'Kadınları inandıramadı'
Artık kadınlar öyle kolay kolay inanmıyor, sorguluyor ki, çok da haklılar. Malumunuz, benim jenerasyon X kuşağı. Yani şu meşhur Z ve Alfa kuşağının anne babaları, belki de büyükanneleri, büyükbabalarıyız artık.
Esin Övet
Biz hep bu genç kuşakları masaya yatırıyoruz, çözümlemeye çalışıyoruz ama unutuluyor: Temeli atan bizim kuşak.
Evet, biz X kuşağı.
Hem cesurduk, hem akıllı, hem de hayatta kalma içgüdümüz çok güçlüydü.
Tırnaklarımızla kazıdık başarılarımızı.
Öyle bir canlı yayın açayım, bir reels çekeyim diyerek bir yerlere gelmedik.
Bizim kuşağın mayasında “Mücadele” vardı. Zorluklardan korkmadık; korkularla yaşamayı öğrendik.
Ama bu yeni kuşak farklı. Bizim kadar mücadeleci değil belki ama daha net, daha “Ben merkezli” ve kimseye minnetleri yok. Hatta anne babalarına bile ayrı bir özgüvenle yaklaşıyor.
Bizim kuşak adım atarken önce düşünürdü, ölçer biçerdi, sonra karar verirdi. Hatta anne ve baba ne derse oydu. Kariyerlerimizi bile çoğu zaman onlar şekillendirirdi. Ya da evleneceğimiz kişiye.
Onlarsa doğrudan yürüyor, “Ben bilirim” diyerek. Biraz fazla özgüvenliler ama işte tam bu yüzden kandırılamıyorlar. Ya da kandırılmayı bile istedikleri ölçüde kendileri yön veriyor. İstiyorlarsa eğer, “Kandırılmış” ya da “İnanmış” gibi yapabiliyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Nereden geldin bu kuşağa?”
Malumunuz, Ozan Güven aldığı ceza sonrasında, beş yıl sonra ilk kez konuştu ve bir basın toplantısı düzenleyerek günah çıkardı. Haklı olduğunu, günahsız olduğunu savundu.
Ben izledim, dinledim, mimiklerine, ses tonuna, ellerinin hareketine bile baktım.
Ama açık konuşayım; X kuşağı olarak biz, geçmişte belki bu açıklamaları duyunca içimizden “Neyse, belki de haklıdır” deyip geçerdik.
Belki de susardık.
Çünkü öyle öğretildi bize; “Bir şey deme, karıştırma, geçer” “Aman sus”, “Olayı büyütme”, “Erkeklerle savaşamazsın” gibi..
Bazılarımız şanslıydı; Anne ve babası arkasındaydı, başına gelen her olayda naralar attı. Bazıları ise “Aman” deyip sustu. Şahsen ben “Şanslı” taraftaydım. Çok şükür.
Günümüzde yok mu, elbette var. Ancak daha azınlık. Çünkü artık sosyal medya var. Ellerde telefon var. Hatta hatırlayın, Konya’da göz muayenesine giden ve doktor tarafından “Tacizci” olarak suçlanan genç kız, annesinin “Sus” demesine rağmen, “Anne neden susayım” diye isyan etti. İşte bu yeni yeni nesil böyle. Anında o telefonlar çalışıyor, başına bir şey geldiğinde çekmeye başlıyor. Ki çeksinler de ben asla karşı değilim.
Bu yüzdendir ki, Ozan Güven’in açıklamaları sonrasında direk “Hadi oradan!” dediler.
Hiç eğip bükmeden, direkt, net, dobra.
Çünkü bu kadınlar kimsenin hikayesine mecbur değil.
Bir erkeğin “Pişmanım” demesine değil, gerçekten değiştiğini göstermesine bakıyor.
Ozan Güven’in basın toplantısı sonrasında yeni nesilin paylaşımları dikkatimi çekti. inceledim, sosyal medyadaki hemen hemen tüm yorumları okudum, genç kadınların tepkilerine baktım. TikTok’ta çoğu bu konu hakkında düşüncelerini paylaşıyor, hem de daha yirmili yaşlarında.
Ve gördüm ki: Ozan Güven bu yeni nesli inandıramadı. Ne ses tonu işe yaradı, ne bakışlar, ne o “Üzülecek yerim kalmadı” vurgusu.
Hiçbiri tutmadı.
Tüm kadınlardan “Özür dilemesi” de… Çünkü özürünü kimse kabul etmedi.
Tabii bir şeyi de söylemeden geçemem: Bazıları var, işlerine gelirse inanıyor.
Ne istediklerine, ne elde edeceklerine göre inanıyor ya da inanmamış gibi yapıyor. Ama onların sayısı az. Çoğunluk artık o masalları dinlemiyor.
Ve ne yalan söyleyeyim, içimden “Aferin kızlar” dedim. Çünkü bu kadınlar, geçmişin hatalarına artık kılıf uydurmuyor. Biz belki bir zamanlar inanmış gibi yapardık, içimizden kızarak. Şimdi, ellilerimizde “Ah ah, ne safmışım” diye diye geçmiş suskunluklarımıza kızıyoruz.
Ama onlar inanmıyor, reddediyor, yüzüne söylüyor. Bu da değişimin ta kendisi.
Bizim kuşağımız “Susmayı” güç sanıyordu, onlar “Konuşmayı” bir hak olarak görüyor.
Biz “ayıp olur” derdik, onlar “Ayıp olan haksızlık” diyor.
Ve bu fark, işte yeni dünyanın kadın ruhunu anlatıyor.
Zaman zaman kızsam, hatta “Gelecek sadece makyaj yapıp süslenmekle olmaz. Kariyerleri, hedefleri olmalı” diye eski kafalık yaptığım anlar oluyor elbet.
Ama bazı adımlarında o cesur yürekleri görünce, içim bir coşmuyor değil.
Güveniyorum. Sapasağlam tutunuyorum bu yeni nesile.
Bravo kızlar…
Ve evet Ozan Güven hakkındaki düşüncelerime gelince; Adalet kararını vermiş. Belki az, belki çok ama bir karar verilmiş. Kendisini bunu asla kabul etmese de ortada deliller var.
Ve daha önce de düşüncelerimi bu konularda sayısız kez yazdım, yine söylüyorum.
Şiddet affedilemez.
Bir bir daha iki!!!