Tabaktan gardıroba! Lüks markalar yiyecekleri podyumlara taşıyor

Günümüz dünyasında sofra alışkanlıklarımız, sadece damak zevkimizi değil, aynı zamanda gardırobumuzu ve hatta toplumsal statümüzü de şekillendiriyor. Eskiden sadece bir beslenme eylemi olan yemek yemek, artık lüks markaların podyumlarından popüler kültür ikonlarının paylaşımlarına kadar her alanda stilin ve kişisel ifadenin güçlü bir parçası haline geldi.

Elele Mayıs - Haziran 2025 sayısından

ANDY WARHOL'UN MİRASI

Meyve ve sebzelerin moda dünyasına girişini anlamak için Pop Art’ın öncüsü Andy Warhol’un sanatına da kısaca bir göz atmak gerekiyor. Warhol, sıradan nesneleri sanatın merkezine taşıyarak popüler kültürde devrim yarattı. Onun Campbell’s çorba konservelerini sanat eseri haline getirmesi gibi, moda dünyası da tanıdık yiyecekleri lüks bir objeye dönüştürmeye başladı.

Fotoğraf: GettyImages

Andy Warhol’un Campbell’s çorba konservelerini sanat eseri haline getirmesi gibi, moda dünyası da tanıdık yiyecekleri lüks bir objeye dönüştürdü.

Tasarımcılar, yiyecekleri sadece estetik bir unsur olarak değil, halkla bağ kurmanın bir yolu olarak da kullanıyor. Podyumda bir modelin elinde meyve tutması veya bir patates kızartması desenli bir elbisenin tasarlanması, aslında çok tanıdık bir imgeyi modaya taşıyarak izleyicide nostalji ve sıcaklık hissi uyandırıyor. Eskiden gösterişli lüksü temsil eden havyar ve şampanya gibi öğeler, yerini daha samimi, gündelik yiyeceklere bırakıyor. Artık önemli olan sadece nasıl göründüğünüz değil, hissettirdiğiniz de. Ve bazen bu his, elinizde bir kruvasanla yakalanan bir an olabiliyor.

Fotoğraf: GettyImages

C VİTAMİNLİ PR ÇALIŞMALARI

Moda dünyasında yiyecekler artık yalnızca bir ilham kaynağı değil, doğrudan bir pazarlama stratejisinin merkezinde. Bu trendin yükselmesinde, bir süredir güzellik ve moda dünyasını etkisi altına alan Hailey Bieber’ın payı büyük. Kendi markası Rhode’un tanıtımlarında sürekli gıda referansları kullanan Bieber, glazed donut (şekerli çörek) tırnaklar gibi trendlerle yiyecekleri güzellikle ilişkilendirerek popülerleşti. Onun izinden giden markalar da yiyeceklerin cazibesini keşfetti ve “lezzetli” PR çalışmaları hızla yayıldı. Bronz ve doğal görünümün ön planda olduğu tomato girl (domates kız) makyajı ya da Bieber’ın bizzat akıma dönüştürdüğü kırmızı ve pembe ağırlıklı strawberry (çilek) estetiği bunlardan birkaçı. Pantone’un son iki yılda seçtiği renklerin mocha mousse ve peach fuzz olması da yiyeceklerin estetik algıyı nasıl şekillendirdiğinin kanıtı.

Eskiden gösterişli lüksü temsil eden havyar ve şampanya gibi öğeler, yerini daha samimi, gündelik yiyeceklere bırakıyor.

Fotoğraf: GettyImages
Moschino’nun 2024 koleksiyonunda yer alan baget ekmek şeklindeki çantası, Fransız fırınlarının ikonik lezzetini moda dünyasına taşıdı.

HAVYAR BULAMIYORLARSA EKMEK YESİNLER

Bugün lüks moda markaları, Warhol’un sanatında yaptığı gibi, tanıdık yiyecek imgelerini lüks kavramıyla birleştirerek çarpıcı koleksiyonlar sunuyor. Daha önce yiyeceklerin modadaki varlığı pizza baskılı tişörtler, meyve desenli elbiseler, çilek motifli hırkalar gibi daha çok desen ve motiflerle sınırlıyken, Moschino’nun hiper-gerçekçi ekmek çantaları bizi gafil avladı.

