"Bilinçaltımız Google gibi çalışıyor!"

Vizyon Atölyesi’nin Kurucusu/Vizyon Koçu Gülçin Karasulu, kelimelerin farkında olarak değişimin mümkün olduğunu anlatıyor.


Gülçin Karasulu 
Vizyon Atölyesi’nin Kurucusu/Vizyon Koçu

Vizyon Atölyesi’nin kurucusu Vizyon Koçu Gülçin Karasulu, aydınlığa çıkmayı istemeye karar verme anını Shakespeare’in Hamlet’inden dizelerle hatırlatıyor: “Olmak ya da olmamak… İşte bütün mesele bu. Gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına, için için katlanmak mı daha soylu, yoksa dertler denizine karşı silaha sarılıp son vermek mi onlara?” Buradaki silahlanmayı kendi gücümüzü kuşanmak olarak tanımlayan Karasulu, “Okları, eski kayıtları, anıları, hatıraları çıkardığımızda ışığın daha çok akmasına şahit olmak, ışıkla kuşanmaktır. Kendinize sarılın, gücünüzü hatırlayın ve kendinize sorun: (Sevgi dolu, cesaretli, iradeli) “Olmak ya da olmamak?”

Karasulu’ya göre bilinçaltımız aslında ‘Google’ gibi çalışıyor. Bu yüzden 21 günün sırrı, onu güncellememizde ve eski bilgileri kopyala yapıştır yapmamamızda saklı... Mesela, aslında hepimizin hayatında farkında olmadığımız ama bilinçaltımıza kazınmış olumsuz ifadeler var. Aile bireylerinin sık sık dile getirdiği ‘Malın mı var derdin var’, ‘Komşunun oğlunu görmüyor musun? Neler yapıyor sen hala yerinde say’, ‘başladığın işleri bitiremezsin’, ‘hiç şansın yok’, ‘yapamazsın’, ‘maymun iştahlısın’, ‘bu dünyada babana bile güvenmeyeceksin’ gibi cümleler aklımızın bir köşesinde hep duruyor. Dışarıdan gelen bu tür telkinler fark edilip değiştirilmeli diyor Karasulu. Yeni telkinleri vereceğimiz dönem olan 21 günü ise değişim öncesi bir ‘kuluçka’ dönemi olarak ifade ediyor. ‘Neden ben?’ deyip hayatla körebe oynamaya başladığınızda yavaş yavaş neleri yapmamız gerektiğini şöyle aktarıyor:
Kullandığınız kelimelerin farkında olun 
1- İç sesinizi, sürekli ‘Seni seviyorum’ diyerek bilinçaltınız (kendiniz) için tekrarlarla yeniden oluşturun. 
2- İnsanız; kıskanma, yargılama, kibir gibi olumsuz düşüncelerle kötücül anlarınızı yakaladığınızda içinizden karşıdaki kişiden özür dileyip, lütfen beni affet diyerek teşekkür edin. 
3- Bedeninizde de yeniliklere, güzelliklere yer açın. Bilinçaltınızın bir akarsu gibi temiz olmasını istiyorsanız, yeterince su için: Bol su içerek kendinizi rahatlatın. Bir şeyler düşünürken, birini yargılarken ya da korktuğumuz anlarda genelde nefesimizi tutarız… O esnada kendinizi fark edin, derin nefesler alın ve nefesinizi ağzınızdan verin. 
4- En sık kullandığınız olumsuz ifadeleri tespit edin. Bedeninizde olumlu olumsuz yansımalarını fark edeceksiniz. Sonra onları olmasını istediğiniz ifadelere dönüştürüp kullanın ya da o olumsuz ifadeleri hiç kullanmamaya çalışın, bir süre sonra olumlu etkilerini göreceksiniz. 
5- Gündelik konuşmalarda da kendinize zorundalıklar yüklemeyin. ‘Evi toplamam lazım’ yerine ‘evimi toplamam yararıma olacak’ ifadesini kullanabilirsiniz. İkisi arasındaki enerjiyi sesli söylediğinizde fark edeceksiniz. Bir de; ‘evimi toplamak istiyorum’u sesli söylerseniz gücü daha net fark edeceksiniz.