Mum olmak kolay değildir

"Işık saçmak için önce ‘yanmak’ gerek!”

Özlem Denizmen

Özlem Denizmen


Mum olmak kolay değildir

"Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce ‘yanmak’ gerek!”
Mevlana’nın sözünü ilk okuduğumda bir an etrafımdaki kadınları düşündüm.
Evli, bekar, boşanmış, para sorunu olan-olmayan, ne yaptığını bilmeyen, çoğunlukla anne ve sorumlulukları artık kaldırılamaz boyutta, kariyer peşinde, zamansızlıktan dem vuran, zamana karşı yarışan ve mutsuz kadınlar... Hayatını değiştirmek isteyen ama cesaret edemeyen kadınlar… Kim bu kadınlar? Annem, kardeşim, kuzenim, iş arkadaşım, can dostum, ekibimdeki kadınlar, belki de siz...

Ben Özlem Denizmen, kaç kadın için ışık olabilirim?
Yurt dışına 19 yaşında çıktım. Yalnızdım. İnsanları tanımıyor ve dillerini neredeyse hiç bilmiyordum. İstanbul’da mutluydum. Babam iki haftalığına göndermişti beni Belçika’ya. Hala merak ederim, acaba senelerce yurt dışında kalacağımı bilseydi beni yine de gönderir miydi? Bambaşka bir kültürle yaşamak hem ürkütücü hem de heyecan vericiydi. Yeni arkadaşlar yeni paylaşımlar... Sonra Amerika yolları göründü. Çok çalıştım. Her işi yaptım para kazanmak ve daha uzun süre Amerika’da kalabilmek için. Yanlarında kaldığım ailelerin kadınlarından biri cankurtaran olarak gitmişti Amerika’ya. Daha sonra çok önemli bir şirkette üst düzey yönetici olmuştu. O tarihlerde o kadın benim ışığım oldu.
Belki bir kısmınız benim yaşadıklarıma benzer şeyler yaşamışsınızdır. İnsan bir şehir bile değiştirdiğinde olgunlaşmaya ve öğrenmeye başlıyor. Yalnız yaşamak insana çok şey öğretiyor. Ben de iyi bir eğitim almak için hem çalışıyordum hem de okula gidiyordum. Önce Cornell, MIT Sloan School Of Management, Standford, Harvard Business School derken sonunda Merrill Lynch’teydim. Tesadüf değildi hiçbir şey ama şanslıydım. Sonunda hayallerimi gerçekleştirmiştim ve kendi hikayemi yazmaya başlamıştım. İnsan aklı hiç
durur mu? Hayaller kurmaya ve gerçekleştirmek için çalışmaya devam ettim. Yıllar sonra ülkeme dönme kararı aldım çünkü hayallerimde kendi ülkemdeki insanlara ışık olmak vardı.
Uçak seyahatlerini kitap, dergi okumak için fırsat bilirim. Yine bir iş seyahati için uçaktayken, The Economist’te 14 yaşında bir kız çocuğu ve kendisinden 40 yaş büyük olan kocası ile çekilmiş fotoğrafını gördüm. O fotoğrafla değişti hayatım ve sosyal girişimci kariyerim böylece başladı. Bir kız çocuğu kendisinden bu kadar büyük bir adamla nasıl evlendirilir? Aile bunu yaparken neler hisseder? Kız çocuğu ne yapar? Aklımdan bir bir geçti bu sorular. ‘Ben ne yapabilirim?’ dedim kendi kendime ve kadınların para ile ilişkilerini değiştirmeye karar verdim. Türkiye’nin hemen hemen her ilinde seminerler verip, kadınlarımızın hikayelerini dinledim. Yoktan var etmeyi bilen kadınlarla dolu Anadolumuz. Dahası parlak zekaları ve fikirleri ile ticarette mucizevi başarılara imza atan kadınlarımız var. Kimi yemek yapıyor kimi gelinlik. Kimi çeyiz seti dikiyor kimi teknelere sebze-meyve satıyor. Şaşırdınız mı yoksa? Durun hemen anlatayım. Bodrum’da tatildeydik. Bir arkadaşın teknesi ile masmavi sulara yelken açmışız. Sıcaktan bunaldığımız anda yanımızda belirdi bir sandal. Bir de baktık ki bir kadın, doldurmuş sandalı taptaze sebze ve meyvelerle teknelerin arasında dolaşıyor. Biz şaşkınlık ve hayranlık içerisinde baktık tabii. Kadının zekasına mı cesaretine mi hayran olacağız, bilemedik. Kim bilir kimin yanan ışığı ile bir hayat daha değişiyordu?
Dünyada gezmediğim ülke, incelemediğim ekonomi kalmadı. Türkiye’deki kadınların azmini, cesaretini ve en önemlisi zekasını hiçbir yerde görmedim. B-Fit örneğini duymayanınız kalmamıştır. Bedriye Hülya’nın başarıdan başarıya koşan girişimcilik öyküsünün güzel tarafı başka kadınlara da iş imkanı yaratıyor olması. O bir mum ve ışığı ile başka kadınların da hayatını aydınlatıyor.
Dünya bu başarıları duymalı ve kadınlara her yerde fırsatlar sunmalı...
Tüm dünyada akademisyenlerin, entelektüellerin, yaratıcıların ve düşünürlerin izlediği TED Talks konuşmalarına davet edildim. Tedx Athens 2013 ‘Keşfedilmemiş Sular’ konferansında ilham vereceğim konu kadın ve para üzerineydi. Sürem 18 dakikaydı ve bu süre içerisinde beni izleyen insanları şaşırtmalı, güldürmeli ya da ağlatmalıydım. Bill Clinton görüşmem yedi dakika sürmüştü ve ben neyse ki zaman konusunda tecrübeliydim. Yunanlılar’a ekonomi öğreten kadın olarak tanıyorlar artık beni. Neden mi? Kadınların keşfedilmemiş taraflarını gösterdim de ondan. Beni dinleyenlere ‘kadına kredi verin çünkü kadın paradan anlar’ dedim ve bunu ispat ettim. Ağlayan kimse yoktu neyse ki. Ama başarılı kadın hikayeleri ile güldüler. Gaziantepli Birsen’in hikayesi herkesi etkiledi. Bisikleti olmayan çocuklara bisiklet kiralayan Birsen, şimdi bir bisiklet filosuna sahip. Üstelik çok az bir para ile başladı. Eşini de yanında işe aldı. Haydi bakalım sevgili kadınlar sıra belki de size gelmiştir. Belki hayalinizdeki işi kuracak adımı atmak için cesaretinizi toplayacaksınız belki de yanınızdaki kadınlara ışık olacaksınız.
Benden beklediğiniz bir yazı yazmadım...
Size bu satırları yazarken elimde kahvem ışıl ışıl yanan sokak lambalarına bakıyorum. Sabah erkenden başlayan bir iş günü, kuşkusuz yoğundu. Evde annelerini sabırsızlıkla bekleyen minik adamlar (sonunda uyudular), sevgili eşim arkadaşlarıyla yemekte ve ben kendimle baş başayım. Sizinle sohbet etmek istedim bu kez. Meraklanmayın benim de yaşam koçu olmaya niyetim yok. Herkes kendi işini yapsın. 2013’ün son sayısında size ‘yeni bir yıl yeni bir başlangıç olsun’ demiştim. Ben bu zamana kadar hayal ettiğim birçok şeyi elde ettim. Tüm kadınların başarmasını istiyorum. Ben ekibimdeki kadınlarla ilgileniyorum şimdi. İçlerindeki gücü ve gerçekte ne yapmak istediklerini açığa çıkarmaya çalışıyorum. Ve sonra ellerinden tutacağım. Yapabildiğim kadar. Siz de yapabilirsiniz. Hangi kadınlara ışık olacağınıza karar verin. Sizin desteğinizle kendini var edecek ne çok kadın var hiç düşündünüz mü? Ama önce aynaya bakın. Önce kendinizi yakın. Yakın ki etrafınız aydınlansın…
Mevlana’nın dediği gibi: “Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce ‘yanmak’ gerek.”
Işığınızın hiç sönmemesi dileğiyle sağlık ve parayla kalın.

