Ezel Ün: "Başarının sırrı kendine inanmak"

23 yaşındaki üniversite öğrencisi Ezel Ün, okul harçlığını çıkarmak ve ek gelir kazanmak için çalışmaya başlamış. Elele Avon Kadın Ödülleri 2015’te ‘Yılın Avon Kadını Ödülü'nü alan Ün, gelişimin bitmeyen bir süreç olduğunu düşünüyor.

Ezel Ün:

Yazı: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta

Ezel Ün, 1994 yılında İzmir’de doğmuş. Ailesinin tek çocuğu. “Annem ve babam emekli, babam aynı zamanda çiçekçi dükkanımızı çalıştırmaya devam ediyor” diyerek başlıyor sözlerine. Her zaman annesini kendine örnek almış. Annesi karakteri, çalışkanlığıvve her şeye pozitif yaklaşmasıyla hayatındaki en farklı kişi olmuş. Üniversite okumadığı halde sırf çalışkanlığıyla fark yaratmış, koca
bir fabrikadaki insanları yönetmeyi başarmış. Kendisine de her zaman dürüst, çalışkan, vicdanlı ve gerçekte neyse öyle davranması gerektiğini öğretmiş. Ezel Ün, Pamukkale Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nde son sınıf öğrencisi ve şu sıra KPSS’ye hazırlanıyor. Çocukluğundan beri her zaman başarılı bir öğretmen olmanın hayalini kurmuş, şu anda da bunu gerçekleştirmeye adım adım yaklaştığı için çok heyecanlı.” Türkçeye yönelmemde ortaokuldaki ve dershanedeki Türkçe öğretmenimin katkısı büyük. Dilbilgisini ve okumayı çok sevmemin, sayısal ve fen ağırlıklı derslerden pek hoşlanmamamın da Türkçe öğretmenliği hayali kurmamdaki payı azımsanamaz tabii” diyor. Önce atanıp, öğretmenlik yapmak istiyor fakat eğitim sistemindeki zorluklar nedeniyle yüksek lisans yapıp dilbilgisiyle ilgili çalışmalar yapmak da planları arasında. Hatta öğretmen olarak atansa bile yüksek lisans en çok yapmak istediği şeylerden biri. Ün, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda (TEGV) üç yıl eğitim gönüllüsü olarak çalışmış. O yılların hayatına çok şey kattığını ve toplum bilincini kazanmanın geleceğinin başarılı kadınları için bir anahtar olduğunu vurguluyor.

Ezel Ün: "Başarının sırrı kendine inanmak" - Resim : 1

AVON’LA DOSTLUĞU YILLAR ÖNCESİNE DAYANIYOR
Ezel Ün’ün dört yıldır çalıştığı Avon’la yollarının kesişmesi yeni değil aslında, yıllar öncesine uzanıyor. Yengesi bir dönem Avon temsilcileri arasında en çok satış yapanlardan biri olmuş hatta kuzeni bir süredir Avon temsilcisi. Ablası da Avon ürünlerini satmış ve yıllarca bu sayede kolayca ürünlere ulaşmış. Ta ki üniversite dönemi başlayana kadar... Üniversiteyi kazanıp Denizli’ye geldiğinde haliyle İzmir’den uzak kalmış ve ürünlere de artık her istediğinde ulaşamamış. Bu yüzden sırf ürünleri temin etmek için başvuru yapmış ve Satış Lideri Gülfadiye Boylan aracılığıyla temsilci olmuş. Harçlığını çıkarma düşüncesiyle temsilci olmaya karar vermiş. Yurtta kaldığı için de satışları kolayca artmış. Bugün Avon ailesinin bir ferdi olduğu için çok mutlu. “Avon kadınların kendilerini en rahat, mutlu hissettikleri ve bir o kadar da güçlü ve sorumluluk sahibi olmalarını sağlayan yegane kurum. Daha önce hiç sorumluluk almamış, ciddi anlamda bir işle uğraşmamış ev kadınlarının veya benim gibi öğrencilerin bile harika işler çıkardığını görüyorum” diyor. Avon’un kadınlara kendilerini güçlü hissettirmesinin, para kazanmasına fırsat vermesinin yanı sıra meme kanseri ve aile içi şiddet gibi toplumda yaygın olan sorunlara da dikkat çekip farkındalık yaratması onun için çok önemli. “Böyle bir kurumun içinde olmak, genç yaşımda sorumluluk alıp harçlığımı çıkartmaya çalışmak, bunların yanında insanlarla iletişim kurup kendimi geliştirmek benim için çok güzel bir duygu” sözleriyle yaşadığı mutluluk ve gurura bizim de tanık olmamızı istiyor. “Bir kadının hayatta başarılı olabilmesi için neler yapması, nelerden uzak durması gerekir sizce?” diye sorduğumuzda
ise yanıtı çok net: “Bence bir kadının hayatta başarılı olması için önce kendine inanması ve hedeflerine odaklanması, bunun dışında daima ileriye dönük hareket etmesi, geçmişe takılı kalmayıp gerektiğinde kendini değiştirmesi ve geliştirmesi gerekiyor.
Çünkü geçmiş, geleceğe dönük ders çıkarmanızı sağlamanın yanında çok fazla takılı kalırsanız da önünüzü görememenize sebep olabiliyor.” Peki, dünyayı değiştirme şansı olsaydı neyi değiştirirdi acaba? “Böyle bir şansım olsaydı kini ve nefreti ortadan kaldırırdım. Savaşların son bulmasını, çocukların mutlu bir dünyada, babasız kalma ve silah korkusu olmadan yaşamasını isterdim. Çünkü bana göre sevginin, çocukların ve müziğin olmadığı bir dünya, gerçek bir dünya değil.”