Sakin ol, biraz sakin

Bu ara birbirimize sürekli hatırlatmamız gereken bir ünlem, sakin ol!

Oben Budak

Oben Budak


Sakin ol, biraz sakin

ÇOCUKLUĞUMDAN UNUTULMAZ BİR ANIDIR; annem ve abimle birlikte gittiğim Devekuşu Kabare oyunu. Birçok bölümünü hatırlar kendi kendime gülerim ama hafızama en çok kazınan esprilerden biri umutsuz ev kadınını canlandıran Nevra Serezli’nin “Of çok sıkıldım ben, gideyim de çocukları dövüp biraz rahatlayayım bari” diyerek yavruları üzerinden stres atan bir anneyi canlandırması. O espriye çocuk yaşta iyi gülmüştüm tabii de, büyüyüp mutsuzluğunu, stresini başkaları üzerinde atmaya çalışan insanlarla tanışmaya başlayınca olayın ciddiyetini anladım. Şimdilerde sinirli-mutsuz insan profiliyle karşılaşmak için evden çıkmaya bile gerek yok. En mutlu anınızda, içinizden gelerek sosyal medyaya yazdığınız 3-5 cümleye bile çıkıntılık yapacak, posta koyacak, ‘o öyle değil’ diyecek tipler bir çoğaldı. E onlar ortamı gerince, ortam da bu gerginliğe müsait olunca ister istemez sinir tepemizde geziyoruz sürekli. O yüzden bu dönemin anahtar kelimesi; sakin ol! Bu ara birbirimize sürekli hatırlatmamız gereken bir ünlem değil mi bu, sakin ol! Artık sinir katsayımız kaçlara vardı bilmiyorum ama dizginlenemez bir sinir içindeyiz. Yani ben kar yağınca kedileri içeri alan mağaza için ‘Ürünlerinizi bir daha kullanmayacağız’ diye boykot başlatan kadınların durumunu çocukluğumda gittiğim tiyatro oyununa bağlıyorum mesela. Başka bir açıklaması olamaz sanırım bu kötülüğün. Özel hayatında bir dala tutunamamış, mutsuzluktan ölen kadınlar, şimdi de sokak hayvanlarına mı sardı yani! 

SEVGİLİNİN ARKASINDAN KONUŞMA!

Bu dönemin tek mutluluğu Sezen Aksu albümü Biraz Pop Biraz Sezen. Allah’tan kraliçemiz bu sefer insana mutluluk veren şarkıları pek yoğun tutmuş. Bir kısmı eğlendirirken bir kısmı da üzerinde uzun süre düşündürüyor. Sözlerini Sibel Algan’ın yazdığı ‘Hakkımda Konuşmuşsun’ ilişkilerin en gıcık tarafına değip dokunuyor. ‘Dargınken sevgililer/Erken konuşan kaybeder’ diyor Algan şarkının başında. ‘Hakkımda konuşmuşsun/Şikayetin varmış meğer’ diye devam eden şarkı üzerinde bayağı düşündüren cinsten. Sahi neden sevgilinin arkasından konuşulur? Bir sorun var ise neden birlikte olunan günlerde bu durum çözülmez. Dert yanmak ayrı tabii de car car gidenin ardından konuşmak biraz demode biraz da ayıp sanki.

TEK ÇARE DİZİ

Hepimizi geren terör yeni yılın ilk günü hepimizi şoka uğrattı. Sonrasındaki kar yangını derken bir süre evden çıkamayanlardanım. Eve tıkılmışsın, okumak için aldığın ama bir türlü vakit bulamadığın kitap dağını eritsene; olmaz ille dizi izlenecek! The Young Pope’a başladım, tabii ki Jude Law için. Beyaz dini kıyafetler içinde bile çok çekici olduğunu söylemeye gerek yok tabii. Sonra Netflix harikası The OA. Hem uzaylı severiz hem parapsikoloji, bu yüzden hastası olduk dizinin. Sosyal medya fenomen olayını Türkiye’de pek anlayamamıştım ama Chasing Cameron isimli reality show’da neler olup bittiğini çözdüm. Enteresan yaşamlar doğrusu. Yerli malı yurdun malı konusunda ise İçerde ile Cesur ve Güzel dışında izlemeye tahammül edecek pek iş yok. Cesur ve Güzel’i de gözümüz Kıvanç görsün diye izliyoruz ama neyse…

Sakin ol, biraz sakin - Resim : 1

KÜRKLÜ ADAMLAR

Bir süredir küresel iklim değişikliklerinin etkisi midir, değişen moda akımı mıdır bilmiyorum ama kürk giyme meselesini daha fazla konuşur olduk. Elimi asla kürke sürmem diyen kadınlar kadar “Ama bu benim babaannemden kalma kürk, para verip almadım ki” diyen hazır bahaneli modeller de mevcut. Bu konu hakkında kadınlarla atışırken Milano Moda Haftası’nda kürklü erkekler gözüme çarpıyor. Evet birçoğu gerçek kürk değil belki ama kürk algısı yaratıp insanın sinirini bozuyor. Mesela bu Dolce&Gabbana ayıcıklı model. Evet gerçek olmadığı anlaşılıyor ama değişen moda akımları sayesinde beş sene sonra erkeklerin de gerçek kürklerle dolaşması için zemin hazırlanıyor olabilir mi? Padişahlarımız da giyiyordu diye herkes kürklenirse çok gülerim valla.

