Doğru bronzlaşma!

Yazın hemen herkesin arzusu bronz bir tene sahip olmak. Giyilen kıyafetlerin ve ten renginin daha hoş durması için pek çok kadın saatlerce güneş altında yatıyor; hatta bazı kişiler bu konuda fenomen olarak her daim bronzlukları ile dikkat çekiyor. Peki bronzlaşma nasıl gerçekleşiyor ve bu ne anlama geliyor? Dermatoloji Uzmanı Dr. Elif Ebru Güner cevaplıyor.

Doğru bronzlaşma!

Bronzlaşmak yani ten rengimizin koyulaşması; derinin renk pigmenti üreten hücrelerinin (melanosit) ultraviyole ışınları gördüğü anda deriyi DNA hasarından korumak amacıyla melanin denilen renk pigmentini üretmesi ve melanin pigmentinin derinin yüzeyine halı gibi dağılması sonucu gözlenen renkteki koyulaşmadır. Yani bronzlaşma bir savunma mekanizması sonucu gelişir. Melanin pigmenti ultraviyole ışığı yansıttığı için yüzeydeki melanin pigmenti deriyi zararlı ışınlardan korur. Bu reaksiyon koyu tenli kişilerde daha kolay olurken açık tenli kişilerde önce deride kızarıklık, ödem, kabarıklık, en sonunda renkte koyulaşma ile seyreder. Kızıl saçlı, çilli, çok açık tenlilerde melanin pigmenti az olduğundan bronzlaşma olayı gerçekleşemez. Bu kişiler deri kanseri ve güneşle gelişen hasarlara açıktır. Bronzlaşma sanıldığı gibi estetik bir fenomen olmanın yerine vücudun en bariz korunma metotlarından biri olarak güneş ışığının ultraviyole A dalga boyuyla gerçekleşir. Solaryum yolu ile bronzlaşma UV-A enerjisiyle olur. Sağlıklı bronzlaşmak isteyenler güneş ışınlarının dik geldiği sabah 10:00 ile 15:00 saatleri arasında güneşe çıkmamalı. Kakao, kola, havuç yağı gibi yağları kolay bronzlaşmak için kullanmamak, uygun bir güneş koruyucu ile aralıklı güneş teması ile bronzlaşmak gerekir.

Güneş ışınlarından korunun
• Güneş enerji kaynağı olarak uzun ve kısa dalgalardan oluşur. UV-C ozon tabakasından geçemez, bu nedenle etkin değildir. UV-A ışığı uzun dalga boyuyla derinin derin tabakalarına (dermis) ulaşır. Yıl boyunca, gün içinde değişik saatlerde, kapalı havada bile bulunur. Derinin bronzlaşmasından sorumlu olan bu ışın, sürekli deriye temas ettiği ve derin tabakalara inebildiği için cildi yaşlandırır. UV-B’ye kıyasla daha az kansere neden olduğu düşünülmekle birlikte diğer cilt kanserlerinden daha tehlikeli olan melanoma neden olur.
• UV-B ışığı kısa dalga boyuyla yaz aylarında ve yüksek rakımlı yerlerde daha yoğundur. Derinin üst katmanını etkiler, deride güneş yanığının sorumlusudur. Deri kanserinin en büyük sebeplerinden de biri. D vitamini sentezini uyararak kemik gelişimine yardımcı olur. Yeni benlerin gelişimine ve benlerin aktivitesinin artışına neden olur.
• Güneş ışınları deri üzerinde yoğun enerjisiyle bazı mutasyonlara ve DNA ’da hasarlara yol açar. Mutasyonlar sonucunda deri hücrelerinde farklılaşmalar, tümör öncüsü kabul edilen bazı bulgular oluşturur.
• Cilt rengi de güneş kaynaklı hastalıklar için bir faktör. Çünkü cilt rengine göre güneşten etkilenme oranı değişir. Cildin güneşten ten rengine göre etkilenmesine ‘fototip’ denir. Açık tenlilerin cilt kanserine yakalanma ihtimalleri daha yüksek. UV ışınlarına fazla maruz kalmak yaşla ilintili gözlerde katarakt, pterygium, fotokeratit ve korneada yıkıcı değişiklikler gibi göz sorunlarına sebep olur.
• Güneş ışığı etkisiyle mevcut benlerde değişimler, renkte koyulaşma, aktivite artışı, yeni ben gelişimi gözlenebilir. Vücudunda ortalama 50’den fazla beni olan kişiler risk altındadır.