“Her zaman hedeflerim yüksek oldu”

Bu cümle Marks&Spencer Pazarlama Grup Yöneticisi Ahu Ayan'a ait.

“Her zaman hedeflerim yüksek oldu”


HAYATA DAİR

Sabahları kaçta uyanırsınız?

07.00-07.30 gibi kalkıyorum.

Güne nasıl başlarsınız?
Sabahları maalesef spor yapma imkanım pek olmuyor. Ama mümkün olduğunca erken kalkmaya gayret ediyorum. Ofisteki günlük işlerimi planlamak için iş yerinde güne erken başlamayı tercih ediyorum.

Hafta sonları neler yaparsınız?
Cumartesi günleri mağazacılığın gereği bazen işle geçiyor. Ama mümkün olduğunca cumartesi günleri kendime ve kızıma vakit yaratmaya çalışıyorum. Spor, alışveriş, hobiler cumartesi günlerini dolduruyor... Pazar günleri ise ailece bir arada oluyoruz.

Ne tür kitaplar okumayı seviyorsunuz?
Dönem dönem değişebiliyor ama genelde pazarlama konulu kitapları mesleğim gereği okuyorum, bunun dışında Türk ve yabancı yazarlardan tarih ve gerilim romanlarını seviyorum.

Yurt dışında en çok nereye gitmeyi seviyorsunuz?
Londra ve New York.
Kariyerinizle ilgili en çok gurur duyduğunuz anı anlatabilir misiniz?
Aklıma ilk olarak beni manevi olarak çok doyuran bir proje geliyor: Yaptığımız özel bir sosyal sorumluluk projesi. Marks&Spencer ve AÇEV işbirliğiyle gerçekleştirilen projeyle 35 bin anne ve çocuğun eğitimine destek verdik. Böyle bir projenin parçası olmak çok gurur vericiydi.

Zirveye çıkmak için yeni mezunlara vereceğiniz tavsiyeler neler?
Genç nüfusun dinamizmi ve enerjisi her marka için önemli. Bu enerjiyi olumluya çeviren, istekli olan, deneyimli kişileri izleyen, dünya insanı olarak kendini yetiştirmeye çalışan ve gündemi takip eden herkes olması gereken zamanda kendi hayatının zirvesine çıkacaktır.

Marks&Spencer’da pazarlama grubunun başına geçmeniz nasıl gerçekleşti?
1997 yılından bu yana Marks&Spencer’da çalışıyorum. İş hayatına pazarlama asistanı olarak başladım. Ancak her zaman hedeflerim yüksek oldu. Yıllar geçtikçe ve pazarlama ekibi büyüdükçe, reklam ve halkla ilişkiler bölüm yöneticiliğine yükseldim. Bu dönemde yeni sorumluluklar aldım ve yeni projelere imza atılmasına katkıda bulundum. Edindiğim tecrübeler, yoğun çalışma temposu ve meslek tutkum birleşip bana grup yöneticiliği pozisyonunu getirdi. 2003 yılından bu yana pazarlama grup yöneticisi olarak görev yapıyorum. Tabii dört mağazadan 45 mağazaya çıkan uzun bir yolda, çok yoğun tecrübeler, öğretiler ve çok güzel birliktelikler yaşadım.

Kadınlar için çok önemli bir sektörün içindesiniz. Bu sektörün en büyük zorluğu ne?
Perakende sektörü çok dinamik bir yapıya sahip. Bu dinamizm ve koşuşturma içerisinde en önemli faktörler doğru zaman yönetimi, doğru karar alabilmek, rakipleri ve pazarı takip ederek doğru planlama ve yönetim yapabilmek. Böyle bir tempo, doğal olarak çok büyük bir koşuşturma getiriyor. Aslında bu sektörün en büyük zorluğu yoğun temposu.

