"Daha gidecek çok yolum var"

Zeynep Çalıştıran Arapoğlu, İnci Deri’nin pazarlamadan sorumlu icra kurulu üyesi.

"Daha gidecek çok yolum var"

Sizin çalışma hayatınızın vazgeçilmezleri, prensipleriniz neler?
Bilgi sahibi olmak ve bilgiyi kontrol edebilmek benim için önemli. Yönettiğim tüm departman ve projelerde günlük, gerekirse saatlik bilgi almak isterim. Hiçbir işi angarya olarak görmem. Etik kurallara uygun davranmak ve dürüstlük vazgeçilmezlerim.

Şu anda markalarınızın gündeminde olan yenilikler, projeler neler?
İnci Deri, marka olarak önemli bir dönüşüm yaşıyor. Artık müşterilerimiz bizden ayakkabı ya da çanta değil, kendilerini iyi hissetmelerine sebep olan bir deneyim satın alıyor. Bunun yanı sıra Gamze Saraçoğlu ve Niyazi Erdoğan ile 2013 yaz sezonunda başlattığımız özel koleksiyon çalışmaları kış sezonunda da devam ediyor.

İnci Deri’nin Türkiye pazarındaki durumunu kısaca değerlendirebilir misiniz?
İnci Deri, 1917 yılından bu yana ayakkabı ve çanta sektöründe bulunan, Türkiye’nin bu alanda faaliyet gösteren en eski ve köklü markası. Bugün yaptığımız araştırma sonuçlarında markamızın üçüncü kuşağa dokunduğunu hatta dördüncü kuşak üyelerinin de bizim ürünlerimizi satın almaya başladıklarını görüyoruz. Türkiye’de böyle markalar çok sınırlı. Dolayısıyla müşterilerimiz genellikle İnci markası konusunda duygusal  ve hassas.

Son dönemde sizi en çok heyecanlandıran ürünler hangileri?
Gamze Saraçoğlu ve Niyazi Erdoğan koleksiyonlarımızın yanı sıra, Love Etc... koleksiyonumuzdaki gelin çizmeleri nasıl performans gösterecekleri konusunda beni çok meraklandırdı. En çok heyecanlandığım ürünlerden biri de bu sezon için sadece 300 çift ayakkabı ve kombin çantalarını ürettiğimiz ‘Winter Blooms’ kapsül koleksiyonumuz. Tamamı yüksek topuklu ve süetten hazırlanan bu modeller, elde yapılmış tak-çıkar çiçekleri ile hem gündüz hem gece kullanılabiliyor. Şıklığına düşkün kadın müşterilerimiz bu koleksiyona bayıldı.

Yeni sezonda öne çıkan renkler ve modeller neler?
Bu kışın tartışmasız en favori rengi bordo. Bordoyu biz de koleksiyonumuzda çok kullandık. Bordo’nun yanı sıra bolca yeşil, lacivert ve doğal kahve tonları var. Doğal ve yumuşak derilerin yanında süet ve rugan deriler kullandık. Sivri burunlu yüksek topuklu stilettolar kadar kalın tabanlı rahat modeller de koleksiyonda yer alıyor. Bu sezon, aslında iki uç arasında gidip geliyor diyebiliriz. Hem çok rahat az topuklular hem de çok yüksek topuklu seksi ve şık ayakkabılar var. Erkek koleksiyonu ise renk açısından cesur. Bolca yeşil, mavi, gri, bordo ve kırmızı kullanıldı. Açma deriler, metal aksesuarlar, kalın ve renkli tabanlar erkek koleksiyonunu şekillendiriyor.

HAYATA DAİR
Sabah kaçta uyanırsınız?
Hafta içi 6.30 gibi, hafta sonu 8.30 gibi uyanırım.
Güne nasıl başlarsınız?
Uyanır uyanmaz Power FM’i açar ve duşa girerim.
En sevdiğiniz müze hangisi?
İstanbul Modern, Musée d’Orsay ve Gaziantep Mozaik Müzesi.
En son hangi kitabı okudunuz?
İskender Pala’nın Efsane’sini ve Dan Brown’ın Cehennem’ini aynı anda bitirdim.
Hafta sonları neler yaparsınız?
Genellikle vaktimi alışveriş merkezi ve mağaza gezerek geçiriyorum. Bunun dışında yemek yapmaya bayıldığım için, dinlenme ve terapi olarak yemek yaptığım zamanlar çok olur. Geri kalan zamanımı da evde dinlenerek geçiririm.
En çok sevdiğiniz kafe-restoran hangisi?
Ortaköy ve Nişantaşı Atiye Sokak’taki The House Cafe’lere bayılıyorum. Happily Ever After ve Mangerie’yi çok severim. Kalamış’ta Posh yaz-kış çok zevk aldığım bir pub. Restoran olarak Da Mario, Bej, Go Mongo, Özgür Şef, Bebek Balıkçısı, Günaydın ve Develi’yi severim.
Yurt dışında en çok nereye gitmeyi seviyorsunuz?
İtalya’nın hemen hemen bütün şehirleri beni çok etkiler. Paris de aynı şekilde. Bangkok ve Singapur’a da bayıldığımı söylemeliyim.
Yazı: Sinem Gürleyük

