İki kişilik bir yaz!

Değişen hormonlar, ağırlaşan bir vücut, güneşle birlikte ortaya çıkmaya başlayan lekeler, bir de üstüne sıcak… Evet, biliyoruz yaz hamilesi olmak kolay değil ama tüm bunlarla başa çıkmanın yolları var.

İki kişilik bir yaz!

Bir zamanlar yaz, sizin için tiril tiril elbiseler, uzun tatiller, deniz, güneş, bol kızartmalı akşam yemekleriydi belki… Ama bu sene biraz daha farklı çünkü hamilesiniz! Şişen ayaklarınız hiçbir ayakkabının içine sığmıyor, yemeyi biraz kaçırdığınızda reflü yüzünden uykularınız kaçıyor hatta buna bir de sıcak basmaları ekleniyor… Güneşlenmek mi? Unutun gitsin! Durun durun, aslında o kadar da zor değil! Sadece hem bebeğiniz hem de kendiniz için beslenmenize, cildinize, yaşam tarzınıza biraz daha dikkat etmelisiniz. Avrasya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tamer Sözen, Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Dursun ve Dermatoloji Uzmanı Dr. Hatice Deniz Yardımcı ile yaz hamilelerinin hazırlıklı olması gereken durumları ve çözüm yollarını konuştuk…

BOL SU, HEP SU
Yaz hamileliklerinin diğer mevsimlerde geçirilen gebeliklere göre biraz daha zor olduğunu söyleyen Avrasya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tamer Sözen, aşırı sıcaklarla birlikte gebelikte birtakım sıkıntılar yaşanabileceğini; aniden gelen sıcak basmaları, avuç içi ve ayak tabanlarında yanmalar, nefes darlığı, halsizlik gibi sıkıntıların yaz hamileliklerinde artış gösterdiğini söylüyor. Sözen, bu bu sıkıntıları azaltmak için gebelerin bol bol su içmesini, yüzme ve yürüyüş yapmasını ve mutlaka aşırı sıcaktan ve güneşten korunmasını öneriyor.

LEKELERE KREM ÖNLEMİ
Yaz aylarında geçirilen gebeliklerde; hafif nefes darlığı, aniden gelen yorgunluk hissi, çarpıntı, bacaklarda oluşan şişlikler, tansiyon düşüklüğü gibi sağlık sorunları görülebiliyor. Ayrıca hamilelik döneminde değişen hormon seviyeleri, ciltte bazı sorunlara yol açabiliyor. Ciltte oluşan lekeler ve kızarıklıkların genellikle doğumdan sonra ortadan kaybolduğunu söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Hatice Deniz Yardımcı, lekelerden korunmanın ilk yolunun mümkün olduğunca güneş ışınlarından uzak durmak olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Dışarıda geçirilen zaman öğle saatleri olmamalı ve güneşin dik olduğu saatlerde gölge alanlar ve kapalı mekanlar tercih edilmeli. Anne adayları, yüksek faktörlü ve kaliteli güneş kremlerini tercih etmeli ve bu kremleri sadece dışarı çıkarken değil, günlük yaşamlarının tamamında kullanmalı. Şapka ve gözlük kullanmaya da özen gösterilmeli.”

Dikkat edilmesi gereken bir başka konu da vajinal enfeksiyonlar… Bu enfeksiyonların görülme sıklığının yaz aylarında arttığını dile getiren Op. Dr. Tamer Sözen; düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve güçlü bir bağışıklık sisteminin her türlü enfeksiyonla mücadele etmede en önemli faktörler olduğunu ifade ediyor.

ŞIKLIK DEĞİL RAHATLIK
Anne adaylarının kıyafet tercihi konusunda da dikkatli ve özenli olması gerekiyor. Kıyafet tercihlerinin mümkün olduğunca pamuklu kumaşlardan yana yapılması, açık renkli ve bol giysiler giyilmesi önemli. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise özellikle iç çamaşırlarının naylon ve sentetik değil pamuklu olması. Hamilelik döneminde beli ve göbeği sıkan dar pantolonlardan ve kemerlerden uzak durulması ve bir süreliğine de olsa topuklu ayakkabılardan vazgeçilmesi gerekiyor.

