Arkadaşlarınıza dikkat edin

Mehmet Pişkin’in veda mesajından sonra intihar edişine taktım kafayı.

Oben Budak

Oben Budak


Arkadaşlarınıza dikkat edin

Aylık yazımı yazmadan önce izleyen herkes gibi Mehmet Pişkin’in veda mesajından sonra intihar edişine taktım kafayı. Konuşmalarındaki normallik, bakışlarındaki doğruluk payı kanımı dondurdu. Bir insan ‘yaşamak için neden bulamıyorum’ diyor ve bunu çevresindeki arkadaşları fark etmiyor! Yalnız biri değil Mehmet, asosyal hiç değil. İçine kapanık biri de değil! Yani birçoğumuz gibi hayatını ite kaka götürenlerden. Belki de soran olsa anlatacaktı içinde kopanları ama aklına gelen olmadı demek ki. Duyduğumuz en bomba dedikoduyu birilerine söylemek için sabırsızlanırız, vakit harcamadan anlatmak isteriz. İçki sofralarında hükümeti yer bitiririz de yakınımızdakilere ‘Sen nasılsın?’ demeyi pek beceremiyoruz galiba. Günümüz hızlı yaşam standartlarında dostluğun da çok yakında rafa kalkacağını düşünüyorum. Çünkü bir araya gelince anlatılan şeyler paylaşım değil de dedikodu oluyor çoğunlukla. Onun-bunun ne yaptığını konuşmaktan kendi dertlerimize eğilmiyoruz bile. Anlıyorum, derdini anlatmazsan yokmuş kabul edilir, yaran bir kez daha acımamış olur. Ama insanların konuşmadığı şeyler kalınca, bazılarının gücü tükeniyor işte. Arkadaşlarınıza dikkat edin bence, onların içinde anlatmak istediği kim bilir neler vardır! Anlatamadığı için de küsüp durduğu. Arkadaşlarınıza dikkat edin, kaybettikten sonra değerini anlamak fena halde klişe artık.

Dedikodu hususu
Kadınlar canı sıkılıyor diye mi dedikodu yapıyor? Anlamak istiyorum, bu yüzden soruyorum. Bir konu hakkında konuşmamız gerekiyorsa, biz erkekler 10 dakikalık bir görüşmeye sığacak uzunlukta olayı masaya yatırır, sonrasında bir daha dönmeyiz bile. Ama kadınlar olayın başını, sonunu, detaylarını, nereye varacağını, nelere yol açacağını, kimleri etkileyeceğini konuşmaktan kendilerini alamıyorlar. Dedikodu arkadaşlar arası iletişimin tek yolu mu? Hani başka şekilde dikkat çekemiyorsunuz da ortama yetiştirdiğiniz dedikodularla mı renk katıyorsunuz? Ya da milletin başına gelen kötü olaylar sizin hayata karşı motivasyonunuzu mu arttırıyor? Yoksa kendi hırslarınızın arasında göçüp gitmemek için başkalarının sorunlarıyla mı ilgilisiniz bu kadar. Milletin dedikodusunu yapmaya harcadığınız vakitte kendinize çekidüzen vermeyi deneseniz belki de her şey geçecek aslında. Ama o zaman da siz, siz olmaktan çıkacak, iyi bir insan olacaksınız değil mi?

Arkadaşlarınıza dikkat edin - Resim : 1
Babası olmadı oğluna kısmet
Fotoğraftaki gencimiz 18 yaşında merak etmeyin, bebeksi suratını babasından almış sadece. Kendisi Jude Law’ın biricik oğlu Rafferty. New York Soho’daki büyük mankenlik ajansı Select onunla çoktan anlaşma yaptı bile. DKNY, Tiger of Sweden markaları için podyum mankenliği, İngiliz Vogue için de moda çekimi yaptı. Gümbür gümbür gelen bir Law’ımız daha oldu. Babasından umudu kesenlere yeni bir fırsat!

Arkadaşlarınıza dikkat edin - Resim : 2
Gold erkekler için
Bir tane Cavalli’miz olsun bari diye altın şişesine uzanıverdim Just Cavalli Gold’un. Yeni takıntım baharatlı ve odunsu kokular olduğu için Just Cavalli Gold ilk anda beni cezbedenlerden. İşin içinde Cavalli markası olunca biraz gösterişli bir parfüm mü acaba diye kendimi koklayıp durdum. Ama işin gösteriş kısmını altın şişesinde bırakıp koku olarak gayet temiz bir iş çıkarmışlar gün yüzüne. Karabiber ve kakule ile açılışı yapan parfüm, daha sonra vetiver’i ortaya salınca tadından yenmiyor.