CAZIN MAVİ HALİ

Şubatın iyi haberlerinden biri de saksafonun efsane virtüözü David Sanborn’un Cemal Reşit Rey’e geliyor olması. 19 Şubat’ta 4. Caz Şubatı kapsamında konser verecek olan müzisyen üç yaşındayken çocuk felcine yakalanıp terapisinin bir parçası olarak saksafon ile tanışmış. Hatta David Bowie’nin efsanevi albümü Young Americans da bulunan ve efsane ile turneye çıkan biri kendisi. Stevie Wonder, Paul Simon, Marcus Miller gibi isimlerle onlarca kez bir araya geldiği için onları saymayalım. Efsaneler bu ara ülkemize zar zor gelirken bu konseri kaçırmak olmaz bence.

Sakin ol, biraz sakin - Resim : 2

ZAC POSEN’DEN AYAKLARA

Tasarladığı kıyafetler ile kadınların aklını başından alan yakışıklı Zac Posen, bu sene ayakkabıları ile de anılmaya başlıyor. Yeni ortaya attığı ayakkabı serisi ilk koleksiyon olmasına rağmen bir hayli beğenildi. Tabii ki ünlü hayranları iş başında. Bu botu podyumda görür görmez hemen sipariş veren Alexa Chung, uzun süredir gördüğü en etkileyici ayakkabının bu model olduğunu düşünüyor. Posen, enteresan bir şekilde babet tarzındaki ayakkabıları bir hayli fazla tutmuş. Boy sorunu olmayan model arkadaşlarını düşünmüş olmalı.

UĞURLU 7

Bu ay Loewe 7’ın Anonimo’suna sarmış bulunuyorum. Özellikle kolumdaki bir dövmede de 7 rakamının bulunmasından dolayı dikkatimi çeken parfüm, 7’nin özünden ilham alınarak tasarlanmış zaten. 7 Loewe Anonimo sıkan erkekler daha insani, daha evrensel bir kahramana, başkalarına ilham kaynağı olmayı başarabilen isimsiz bir kahramana dönüşüyor da diyebiliriz aslında. Parfümün üst notalarındaki balzamik, is ve odunsu dokular baharat kokularına bayılanlar için mutlu edici bir ortam yaratsa da olay orada bitmiyor. Deri ve daha sıcak baharatların da devreye girmesiyle tam yedi ayrı noktada sizi cömertçe besliyor bu parfüm. Bir önceki 7 parfümünden ilham alan yedi farklı notasında, tütsü ve derin odunsu notaların sunduğu şıklığı, maskulenliği ve karakterini güçlendiren derinin özgünlüğünü taşıyor. Tam da şubat ayına göre!

BİTMEYEN SAÇ PROBLEMİ

Saç kaybı biz erkeklerin ortak yarası, ortak üzüntüsü. Ne yaparsanız yapın, yaş ilerledikçe saç sağlığını korumak pek zor. Dökülen saçlar için ektirmekten başka yol yok iken, saçları dökülmeyenler de zamanla güçsüzleşebiliyor. Aveda’nın Invati Men’i saç telini kalınlaştırıp, derisini ferahlatan etkisiyle böyle bir dönemimde elime geçti. İçeriğindeki amla yağı saç telini anında kalınlaştırır deniyordu ki, deneyene kadar bana da pek inandırıcı gelmemişti. İlk kullanımda saçlarınızdaki gücü hissedebiliyorsunuz. Saçı ile problemi olan sevgiliye önerilebilir.

GEREKSİZ TREND

2000’lerin başında yine moda olmuştu logolu tişörtler. DKNY damgalı, Versace aslanı logolu tişörtleri taşırdık üzerimizde, reklam panosu gibi. Sonra zamanla bu tip şeyler sadece futbolcular ve onlara özenen beylerin giydiği şeyler olarak kaldı. Ama sezona girince anlıyorum ki milletin gösterme merakı yine tavan yapmış. Gucci’sinden Dior’una ve hatta Chanel’ine kadar büyük firmalar da Levi’s gibi elde edilebilir markalar da baskılı tişört tutkusunu iyi bir şekilde besliyor. Ben bu konuda logolu tişörtlerin markanın reklamını yapmak konusundaki tutumunu anlayamıyorum şahsen. Hani bedava verseler giyerim tabii de, üzerine para verip almak ne derece mantıklı?