirler.

Siz istediğiniz kadar, ‘genç bir çiftin birkaç yıl içinde taşınma olasılığı zaten yüksektir, üstelik kedi yalnızca bahçeden geçiyor sokak kedisi’ filan diye anlatın durun... Kavga sırasında söyledikleriniz bir yana, ama özellikle onun ailesiyle, görünüşüyle ilgili söyledikleriniz asla unutulmaz. “Sen her zaman demez misin senin kalçaların geniş diye...”

“Ben mi derim?”
“Evet...”
“Yahu ne zaman dedim, ben öyle bir şey hatırlamıyorum...Ayrıca senin kalçaların da geniş değil...”

Muhtemelen Ahmet bunu hayatında bir kere sinirle söylemiştir ama fark etmez. Bu da kara deftere yazılmıştır. Ve artık bundan sonra ömrünün sonuna kadar böyle olmadığına onu ikna etmeye çalışsa da boşuna uğraşır. Bir de tabii bir başkasını beğenme durumu var ki, erkeklerin bir türlü akıllarının ermediği konuların başında gelir. Kadınlar, bir arkadaşları ya da yeni tanıştıkları bir başka kadın için, ‘ne güzel, ne hoş değil mi, bayıldım kıza, çok da zeki...’ gibi övgülerde bulunduklarında, ‘sahiden de öyle, üstelik çok havalı, ben de beğendim’ diye bir cümle kuran erkek ölüm fermanını imzalamış demektir.

Babam hayatı boyunca hiçbir kadını beğendiğini söylemedi. Ama annemin asla affetmediği bir şey vardı ki, o da, babamın Emel Sayın hayranlığı...

Bu tür bir konuşmada, ‘ama sen de beğenmiştin, ben zaten o anlamda demedim, sahiden güzel kız’ gibi ipe sapa gelmez mantık yürütmeler hiçbir işe yaramaz. Aksine karşı tarafı daha da sinirlendirir.

Karınız ya da sevgiliniz başka bir kızı beğendiğini söylüyorsa genellikle bu durumda yapılacak şey; ‘öyle mi, bilmem, sen öyle diyorsan öyledir, dikkat etmedim, annenlere ne zaman gidiyoruz, epeydir ihmal ettik...’ türünden bir cümle kurmaktır.