Gözlerinizi kapatın: Kimi Görüyorsunuz?

Ne gördünüz?

Özlem Denizmen

Özlem Denizmen


Gözlerinizi kapatın: Kimi Görüyorsunuz?

Gözünüzü kapatın. Herhangi bir politikacı getirin aklınıza, hayal edin. Gözünüzü açın. Ne gördünüz? Şimdi tekrar kapatın, bir patron hayal edin. Şimdi ne gördünüz? Bu görüntü Türkiye değil dünyanın dört bir yanında aynı. Gördüğünüz, doğal olarak, bir erkek. 

Kadın politikada olsun, iş hayatında yükselsin, kariyer yapsın, girişimci olsun, patron olsun deniyor. Ama insan hayal edemediği şey olamaz ki! Siz hayal etseniz bile; çevreniz etmez, size cesaret, destek vermezse, ne olur? Bu işler konuşma ve tartışmadan ileri gitmez.

İğneyi başkasına çuvaldızı kendine batır 
Tabii ki azim ve kararlılıkla istediği mevkilere gelen kadınlar da oluyor. Fakat onlar da aynı pozisyonda çalışmalarına rağmen erkeklere oranla daha az maaş alıyor. Bunu ben değil araştırmalar söylüyor. “İş dünyasında kadınlara ayrımcılık yapılıyor” demek kolay. İğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırıp bir daha düşünelim. Ön yargılarımız gerekli sorumluluğu alma ve yeteneklerimizi geliştirme noktasında bize engel oluyor mudur? Özgüvenimizin en büyük düşmanı acaba kendimiz miyiz? Kolları sıvayalım. İşte formül: Kendi ön yargılarımızı sil baştan gözden geçireceğiz.

İhtiyaç
Kadın ekonomik gelişimi ve ilerlemesi ile ilgili sürekli okuyor, bilim insanları ile buluşuyor, hem ülkemizde kapı kapı evleri geziyor hem de kadınlara seminerler veriyorum. Konferanslarda konuşuyorum, konu ile ilgili uluslararası kurullardayım. Geçenlerde, Harvard Üniversitesi’nin bir araştırması bir şey hatırlattı bana. Çok ön yargılıyız. Kadınların yüzde 23’ü, erkeklerin yüzde 40’ı erkek politikacıyı kadın politikacıya tercih ediyormuş. Bu çalışma, İtalyanca ‘foemina foeminae lupior’ yani ‘kadın kadının kurdudur’ sözünü gerçekliyor adeta. Oysa ne kadınlar var tarihte iz bırakan... Önce kendimizi mi inandırmalıyız? 

MİNİ TEST

Ön yargılı mıyım? 
# Meslek seçimi: ‘Asistanlık kadın, marangozluk erkek işi’ gibi kalıplarınız var mı? 
# Görünüm: Facebook, Instagram, Fligram’da... Eşinizde mutfak önlüğü, siz makosen pabuç ile... Etrafınızdaki insanlarda farkındalık yaratır mısınız? 
# Konuşma dili: Dilinizi değiştirin. ‘Türkçe yerine Fransızca konuşun’ demiyorum. Ama bilim adamı yerine bilim kadını diyebilirsiniz, değil mi? Cinsiyetçilikten dilinizi arındırmayı düşündünüz mü? 

Evde ön yargıları kapının önüne koyun 
• Çocuklarınız evlerinde kendilerini güvende hissetmeli öncelikle. Anne ve baba olarak ‘bu evde ön yargı yok’ kuralını hayata geçirin. Dünyadaki en başarılı aşçıların erkek olduğunu aklınızda tutun. Yeteneğin kadını erkeği yok. Kızınız futbol oynasın.
• Evdeki işlerin sorumluluğunu eşit dağıtın. Erkek işi, kız işi ayrımı yapmadan herkesin her şeyi yapmasını sağlayın. İnanın bu onlar için de çok keyifli. Benim iki oğlum var ve biz birlikte mutfakta çok eğleniyoruz. 
• Son zamanlarda tüm kitapçılarda boyama kitabı çılgınlığı aldı başını gidiyor. Orada da kız-erkek ayrımı yapmışlar. Desenin kızı erkeği mi olur? Siz bunlara izin vermeyin. 
 
Bütün bunlar kızınız lider olsun diye 
• Kızlarımıza daha fazla cesaret verip, kendilerine güvenmeyi alışkanlık haline getirelim. Örneğin: Topluluk önünde konuşmaktan ürkebilir, utanabilirler. Bu duygularını yenebilmesi için şans ve fırsat verin. 
• Aile içi kararlar alınırken tıpkı bir lider gibi onun da söz almasını sağlayın. Ciddi bir şekilde dinleyin. Ve sizi ikna etmesini isteyin. Bakın konuşmaktan ürken kıza neler olacak!  
• Kızınızın lider olacağı bir etkinlik düzenlemesini sağlayın. Kardeş köy, kardeş okul gibi projeler üretsin ve her şeyi başından sonuna kadar o planlasın. Siz uzaktan izleyin ama her zaman arkasında olduğunuzu bilmesini sağlayın. Kızlar daha sosyal ve sağ ve sol beyni birlikte kullanabildikleri için proje yönetmede başarılılar. 
• Onu hep yüreklendirin. Kendi yaşamınızda iz bırakmış kişileri anlatın. Nedenlerini bilsin. Kendisine de başarılı rol modeller bulmasını önerin. Başkalarının deneyimlerinden de ders çıkarıp hayatlarına uygulamayı öğretin. 
• Empati kurması için uygun ortamlar yaratın. Bir sorun atın ortaya ve çözüm düşünmesini isteyin. Takım oyunları oynayın. Onu takım kaptanı yapın ve sizi motive etmesi için numaralar yapın. 
• Kaotik durumlar yaratıp, çözmesini sağlayın. Bu evde de olabilir, hayali de olabilir. Örneğin okulda müdür olmasa ne olur, apartmanda yönetici olmasa ne olur gibi sorularla yönetici bakış açısıyla bakmasını sağlayın. Unutmayın farklı soru ve sorunlarla karşılaşan beyin çalışıyor ve yeni nöronlar üretiyor. 
• Okulda bir yarışma düzenlemesi, gezi organize etmesi gibi kendi üreteceği proje için okul yönetimiyle konuşmasını söyleyin. Ona cesaret verin. Girişimci olmayı başarmasını sağlayın. Bu öğretmene yaş günü partisi de olabilir, mezuniyet balosu da. Önemli olan kendini ortaya koyabilmesi. 
• Çocuğunuzun hislerini sorun. Hangi durumda nasıl hissetti ve neden? Zaman zaman kendinizi de işin içine katın. Size karşı bariyeri olmadan konuşsun. Bu güven duygusu ona yaşam boyu gerekecek. Daha önemlisi hem kendini duymayı hem de ifade etmeyi öğrenecek. 

Dünyanın kadın lidere ihtiyacı var!
Haydi hemen şimdi harekete geçin. Ön yargılardan uzaklaşalım, genç kızlarımızı ekonomik hayata kazandıralım. Ekonomik özgürlüğün temeli, özgüven ve cesaretten geçiyor. Şimdi gözlerinizi kapatın, ne görüyorsunuz?