İki kişilik bir yaz! - Resim : 1

YÜZMEK İYİ GELECEK
Yaz hamileleri için en iyi sporun yüzme ve yürüyüş olduğunu belirten Op. Dr. Sözen, “Yüzme sırasında kalp atışları ve alınan oksijen miktarı arttığı için bebeğe giden oksijen miktarında da artış gözlenir. Yüzmenin diğer bir avantajı ise yüzme sırasında yaralanma ihtimalinin sıfıra yakın olması ve annenin kendini suyun içinde ağır hissetmiyor olması. Yapılan araştırmalar, gebelikleri sırasında düzenli yüzen kadınların kendilerini daha az yorgun hissettiklerini, daha güzel uyuduklarını ve gebeliğin getirdiği ruhsal ve fiziksel streslerle daha kolay başa çıkabildiklerini gösteriyor. Ayrıca yüzmek mide bulantılarını da azaltır” diyor. Yürüyüş yapmanın ise gebelik sırasında hareketsiz kalmayı engelleyeceğini ve kasların güçsüzleşmesinin önüne geçeceğini söyleyen Sözen, yürüyüşün bebek sağlığına iyi geleceği gibi normal doğum şansını da artırdığını ifade ediyor. Yürüyüş, yüzme gibi egzersizleri anne adaylarının kendini iyi hissettiği saat dilimlerinde düzenli olarak yapması gerektiğini de ekliyor.

ÖDEMİ SUYLA YENİN
Hamilelerin yüzde 80’inde ödem görülüyor. Özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde görülen ödem oluşumu; ayakların şişmesi ve ayakkabıların dar gelmesi, el parmaklarındaki şişkinlikler olarak gebelerin vücutlarına yansıyor. Ödemle mücadele etmek ve oluşacak ödemlerin önüne geçmek için bol bol egzersiz yapılması gerekiyor. Proteinli besinler ödem oluşumunu engellediği için beslenmede protein değeri yüksek gıdaların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Sözen; alkol, kafein ve gazlı içeceklerden uzak durulmasını öneriyor. Bu dönemde ödem sökücü ilaçların kullanılmaması gerekiyor. Bunun yerine ılık banyolar ve ayakların tuzlu suda bekletilmesi bir seçenek.

SEYAHATTE MOLALAR VERİN
Uzun süre oturarak geçirilen seyahatler hamilelerde sıkıntı yaratabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tamer Sözen, seyahat ederken dikkat edilmesi gerekenler hakkında şunları söylüyor: “Araçla yapılan yolculuklarda arka koltukta ayakları uzatır şekilde seyahat edilmeli ve iki saat arayla molalar verilmeli. Mola esnasında 10 dakika yürüyüş yapılmalı. Uçak yolculuklarında ise yedinci aya kadar bir problemle karşılaşma riski oldukça az. Havayolu şirketleri yedinci aydan (28 hafta) itibaren doktor raporu istiyor. Doktorunuzdan alacağınız rapor doğrultusunda uçak seyahati de yapabilirsiniz.”

ISLAK MAYOYA HAYIR
Anne adaylarının düşük ve erken doğum tehlikeleri yoksa denize veya havuza girmelerinde bir problem bulunmuyor. Tabii suyun temizliğinden emin olmak kaydı ile… Ancak sudan çıktıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler var. Özellikle de ıslak mayolar konusunda... Sözen, hamilelerin denizden veya havuzdan çıktıktan sonra asla ıslak mayo ile oturmamasını ve mayolarını değiştirmelerini öneriyor ki bu aslında hamilelik dışında da geçerli bir uyarı. Başkasının havlusunu kullanmamaya ve uzun süreli güneşlenmemeye de dikkat edin.