Arkadaşlarınıza dikkat edin - Resim : 3
60’ları abartmayın
Yıllar geçiyor geçmesine de geçmiş her daim tekerrür ediyor, özellikle de moda dünyasında. Her sene modanın önde gelenleri içinde bulunduğumuz senelerde ne giymemiz gerektiğini belirliyor ve biz de ona göre hareket ediyoruz. Bu sene rüzgar 1960’lardan esiyor olsa gerek Gucci’si Saint Laurent’i 60’ları burnumuza dayamaya başladı. Tamam akım olarak güzel, defilelerde izlemek de keyifli. Ama çok az kişi var ki bu tasarımları üzerinde taşırken kendini babaanne gibi hissetmesin. Audrey Hepburn zarafetine sahip olduğunuza eminseniz sorun yok ama tereddütünüz varsa kullanmayın.

Snapchat uyarısı
Şimdilerde birine yürümenin en iyi yolu Snapchat oldu. Instagram’dan like basmak, Twitter’dan takibe almak sıkıcı oldu. Snapchat’ten sutyeninizle beraber göğüslerinizi de gönderdiniz mi her şey hızlanıyor. Bir de bu aplikasyondan gönderilen mesajların 10 saniyede yok olma durumu var ya, herkesi daha rahat harekete zorluyor. Ama erkekler ne yapıyor biliyor musunuz, “Bakın şimdi üç dakika içinde bana memelerini yollayacak” diye iddiaya giriyorlar. Ve sizin sadece manitanız görsün diye gönderdiğiniz o fotoğrafa toplu halde bakıp sizinle dalga geçiyorlar. Hangi erkekler mi, ne bileyim canım belki sizinki yapmıyordur!

Arkadaşlarınıza dikkat edin - Resim : 4
En sevmediğim kadınsal modalardan biri daha hortladı
En sevmediğim kadınsal modalardan biri daha hortladı, transparan kıyafetler geri döndü. Bir tül yardımıyla göğüslerin halka arz edilmesine diyecek lafım yok ama genelde o bölgeler hiç de hoş olmayan parçalarla kapatılınca bir esprisi kalmıyor. Giyen kadınlar da bir şekilde ‘Of Tanrım, neredeyse çıplağım’ diye düşünmekten kendilerini alamıyorlar sanırım, sonucunda hiç cool olmuyorlar. Transparan kullanmanın en klişe ama en güzel yolu ceket içine giymek. Diğer türlü işin içine danteller girince pek hoş olmuyor doğrusu. Kim tasarlarsa tasarlasın.

Arkadaşlarınıza dikkat edin - Resim : 5
Leyla Lidya Tuğutlu İle ayaküstü
Aralık ayında gösterime girecek ‘İçimdeki Ses’ filminde Engin Günaydın ile başrol oynamanın heyecanını yaşayan Tuğutlu, Bloomberg’de sunduğu HT Kulüp ile ekranları güzelleştirmeye devam ediyor.

Pazar pazar rahatsız ediyorum ama şu an üzerinde ne var? Eşofman, mikili tişört ya da tüylü terlik?
Eşofman çünkü az önce Maçka Parkı’nda koştum.
Geçirdiğin en korkunç tatil nasıldı?
Bir keresinde Dubai’de kaldığım otel çok kötüydü. Üstelik hava çok sıcaktı ve odadan dışarı da çıkamıyordum.
Yarın sabah bir yere gitmek istesen bu neresi olurdu?
Saint Tropez.
Topuklu ayakkabılarla aran nasıl, en uzun kaç saat ayağından çıkarmamışsındır?
Daha önce modellik yaptığım için aram iyi ama uzun süre giymeyi sevmiyorum. Bir gün boyunca ayağımda kaldıklarını hatırlıyorum.
Yaptığın en büyük moda hatası neydi?
Saçımı kırmızıya boyatmak gibi bir çılgınlık yapmıştım. Tabii korkunç oldu.
Yaşayan en seksi Holywood erkeği sence kim?
Johnny Depp. Karizmatik, kendi stili olan cool bir adam, iyi bir oyuncu.
Yemek konusunda kendini kaybettiğin sofra hangisi?
Türk ve İtalyan mutfağına asla karşı koyamam.
Hangi yiyeceğin kalorisinin ‘0’ olmasını isterdin?
Tabii ki hamburgerin.
En saçma batıl inancın hangisi?
13 sayısını uğursuz buluyorum.
İstanbul’a bir notun var mı?
İstanbul’un güzelliğini, silüetini bozan koca koca binalardan nefret ediyorum.