Marks&Spencer’ın sektörde yarattığı en büyük farklılık nedir?
Mağazacılık sektöründe dünyada 127 yıldır, Türkiye’de ise 16 yıldır zincir mağazaları ile hizmet veriyor. Bu süre zarfında sektörü birçok yenilikle tanıştırdık, alışkanlıkları değiştirdik ve birçok konuda sektöre öncülük ettik. Ülkemizde şu an 12 ilde, 45 mağaza ile tüketicilerimizle buluşuyoruz. Bu mağazalarda kadın, erkek, iç giyim, kişisel bakım, çocuk ve ev koleksiyonu ürünlerinin tamamını departman tarzı mağazacılık anlayışıyla aynı markanın güvencesi ve kalitesi altında tüketicimizle buluşturarak farklılık yaratıyoruz.

Sizin alışverişle aranız nasıl? Çok alışveriş yapıyor musunuz?
Doğrusu alışverişi çok seviyorum. Sanırım sevmeyen kadın da yoktur, kendime yakışanı almaya gayret ediyorum ama bazen sektörün içinde olmanın getirdiği doğal sonuç olan moda trendlerini biliyor olmak, alışveriş limitlerini zorlayabiliyor. Ayakkabı ve çanta alışverişi ise benim için ayrı bir keyif.

En son ne satın aldınız?
Marks&Spencer’dan çok şık ve kullanışlı bir elbise.

Marks&Spencer kadınını nasıl tanımlarsınız?
Marks&Spencer kadını; modern, şehirli ve modayı her zaman takip ediyor. Bunun dışında, alışık olduğu kaliteden ödün vermiyor... Her sezon yenilenmek isteyen bir kadın.

Çok fazla çalışıyorsunuz. Kendinize boş zaman yaratabiliyor musunuz? Bu zamanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir kızım var, boş zamanlarımda mümkün olduğunca onunla kaliteli vakit geçirmeye çalışıyorum. Bunun dışında olabildiğince spor yapmaya ve hobilerime zaman ayırmaya çalışıyorum. Arkadaşlarla yemekli sohbetler vazgeçilmezlerim…
Çocukken hayallerinizde hangi meslek yatıyordu?
İtiraf edeyim, hava kuvvetleri pilotu olmaktı ilk hayalim. Sonra çocuk doktoru olmak istedim... Ama yaş ilerledikçe istekler ve idealler değişti.

Kariyeriniz nasıl başladı?
1996 yılında işletme master’ı yaparken bitirme tezimi Marks&Spencer Türkiye’nin pazarlama stratejileri ve marka yönetimi üzerine hazırlamaya karar vermiştim. Eğitimim süresince şirketle sürekli irtibat kurup araştırma yaptım. Tezimi bitirmek için Nişantaşı mağazasında bir buçuk ay staj yaptım. Bu süre zarfında marka kültüründen çok etkilendim ve tezimi bitirir bitirmez çalışmaya başlamam için teklif geldi.

Sizinki bilinçli bir kariyer planlaması mı, yoksa tesadüfler zinciri mi?
Planlarım vardı tabii ama tesadüfler de yardım etti. İngiltere’de yüksek lisans eğitimim sırasında Marks&Spencer’ın büyüklüğünden, operasyonel gücünden ve faaliyetlerinden çok etkilenmiştim, gerçek anlamda, üzerinde çalışılması gereken bir marka Marks&Spencer. Bu nedenle böyle köklü bir firmanın Türkiye operasyonlarını incelemek istedim, tabii bu da kariyerime yön verdi.

Profesyonelliğin en önemli sırrı sizce ne?
Profesyonellik belirli bir iş disiplini, iş ahlakı ve deneyim gerektiriyor. Ama her insanın kişilik özellikleri farklı. Bu özellikler de her anınıza, her adımınıza, yaşamınızdaki her şeye yansıyor. Önemli olan hayattaki denge kuralını iş hayatında da sürdürebilmeniz. Disiplin ve çalışma tarzınız zaten sizi bir noktaya getiriyor.