Proteine ihtiyacınız var
Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Dursun, gebelik dönemleri yaz aylarına gelen annelerin, bebeğin sağlıklı gelişimi ve huzurlu bir gebelik dönemi geçirmeleri için beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor. Yaz aylarında üç ana öğünün yanında 2-3 ara öğün ile öğün sayıları artırılarak sıcak basmalarının ve hazımsızlıkların azaltılabileceğini belirten Dursun’un diğer önerileri şöyle; “Hamilelik süresince aşırı şekerli, tuzlu ve yağlı besinlerden, kafeinli ürünlerden mümkün olduğunca uzak durmalı ve bol proteinli besinler tüketmeli. Gebe olmayan kadınlar için önerilen protein miktarı günlük 50-60 gram iken, gebelik döneminde bu oran 70-80 grama çıkıyor. Özellikle ısınan havalarda çabuk bozulmaya elverişli olan tavuk, yoğurt, yumurta gibi riskli besinler dikkatli tüketilmeli. Anne adayları bilmedikleri ve güvenmedikleri yerlerden yiyecek-içecek alışverişi yapmamalı.”

Uzm. Diyetisyen Dursun’un diğer önerileri de şöyle:
• Su tüketiminiz 10 bardağın altında olmasın.
• Her gün bir adet yumurta veya bir porsiyon etli sebze ya da kurubaklagil yemeği yiyin.
• Kalsiyum bakımından zengin olan süt, yoğurt ve peyniri mutlaka düzenli olarak tüketin.
• Mevsiminde taze meyve ve sebze tüketin.
• Hazır meyve suları, gazlı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, bitki çayları ve kompostolar tercih edin.
• Kuru meyveleri ve kuruyemişleri aldığınız kiloyu kontrol ederek tüketin.
• Salam, sosis, sucuk gibi içerisinde katkı maddeleri bulunan yiyecekler yemeyin.
• Mutlaka iyotlu tuz kullanın.
• Sebze, makarna, erişte, mercimek, nohut ve kuru fasulyenin haşlama sularını dökün. Bu yiyecekleri önceden yıkayıp ıslattıktan sonra pişirin.
• Şeker yerine tatlı olarak demir minerali içeriğine sahip pekmez tüketin.
• Besinlerin besleyici değerini korumak ve anemiyi(kansızlığı) önlemek açısından yemeklerle birlikte çay, kahve içmeyin.

İki kişilik bir yaz! - Resim : 2

Güneş kreminizde kimyasal bulunmasın
Hamilelik döneminde anne adaylarının cilt renkleri ve tonları da değişiyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hatice Deniz Yardımcı, “Melasma adı verilen ve yüzde koyu kahverengi lekeler oluşturan lekeler, özellikle gebelikte çok sık görülüyor. Gebelik maskesi de denilen bu lekelerin oluşumunda koyu renk cilt, güneş, östrojen, doğum kontrol hapları, parfümler, nemlendiriciler, sabunlar, kolonya ve bazı makyaj ürünleri en büyük etkenler olarak göze çarpıyor. Melasması olan hamilelerde güneş ışınları, lekelerin daha da koyulaşmasına sebep oluyor. Bu nedenle hamilelikte daha da hassaslaşan cilt için güneşin zararlı ışınlarından korunmak ve düzenli olarak güneş kremi kullanmak önemli. Güneş koruyucu kremlerin hem UVA hem de UVB koruması içermesi gerekiyor. UVA ışınları gölge yerler ve kapalı alanlarda da etkili olduğu için dışarı çıkılmasa bile güneş kreminin kullanılması ve düzenli olarak sürülmesi gerekiyor. Güneş kremleri yoğun koruma sağlasa da güneşin zararlı ışınlarına karşı, güneş altında uzun saatler geçirilmemesi ve olabildiğince güneşten kaçınılması gerekiyor” diyor. Uzm. Dr. Hatice Yardımcı, hamilelikte mineral filtreli veya fiziksel bariyer içeren güneş kremlerinin tercih edilmesi gerektiğini çünkü güneş kremlerinin birçoğunun vücutta emilerek bebeğe geçebileceğini söylüyor. Özellikle ilk üç ay kimyasal koruyucu içeren ürünlerden kesinlikle uzak durulmalı.