Moschino’nun 2024 koleksiyonunda yer alan baget ekmek şeklindeki çantası, Fransız fırınlarının ikonik lezzetini moda dünyasına taşıdı. Ekmek kabuğunu andıran dokulu çantanın yanında, kereviz sapı formundaki bir el çantası da koleksiyonda yer aldı. İlk bakışta çanta oldukları anlaşılmayan bu ürünler, yaklaşık 1273 dolar’lık fiyat etiketiyle yiyeceklerin bir statü göstergesine nasıl dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Bu konuda ikonikleşmiş örneklerden biri de Lady Gaga’nın 2010 MTV Video Müzik Ödülleri’nde giydiği et elbisesi. Moda tarihine damga vuran bu provokatif tasarım, yiyeceklerin sanatsal ve politik bir mesaj aracı olarak kullanılabileceğini gösterdi. Bugün ise Emma Stone gibi isimler, bu eğilimi daha eğlenceli bir şekilde yorumluyor. Stone, Saturday Night Live partisinde elbisesinin yanlarına patlamış mısır doldurarak yiyecekleri mizahi bir dille uyguladı.

Hailey Bieber’ın yiyecekleri bir aksesuar gibi kullanması, onun foodcore trendinin öncülerinden biri olmasını sağladı. Fotoğraf FILA çekiminden alınmıştır.

LEZZETLİ İŞ BİRLİKLERİ

Foodcore’un modaya sıçramasıyla çekimler, podyumlar adeta birer yemek masasına dönüştü. Hailey Bieber’ın yiyecekleri bir aksesuar gibi kullanması, onun foodcore trendinin öncülerinden biri olmasını sağladı. Bieber’ın FILA ile gerçekleştirdiği bir çekiminde, bir yandan kruvasan ve portakal suyu dolu bir biberonu tutarken, diğer yandan manavdan aldığı ürünleri düşürmemeye çalışıyor. Üzerindeki rahat ama stil sahibi spor kombin, modern ve çoklu görev üstlenen kadın imajını vurgularken, aynı zamanda moda ve yiyecek ilişkisini pekiştiriyor.

Moda dünyasında yiyecekleri eğlenceli bir unsur olarak kullanan tek isim Bieber değil. Chromat’ın 2028 defilesinde modeller, kıyafetlerine iliştirilmiş cips paketleriyle podyumda yürürken bir yandan da atıştırmalıklarını yiyordu. Fendi ve Chupa Chups iş birliğinde çanta charm’ı olarak tasarlanan lolipop kutularıyla yiyeceklerin eğlenceli bir şekilde modaya nasıl entegre edilebileceğini gördük. Benzer şekilde, Carol Lim ve Humberto Leon’un gerçekleştirdiği defilede podyum, dev çikolata dekorlarıyla kaplanmıştı. Sahnenin neredeyse yenilebilir gibi görünmesi, moda ve yiyecek ilişkisinin sınırlarını zorlayan yaratıcı bir örnek olarak dikkat çekti.

Fotoğraf: GettyImages

TABAĞINI GÖSTER, STATÜNÜ BİLELİM

Artan gıda fiyatları, belirli meyve ve sebzelerin ulaşılabilirliğinin düşmesi ve mevsim dışı ürünleri tüketmenin maliyeti, yiyecekleri lüks haline getiriyor. Geriye yaslanıp düşündüğünüzde bunların, bir beslenme aracı olmaktan çıkıp statü göstergesine dönüşmeye başladığını görebiliriz. Taze ve organik gıdalara ulaşım artık bir ayrıcalık olarak görülüyor ve bu durum moda dünyasına da yansıyor.

Örneğin, Kim Kardashian’ın Instagram’da üzüm salkımını bir aksesuar gibi sergilemesi, yiyeceklerin bir beslenme aracı olmanın ötesine geçtiğini gösteriyor. Kfesteryga adlı bir TikTok kullanıcısı, “taze gıdaların yeni lüks olduğunu” iddia ederken, içerik üreticisi Janine Jellars influencer’ların manav alışverişlerini “çantamda ne var?” içeriklerine dönüştürmelerine dikkat çekti.

Lady Gaga’nın 2010 MTV Video Müzik Ödülleri’nde giydiği et elbisesi. Moda tarihine damga vuran bu provokatif tasarım, yiyeceklerin sanatsal ve politik bir mesaj aracı olarak kullanılabileceğini gösterdi.

Moda, oynayabileceğimiz, dönüştürebileceğimiz ve günlük hayatımıza entegre edebileceğimiz bir kavram. Bugün absürt görülen bir yiyecek temalı aksesuar, yarının en çok arzulanan modası olabilir. Ancak akıllarda şu soru var: Yiyecekler mi moda dünyasını geride bırakıyor, yoksa moda dünyası yiyecekleri yeni bir lüks simgesi haline mi getiriyor?

