Kadın kimliğiniz ne durumda?

'Kadın' kimliği kabuk değiştiriyor.

Özlem Denizmen

Özlem Denizmen


Kadın kimliğiniz ne durumda?

Tüm dünyada kadının gelişimi, öne çıkması, kendini keşfetmesi, güçlendirilmesiyle ilgili birçok kampanya, oluşum, vakıf kurulmaya başlandı. Sanki kadın kimliği bir değişimden geçiyor...  Neredeyse altı senedir, özellikle kadınlarımızın finansal açıdan özgür olması, para puldan anlaması, anladığını görmesi, hissetmesi için çalışmalar yapıyorum.
Trabzon’dan Antalya’ya, Bursa’dan Gaziantep’e birçok bölgemizde, yüzlerce kadının sorularını birebir dinledim. İstanbul’da üç sene boyunca 20 bin kadına birebir ev bütçesi eğitimi verdim. Berlin’den Pekin’e, New York’tan Ürdün’e sürekli kadınlar ile buluşuyorum. Hep aynı şeyi görüyorum: ‘Kadın’ kimliği kabuk değiştiriyor. Aynen tüm dünyada olduğu gibi. Pembe kimlik kullanmak isteyip istemediğinizi bugüne kadar soran oldu mu? Hayır! Neden? Çünkü kız çocukları pembe sever, peri masalı okur, en büyük düşü bir prensle evlenmektir. Bilmezler ki, o filmlerdeki şatolar, saraylar çok sıkıcı. Bütün gün prenses prenses evde otur, zamanın geçmesini bekle.  Araştırmalar gösteriyor ki, bir genç kızın iş hayatına girmeye özenme yaşı 14-15. Kızı olanlara duyurulur. Üniversite çok geç! 
• Kızların (kadınların) fiziksel olarak zorlanmaları, ekip sporu yapmaları, genç yaşta onların özgüvenini artırmada müthiş destek oluyor. 
• Siz bir genç kız için ‘rol model’ olabilir misiniz? Onun hayatını değiştirebilir misiniz? 
• Çevrenizde, özgüvenini artırmak isteyen birçok kadın var. Onlara destek verseniz? Bu sizi besleyecek, yüreklendirecektir. Onlara yanlarında olarak cesaret verin yeter. Özgüven sessizdir. Kelimelere dökmenize gerek yok. 
• Negatif düşünceler, pozitif hayat getirmez. Etrafınızdaki, negatif kız arkadaşları eleyin, kendi hayallerine gidecek cesareti olmayanlar sizinkileri de engeller. 

Ayakkabınız ne marka? 
Geçtiğimiz günlerde bir seminerdeydim, kadınlar vardı sadece, hayaliniz ne dedim, üniversite dördüncü sınıf öğrencisi, zeki, atak, özgüvenli bir kız ayağa kalktı ve ‘Zengin koca ile evlenmek’ dedi. Sahnede kalakaldım! Özlem dedim, kendine gel. Bu duyduğun doğru olamaz. Ertesi gün, bir üniversitede seminer verdim, çıkışta gene gözleri parlayan müthiş bir genç kadın geldi: “Şey bir sorum var” dedi. Tabii dedim, konumuz, kariyer, finansal özgürlüktü. Herhalde bana özgeçmişini verecek diye düşündüm. “Ayakkabılarınızın markasını merak etmiştim” dedi. Pardon? Acaba benimle ‘samimi’ olmaya mı çalışıyordu? Her ne ise şu kesin: Genç kızlarımızın ‘paraya’ bakış açısını değiştirmenin zamanı geldi. 

Kadının yatırım konusunda erkekten daha iyi olduğunu biliyor muydunuz? Kadınlar erkeklere oranla, yaptıkları yatırımlarda daha iyi getiri yakalıyorlar. 