1.    Hayatınızı sade ve basitleştirin. Evinizdeki eşyalardan, arkadaşlarınıza… Hiç kimse veya şeyin sizi yormasına izin vermeyin. Enerjiniz çalınmasın.
2.    Her gün bir şeyi ‘ilk kez’ yapın. Konfor alanınızdan çıkmak sizi değişime açık kılar.
3.    Hangi işi yapıyor olursanız olun o işi en iyi yapan siz olun ki bir sonraki basamağa atlayabilin.
4.    Önyargı, kıskançlık, suçlama, utanma sizi aşağı çeker. Siz ise daha potansiyelinizin yarısında bile değilsiniz.
5.    İsteyin. İsteyenin bir yüzü kara imiş. Kaybedecek neyiniz var?
6.    İnanın. İnanç sizi hedefinize kilitleyecek, düştüğünüzde kalkma azmi verecek tek güçtür.
7.    Detaylarda kaybolmayın (işiniz, eşiniz, sağlığınız). Aşırı analiz etmeyin. Asıl olan büyük resim.
8.    Eski dostlara zaman ayırın. Onlar siz ne olursanız olun, size gerçek kimliğinizi hatırlatırlar.
9.    Büyük düşünün. Neden az ile yetinesiniz? Hedefiniz gerçekçi ama kocaman olsun.
10.    İşinizi yaparken eğlenin. Ya da eğleneceğiniz bir iş yapın. Hayat tek. Ve çok güzel.