Bir Sorunun Peşinde: Otizm Nedir?

Otizm spektrum bozukluk, yaygın kullanımı ile otizm, dünyada her geçen gün artış gösteriyor. Buna rağmen “otizm nedir” tam olarak bilinmiyor. Biz de bu “otizm nedir” sorusu etrafında, bu gizemli hastalığa dair bilinmeyenleri derledik. Hepsi bu yazıda.

Bir Sorunun Peşinde: Otizm Nedir?

Otizm, farkındalık yaratmaya çalışan vakıfların çalışmaları ve televizyon dizileri ile merak edilen bir hastalığa dönüştü. Tıp dünyası için bile gizemli sayılabilecek bu hastalık ile ilgili günlük hayatta edinilen bilgilerin yarısı kulaktan dolma ya da yanlış bilgiler. Anlamak bilmekten geçtiğinden, biz de bu yazıda bir soru işaretinin peşine düşüyoruz: Otizm nedir?

Tıpta Otizm Nedir?

Peşine düştüğümüz “otizm nedir” sorusu, “otizm spektrum bozukluk nedir” olarak çevrilebilir; tıptaki asıl ismi budur. Spektrum hastalığı olarak geçmesinin sebebi tam olarak tanımının yapılamıyor oluşudur. Bir belirtiler yelpazesi içerisinde en az altı belirtiyi taşıyorsanız otistik olarak tanımlanırsınız, ancak bu altı belirti herkeste aynı değildir. Bazı insanlar ise bu belirtilerden beşini ya da daha azını taşır.  Bu durumda kişi, otistik olmakla olmamak arasında, yelpazede bir noktada duruyordur. Tıp dünyası otizm nedir sorusuna; belirtileri çocukluğun ilk yıllarından itibaren gözlemlenebilen, nöro-bilimsel farklılık olarak cevap verir. Otizmin genetik kaynaklı bir hastalık olduğu düşünülse de tam olarak hangi genin bu bozukluğa yol açtığı bulunamamış ya da genetik aktarımdaki şifreleri henüz çözülememiştir. Bazı araştırmacılar çocuğun içerisinde bulunduğu çevresel etmenlerin otizme etkisini araştırmaktadır. Ancak şimdiye kadar çevresel etmenlerle ilgili net bir bulguya ulaşılamamıştır. Görüldüğü üzere otizm nedir sorusu tıp dünyası için de hala tam anlamıyla çözüme ulaşmış bir soru değil.

Sayılar ile Otizm Nedir?

Otizm nedir sorusunun bir başka cevabı dünyada son yıllarda giderek artan bir hastalık olduğu şeklinde. Doğan 59 çocuktan birinin otistik olarak doğduğu düşünülüyor. Bu oran 2006 yılında 150 çocuktan biri idi… Türkiye’de 550.000 otizmli çocuk olduğu tahmin ediliyor ve ABD’de otizmli insanların oranının 60’lı yıllardan bugüne yüzde 0.05’ten yüzde 2’ye yükseldiği belirtiliyor.

Otizmli çocuklar için ilk 18 ayda tanı konulması önemli. Çünkü 3-5 yaş arası yoğun bir özel eğitim alabilirlerse, otizmin derecesine de bağlı olarak- hayatlarını kendi başlarına sürdürebilirler. Bağımsız birer birey olarak hayatını yönlendirebilirler. Erken tanı ve özel eğitimin, otizmli çocuklardaki önemini anlatmak için şu oranı vermekte fayda var. Eğer ilk 18 ayda tanı konur ve otizme dönük özel eğitim almaya başlarlarsa, çocukların bağımsız bir birey olarak yetişme şansı yüzde 50.

Otizmli çocukların yüzde 10’u “savant” da denilen üstün becerili çocuklar. Bu çocuklar, üstün bellek, matematik hesabı, müzik yeteneği ile diğer insanlardan ayrılarak üstün başarı gösterebilirler. Ancak otistik çocukların yüzde 90’ında böyle üstün beceriler bulunmuyor.

Bir Sorunun Peşinde: Otizm Nedir? - Resim : 1

Üç-beş yaş aralığında yoğun bir özel eğitim alan çocuklar bilişsel ve davranışsal beceri kazanırlar

Belirtiler İle Otizm Nedir?