İngilizce öğretmenliği okurken tesadüf eseri yolu iletişim sektöründen geçen Zeynep Çalıştıran Arapoğlu, bugün İnci Deri’nin pazarlamadan sorumlu icra kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Çalıştıran, geldiği noktadaki başarısını takdir edenlere, “Daha gidecek çok yolum var” diyerek yanıt veriyor.

Eğitimlerinizi nerelerde aldınız?
İlkokula doğup büyüdüğüm Kanlıca’da Sedat Simavi İlkokulu’nda gittim. Ortaokul ve liseyi Özel Boğaziçi Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünde
lisansımı, yine Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümünde yüksek lisansımı tamamladım. 

İş hayatına nasıl başladınız?
Yüksek lisansımı yaparken, bir aile dostumuz insan ilişkilerinde çok iyi olduğumu düşünüp beni çok sevdiği bir dostu olan Ceyda Aydede ile tanıştırdı. O dönemde Global PR’ın sahibi ve yönetim kurulu başkanı olan Ceyda Hanım, benimle çok ilgilendi ama şirketin maalesef hiç stajyere ihtiyacı yoktu. Bunun üzerine beni çok iyi arkadaşı olan ve Green Active PR’ın ortaklarından Azade Başağa’ya görüşmeye gönderdi. Ceyda Hanım bana “Git ve Azade Hanım gelene kadar bekle mutlaka” dedi. Ben de gidip dört saat bekledim. Azade Hanım
sanıyorum azmimden etkilenmiş olmalı ki beni stajyer olarak işe aldı. Sekiz ay Green Active PR’da stajyer olarak çalıştım. Bir yandan da master’ımı tamamladım. İlk projem ‘Cif Topkapı Sarayı Mermer Yüzey ve Dış Cephe Temizliği’ projesiydi. Çok büyük bir PR projesiydi. Ve iş hayatıma böyle bir proje ile adım attığım için çok şanslıyım.

İnci Deri’yle tanışmanız nasıl gerçekleşti?
Bersay İletişim Danışmanlığı’nda danışman/ortak olarak çalışıyordum. Uzmanı olduğum konulardan biri de perakende sektörüydü. İnci Deri’nin sahibi Ali Murat Kızıltaş da benim danışman olarak hizmet verdiğim birçok dernek ve perakende oluşumun yönetiminde aktif rol alıyor. Ben Bersay’dan ayrıldıktan sonra, Ali Bey bana bu pozisyonu teklif etti. Ben
de memnuniyetle kabul ettim. 

Kariyerinizde bu noktaya geleceğinizi en başından beri tasarlıyor muydunuz yoksa her şey kendiliğinden mi gelişti?
Aslında her ikisinden de biraz... İletişim mesleğine tesadüfen başladım ama sonrasında bu mesleği çok sevdim ve bugün geldiğim noktaya ulaşmak için çok çalıştım. Sadece kendim değil benimle birlikte bütün ekiplerimin de iyi çalışmasını ve gelişmesini sağladım. Güncel yayınları İngilizce öğretmenliği okurken tesadüf eseri yolu iletişim sektöründen geçen Zeynep
Çalıştıran Arapoğlu, bugün İnci Deri’nin pazarlamadan sorumlu icra kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Çalıştıran, geldiği noktadaki başarısını takdir edenlere, “Daha gidecek çok yolum var” diyerek yanıt veriyor ve sektör kitaplarını okuyarak, sektörden dernekleri takip ederek, kongre ve konferanslara katılarak hep gelişmeye çalıştım.

Profesyonelliğin en önemli sırrı sizce ne?
İşe duyguları karıştırmamak, olayları kişiselleştirmemek ve hangi şirkette çalışırsanız çalışın, profesyonel olduğunuzu unutmamak ve başarının mutlaka ulaşılması gereken bir nokta
olduğunu hatırlamak.

Zirveye çıkmak için yeni mezunlara vereceğiniz tavsiyeler neler?
Değişime ve öğrenmeye her zaman açık, dürüst ve biraz da hayalperest olmak. Bunun dışında elbette çok çalışmak, çalışmak, çalışmak...