Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında “Farkında M&S’ın?” etkinliği gerçekleştirildi
Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında “Farkında M&S’ın?” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte kadınlara meme sağlığı ve doğru sütyen seçiminin önemi konusunda önemli bilgiler aktarıldı.
Özge Çolak
Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Marks & Spencer ve Memeder ile iş birliği ile “Farkında M&S’ın?” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte gazeteci Ayşe Arman ve Memeder Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel Özkan Gürdal, kadınlara meme sağlığı ve doğru sütyen seçiminin önemi konusunda önemli bilgiler aktardı.
"Kuzenimi meme kanserinden kaybettim"
Gazeteci Ayşe Arman, “Bu ay çok özel bir ay. Meme Kanseri Farkındalık ayı. Bu konuyu birlikte konuşmak beni hem duygulandırıyor hem de umutlandırıyor. Her 8 kadından biri meme kanseri tanısı alıyor. Meme kanseri sadece fiziksel savaşı değil, zihinsel duygusal ve ruhsal bir süreci de kapsıyor. Yıllar içinde gazeteci olarak pek çok meme kanseri tanısı almış kadınla röportaj yaptım. Aralarında arkadaşlarım, akrabalarım vardı. Ben kuzenimi meme kanserinden kaybettim. Almanya’da süt verirken anlaşılamadı. Her zaman onların yanında olup onları anlamaya çalıştım. Meme kanseri ile mücadelede erken teşhisin önemini hepimiz biliyoruz. Rutin kontrollerimizi aksatmamak gerektiğini biliyoruz. Burada olmak ve kadınlara bu konuda farkındalık kazandırmak benim için çok anlamlı,” dedi.
"Meme kanserinde değiştirebileceğimiz risk faktörleri bulunuyor"
Memeder Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel Özkan Gürdal ise meme sağlığı üzerindeki etkisine dikkat çekerek, “Evet meme kanseri hakkında her 8 kadından biri meme kanseri tanısı aldığını biliyoruz. Rakamı şöyle değiştirirsek. Tüm kadınların içerisinde kanserlerin yüzde 48’i meme kanseri. En sık görülen kanser. Dünyada da Türkiye’de de bu şekilde. Çevresel ve genetik faktörler etkili. Genetik risk meme kanserinin yüzde 10-15’ini içermekte. Değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri genetiğimiz, cinsiyetimiz, adet yaşımız, menopoz yaşımız. Bunlar yüzde 37. değiştirebileceğimiz risk faktörleri var ve bunlar yüzde 63 oranında. Yani önlem alırsak aslında meme kanseri riskini azaltabiliriz. Tedavi edilen bir kronik hastalık haline geldi. Taranabilen ve erken tanı koyabileceğimiz kanser." ifadelerini kullandı.
"18 - 20’li yaşlarda da hastam var"
Prof. Dr. Sibel Özkan Gürdal sözlerine şu şekilde devam etti: "Hiçbir şikayetimiz yokken gidelim muayene olalım böylelikle eğer varsa biz onu minnacıkken yakalayalım. Evre sıfırda evre birde yakaladığımızda yüzde 99 tedavi oluyor. Ölüm sebebi meme kanseri olmuyor. Rutin kontrollerimizi 20 yaşından itibaren kendi kendimize meme muayenesi yapmaya başlamamız gerekiyor. 18 yaşında hastam da var , 20’li yaşlarda da. Her ay adetin 7. ila 10. gününde kontrol yapılmasını istiyoruz. Çünkü memenin en yumuşak, en küçük olduğu zaman. Menopoza girmiş olanların ise belirlediği bir günde her ay yapmasını öneriyoruz. Küçük memeli olanların ayakta ayna karşısında, meme büyükse yatarak yapılmasını tavsiye ediyoruz. Lenf nodlarına da bakmamız gerekiyor, memeden sıvı geliyor mu ona da bakmamız gerekiyor."
"Düzenli egzersiz meme kanserini yüzde 25-30 azaltıyor"
Prof. Dr. Sibel Özkan Gürdal "Meme kanserinde beslenme, sigara, alkol, egzersiz yapmak çok önemli. Düzenli yapılan egzersizler yüzde 25-30 oranında meme kanserini azaltıyor. Bu oranı duyunca bende şaşırmıştım. Çalışmalar bunu gösterdi." diyerek sporun meme kanseri üzerindeki etkisini de anlattı.
"Doğru sütyen seçimi meme sağlığını koruyor"
Prof. Dr. Sibel Özkan Gürdal doğru sütyen seçimine de değindi. " Ameliyat sonrası doğru sütyenin kullanılmasında ağrıyı azaltmada, hem şekillenmesinde, hem de ödeminin azalmasında önemli. Desteksiz mümkünse önden yada yandan açılabilen sütyenler seçilmeli. Daha çok mastalji yani meme ağrısı ile muayene olmaya geliyor hastalar. Bu da yanlış sütyenden kaynaklanıyor. Kadınlar doğru sütyen seçimi yaptıklarında sadece rahatlık sağlamıyor, aynı zamanda meme sağlığını da koruyorlar. Bu konuda farkındalık yaratmak son derece önemli.” diye konuştu.