Otizm, belirtiler ile tanımlanabilen bir hastalık. Dolayısıyla otizm nedir sorusunun cevabını, belirtilerden yola çıkarak bulabiliriz. Çocuğunuz;

  • Göz teması kurmuyor ya da kısıtlı kuruyorsa,
  • Aşırı hareketli veya hareketsiz ise,
  • Sabit duran bir nesneye çok uzun süre bakıyor ise,
  • Adı ile seslenince tepki vermiyorsa,
  • Çevresine ilgi göstermiyorsa,
  • Konuşmasında gecikme varsa,
  • Sarılma ve öpmeden hoşlanmıyor, fiziksel temastan kaçınıyorsa,
  • İnsanlarla iletişim ilgilerini çekmiyor, cansız varlıklarla ilgileniyorsa,
  • Yaşıtları ile diyalog kurmuyor, oyunlara katılmıyorsa,
  • Sosyal ortama girdiğinde çok korkuyor ve tepki veriyorsa,
  • Konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmıyorsa,
  • Konuşmayı öğrense bile hep aynı kelimeyi tekrar ediyorsa,
  • Cümleleri manalı değilse, aynı cümleyi defalarca tekrarlıyorsa,
  • Konuşurken ses tonunda oynama yoksa, tonu ve konuşma şekli tekdüze ise,
  • İlgisiz şeylere gülüyor ise,
  • Bir cismin bir parçasını takıntı haline getiriyor ise,
  • Bir objeye aşırı bağlı ise,
  • Rutinlerinin bozulduğu durumlarda aşırı tepki veriyor ise,
  • Tekrarlayan bir hareketi sürekli olarak yapıyor ise,
  • Sürekli olarak aynı oyunu oynamak istiyor ise,
  • Yeme bozukluğu gösteriyor ise,
  • Kendilerine ve eşyalara zarar veriyor ise,
  • Tehlikeye ve acıya karşı duyarsız ise,


Bu belirtiler içinden altısını veya daha fazlasını gösteriyor ise hemen bir doktora başvurmanız gerekiyor demektir.


Bir Sorunun Peşinde: Otizm Nedir? - Resim : 2

Sabit duran bir nesneye çok uzun süre bakmak, otizm belirtilerinden biridir

Otizm Hakkında Bilinmesi Gereken Notlar

Otizmle ilgili doğru bilinenler kadar yanlış bilgilerin de mevcut olduğunu söylemiştik. Otizm nedir sorusunun izinde onları cevaplamaya çalıştık. Bazı önemli noktaların altını çizmekte fayda var.


  • Otizmde erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Erken yaşta tanı konulduğunda çocuğun bilişsel ve sosyal davranış edinmesine yönelik bir dizi özel eğitim ile, çocuk erişkinlikte kendi başına hayatını sürdüren bir birey haline gelebilir.
  • Otizm tanısı koyabilecek doktorlar: Çocuk nörologları ya da çocuk ruh sağlığı doktorlarıdır.
  • Otizm, erkeklerde kadınlara oranla dört kat fazla görülür.
  • Otizm erken teşhisini engelleyen yaygın bir halk inanışı mevcuttur: “Erkek çocukları geç konuşur.” Bu inanış sebebiyle erken tanı konabilse tedavi alabilecek birçok otizmli çocuk tedaviye geç kalır.
  • Otizm, net tanısı olan bir hastalık değildir; bu yüzden her düzeydeki otistik, tedaviye yönlendirilmez. Zeka geriliği olan otizmliler eğitim ile kendi başına hayatını sürdürecek beceriyi kazanamazlar. Üstün zekalı otistikler ise müzikte, matematikte, resimde vb. alanlarda çok başarılı olabilirler.  Ancak sosyal becerileri sınırlı kalacaktır.
  • Otizmin genetik faktörler dışında bir sebebi olduğuna dair bir kanıt yoktur. Yetiştirilme biçimi, ailenin gelir düzeyi, hamilelikte yaşananlar ya da ırka dayalı bir fenomen; otizmin sebepleri arasında gösterilmez. Dolayısıyla otistik çocuklara sahip olan anne ve babalar kendilerini suçlamamalıdır.