Fotoğraf: GettyImages

ALIŞVERİŞKOLİK

Moda, tüketim kültürünü ve düzensizliği eleştirirken paradoksal bir şekilde aynı kavramları lüksün bir parçasına dönüştürebiliyor. Balenciaga’nın IKEA’nın ikonik mavi çantasından ilham alarak tasarladığı binlerce dolarlık deri çantalar ya da Celine’in market poşetini andıran şeffaf çantası, bu yaklaşımın en dikkat çekici örneklerinden.

YAZIYOOR, YAZIYOOR!

Basılı medyanın gücü, üstümüze de sıçradı. John Galliano’nun 2000’lerin başında Dior için tasarladığı gazete baskılı elbiseler, bu akımın en unutulmaz parçaları arasında. Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un giydiği bu tasarım, şehirli ve entelektüel kadın imajıyla özdeşleşti. Bu trend, zaman içinde gazete baskılı çanta, ayakkabı ve hatta tırnak sanatı (nail art) gibi birçok farklı alana yayıldı. Hatta, gazete kağıdından nasıl etek yapılabileceğini, Pinterest’te basit bir araştırmayla erişebiliyoruz.

Fotoğraf: GettyImages

KİTAP "TAŞIMA" ALIŞKANLIĞI

Bella Hadid ve Kaia Gerber gibi ünlü isimlerin sokak stilinde kitapları bir aksesuar gibi taşıması, onları adeta yeni bir it-bag haline getirdi. Artık kitaplar sadece okunmak için değil, stilin bir parçası olarak da kullanılıyor. Kitap kapaklarının renkleri kıyafetlerle uyumlu şekilde seçiliyor ya da kitaplar, çantalara sıkıştırılarak dikkat çekici bir detay olarak öne çıkarılıyor.

Fotoğraf: GettyImages

GİYİM TARİFİ: KİTAPLARDAN YEMEKLERE, BEKLENMEDİK TRENDLER

Tarih boyunca birçok sıra dışı nesne ve konsept moda dünyasında kendine yer buldu ve zaman zaman trend haline geldi. Son dönemde yiyeceklerin moda sektörüne ilham vermesi, bu sıra dışı yaklaşımın en yeni örneklerinden biri. Ancak geriye dönüp baktığımızda, çok daha ilginç ve beklenmedik nesnelerin de modada kendine yer bulduğunu görüyoruz.

Fotoğraf: GettyImages

KABIN ŞEKİL, ÖNÜMDEN ÇEKİL

Teknoloji çağında modanın bundan faydalanmaması mümkün mü! Elektronik cihazlar artık sadece işlevsel bir araç değil, aynı zamanda bir moda aksesuarı. Louis Vuitton’un ekran entegre edilmiş çantası ya da 2000’lerde telefon kılıflarının adeta lüks bir objeye dönüşmesi, teknolojinin modayla nasıl iç içe geçtiğini kanıtlıyor.

ELİMİZDEN DÜŞMEYENLER

Stanley termosların hızla yükselişi, sadece işlevselliğiyle değil, aynı zamanda bir stil parçasına dönüşmesiyle de dikkat çekiyor. Büyük ve ikonik tasarımlarıyla çanta gibi taşınan bu termoslar, su içme alışkanlığı olmayanları bile kendine çekiyor. TikTok’ta viral olan Stanley kupaları, kullanıcılar tarafından kıyafetlerle uyumlu hale getiriliyor, sticker’larla kişiselleştiriliyor ve günlük kombinlerin vazgeçilmez bir parçası olarak elimizden düşmüyor.

Fotoğraf: GettyImages

UYKU GETİRENLER

Son yıllarda rahat ve cool bir stil benimsense de bazı tasarımlar konfor anlayışını bir adım öteye taşıyor. Viktor & Rolf’un yorgan elbiseleri, tam anlamıyla bir uyku çağrıştırıyor. Pandemi döneminde viral olan Pillow Challenge ise modanın konfor anlayışını ne kadar esnetebileceğini gözler önüne serdi.

BEBEK İŞİ

Simone Rocha’nın peluş ayılı çantası, oyuncakların birer aksesuara dönüştürülebileceği imajını vermesinin ardından peluş oyuncaklar bir şekilde kombinlere dahil edildi. Son zamanlarda Lego çiçeklerin dekor olarak kullanılması da yakın zamanda Lego’ların moda dünyasına adım atacağının sinyallerini veriyor.