Genelde KADINLAR erkeklerden; 
• Daha takım çalışmasına yatkın 
• Daha sabırlı 
• Daha iyi araştırmacılar 
• Yatırım iyi gitmediğinde (çok dert etmeden) o yatırımdan sıyrılabiliyorlar 
• Arkadaşlarından daha az etkileniyorlar 
• Testosteron hormonu daha az olduğu için, yüksek dozda risk alma hissi pek yok

Kadın beyninin iki yarısı
Amerika Ulusal Bilimler Akademisi’nde yapılan bir araştırmada kadın ve erkek beyinlerinin yapısı incelendi. Kadınların ve erkeklerin beyin yapıları da sinir bağlantıları da farklı. Kadın beyninin iki yarısı arasında iletişim var. Erkek beyni harekete daha çabuk geçiyor. Kadın beyninin sinir bağlantısı sağ ve sol lob arasında birbirine bağlı bir dizilim sergiliyor. Erkeklerde ön ve arka taraflarda. Bu nedenle erkekler haritada yön bulmak konusunda daha iyiyiken kadınlar hafıza konusunda daha iyi. Ama erkekler tek işe konsantre olabiliyor. Oysa sağ ve sol lob aynı anda çalıştığı için kadınlar aynı anda birden fazla işi yapabiliyor. 
 
Futbol annesi olanınız?
Amerikalılar sürekli çocuklarını futboldan yüzmeye, yüzmeden doğum günlerine taşıyan, tüm zamanını çocuklarına adayan annelere ‘Soccer Mom’ (Futbol Annesi) diyorlar. Ben 21 günlüğüne, futbol annesi oldum. Ve sevgili ev kadını, tam zamanlı anne dostlarım, size bir özür borçluyum. Hep düşünüyordum ki, o kadar çok zaman var bir gün içinde, neden evle çocukla ilgili işleri bitirip yarı zamanlı çalışmayasınız? Geri alıyorum. Ne zor şeymiş bu böyle. Bunun adı ‘ev mühendisliği’ olmalı ve diploma verilmeli! Hepinizi tebrik ediyor, kutluyor, coşku ile alkışlıyorum. Çok ciddiyim.  Büyük oğlum İnan 10 yaşında. Timur ise neredeyse yedi. İkisi doğduğunda da üç ay kıpırdamadan evde oturmuştum, tam zamanlı anne olmuştum. Çamaşır, bulaşık, yemek, süpürge her şey... Ama o zaman farklıydı. Doğum sonrası heyecanı, ziyaretler, annem, kayınvalidem, yardım derken tam anlayamamışım, meğer ev kadını olmak iş kadını olmaktan çok daha zor (en azından benim için). İnan, bu yaz farklı bir ortamda olsun, İngilizcesini de ilerletsin istedim. Ona yanlarında 12 sene kaldığım Amerikalı ailenin evinin 1.5 saat yakınında bir kamp buldum. Öyle elektronik falan tamamen yasak. Her şey doğal. Kamp üç hafta sürüyor. Aile ile görüşmek yasak. Sadece el ile mektup yazabiliyorsunuz birbirinize. Müthiş dedim. Ve hemen kampa yazdırdım bizim oğlanı. Ben de ufaklığı alayım, 75’lerinde olan sevgili Bellino Ailesi ile de zaman geçirmiş olurum dedim. Bu aile bana Amerika’da kendi başıma okuduğum zaman evini açan aile. Vefa önemli bir değer benim için. Buralarda ne dadı var, ne eve gelen yardımcı, ne anne, ne kayınvalide. Ev işlerinde yapayalnızsınız! Küçüğü doyur, hazırla, evi temizle, ofis yaptığım kafeye git, Türkiye’deki işleri hallet derken olimpiyat gibi bir hayat... Buradan tüm tam zamanlı annelere sesleniyorum, siz inanılmazsınız. Size olan saygım, takdirim, hayranlığım 10 kat arttı. İnsana nefes aldırmayan işi durmadan, sabırla ve sevgiyle yapıyorsunuz. Etrafımdaki ev kadınlarına hep diyorum, plan yapın, gününüzü verimli geçirin. Demesi kolaymış. Tam zamanlı ve sadece annelik her şeyden zor! Ama bir o kadar da güzel… Hepinizden özür diliyorum. Sizleri saygı ile selamlıyor, çok seviyorum.