Cildime bir şeyler oluyor

Hamileliğin ilk günlerinden itibaren vücut büyük bir değişime giriyor; cildimiz, saçlarımız ve tırnaklarımız da bu durumdan nasibini alıyor. Acaba ne kadarı normal, ne zaman doktora başvurmak gerek?

Cildime bir şeyler oluyor

Yazı: Mürsel Çavuş

Hamilelikle birlikte saç, tırnak, cilt ve cilt altı dokularında değişiklikler meydana gelmeye başlıyor ve bunların bir kısmı fizyolojik kabul ediliyor ancak kalıcı hasarlar oluşmaması için cildinizi gözlemlemeli ve gerekli durumlarda sürece müdahale etmelisiniz. Dermatoloji Uzmanı Dr. Arzu Aslan gebelikte ilk rastlanan değişimin cilt renginde gözlendiğini söylüyor:

“Çoğu kadında belirli derecelerde cilt tonunda koyulaşma görülür. Bunun sebebi artmış olan östrojen ve progesteron hormonlarıdır. En sık görüleni karın ortasından başlayıp genital bölgeye uzanan çizgi şeklinde koyulaşma oluyor. Bu durum doğum sonrası tamamen normale dönüyor. Diğer koyulaşan bölgeler ise meme uçları, genital bölge, makat, boyun, yara-kesi izleri ve çiller... Kadınların üçte birinde benlerde de koyulaşma oluyor. Bu durum kendi haline bırakılmamalı, mutlaka yakından takip edilmeli.”

Gebelik maskesi denen yüzdeki koyulaşmalar ise hamilelerin yüzde 75’inde görülüyor. Yanak, alın, dudak üzeri, çenede rastlanıyor. Yüzeysel olanlar açık kahverengi, derinin daha alt tabakalarına inmiş olanlar daha koyu kahverengi oluyor. Gebelik maskesi bir senede geriliyor fakat tamamen geçmiyor. Gebelikte artan östrojen sebebiyle örümceksi benler, avuç içlerinde kızarıklık da ortaya çıkabiliyor. Doğumdan üç ay sonra bunlar da gerilemeye başlıyor.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Bülent Bağcı, yüzdeki lekelerin oluşumunu azaltmak için gebelik boyunca 50 faktör korumalı, fiziksel filtre içeren ve eczaneden alınacak güneş koruyucuları tavsiye ediyor. Aslan ise, “Organik koruyucu içeren kremler kullanılmalı, yazın mutlaka geniş kenarlı şapka takılmalı. Gebelik sonrası gerilemeyen lekeler için soyucu yenileyici kremler, mezoterapi, PRP ve lazer tedavileri uygulanabilir” diyor.

Dr. Bağcı, diğer değişiklikleri de şöyle sıralıyor; “Gebelikte oluşan damarsal değişikliklere bağlı olarak ellerde, yüzde, bacaklarda, ödem, şişmeler, varislerde artma, travmayla morarmalar, terlemede artış, yüzde kırmızı renkte örümcek gibi (spider anjiom) kılcal damar gelişmeleri oluşabiliyor. Gebelik döneminde avuç içlerinde kızarıklıklar sık gözleniyor, kızarıklığa bazen kaşıntı da eşlik ediyor. Kaşıntı şiddetliyse uygun kremlerle tedavi edilebiliyor. Geçmeyen damarsal değişiklikler damar lazeriyle gebelik biter bitmez tedavi edilebiliyor” diyor.

ÇATLAKLARA TATLI BADEM YAĞI
Hamileyseniz çatlaklara da hazır olmalısınız. Hamileliğin altıncı ve yedinci ayda ani kilo artmasına bağlı olarak çatlaklar ortaya çıkıyor. Dr. Bağcı, “Hormonal değişiklikler, kişinin yapısal özellikleri ve deride gerilmeye bağlı olarak sıklıkla karın, kalça, göğüs bölgelerinde yırtılmalar oluşuyor, hafif kaşıntı da eşlik edebiliyor. Bunlar ilk başta pembe-mor renkteyken zamanla beyazlaşıyor ve kalıcı hale geliyor. Çatlakların rengi kırmızı-morken tedavisi daha kolay oluyor. Çatlak oluşumunu engellemek, azaltmak için gebelik süresince doktorunuzun önereceği özel kremleri kullanmak faydalı olabiliyor. Badem yağı, zengin E vitamini içeriği ile oldukça etkili, her yerde bulunabilecek bir çatlak önleyici olarak kullanılabilir” diyor. Dr. Aslan da, “Çatlak oluşmadan çatlak önleyici kremlerin dördüncü ayından itibaren sürülmesi gerekiyor, bir kez oluştuktan sonra tedavisi zorlaşıyor. Sanılanın aksine zeytinyağı ve Hindistan cevizi yağının kanıtlanmış herhangi bir faydası yok. Doğum sonrası lazer, dermaroller, mezoterapi gibi yöntemlerden faydalanılabilir” hatırlatmasında bulunuyor.

DOĞAL BAKIM UYGULAYIN
Uzman Dr. Bülent Bağcı, “Hamilelikte ciltte birtakım hormonal ve fizyolojik değişiklikler olur. Bu değişikliklerin bir kısmının geçici olduğunu bilmek ve sadece koruyucu önlemler almak, yeni doğum yapan annelerin cilt bakımındaki temel kuralı. Ayrıca bu değişikliklere bağlı olarak cildin çok hassaslaştığını da unutmamak gerekiyor” diyor. Dr. Bağcı doğum sonrası cilt tahriş olmaya yatkın olduğundan, kuru cilt tipi olan annelerin kullanacağı nemlendiricilerde alfa hidroksi asit, retinoik asit gibi cildi yenileyici maddeler yerine, daha az tahriş eden ve içinde doğal mineral yağları ve besleyici vitaminler bulunan ürünler tercih etmelerini öneriyor: “Bu dönemde cilt aşırı hassas olduğundan, üre içeren nemlendiriciler de cildi tahriş edebilir. Tatlı badem yağı gibi doğal yağlar kullanılmalı. Yağlı cilt tipine sahip olan anneler de hem yağ dengesini koruyan hem de cildi tahriş etmeyen ürünleri seçmeli. Cildi yağlı olanlarda sivilce artışı olabilir. Bu amaçla peeling ürünleri yerine doğal bitki özlü ve C vitamini ağırlıklı tonik ve nemlendiricileri kullanmalı. İçeriğinde retinoik asit ve salisilik asit olan, soyucu özelliğiyle etkili olan ürünlerden, bu dönemde kaçınılmalı.” Dr. Bağcı karma cilt tipi olan annelere ise ciltlerindeki fazla yağ üretimini baskılayacak tonik özellikli bir ürünle cilt temizliği yapmalarını, sonrasında meyve asidi ve vitamin içerikli yoğun nemlendiricileri tercih etmelerini öğütlüyor.

HAMİLELİĞE ÖZEL CİLT HASTALIKLARI
Gebelikte nadiren de olsa gebeliğe özel gebelik dermatozları denen bir grup kaşıntılı, döküntülü hastalık da oluşabiliyor. Dr. Bağcı, bunların çoğunlukla iyi seyirli olduğunu ve doğumdan sonraki birkaç haftada kendiliğinden kaybolduğunu söylüyor ve bu rahatsızlıkları şöyle özetliyor:

Gebeliğin Poliformik Erupsiyonu: 100 ile 300 gebede bir görülüyor. Çoğunlukla ilk gebelikte, çoğul gebeliklerde, aşırı kilo alan gebelerde ve gebeliğin son üç ayında ortaya çıkıyor. Karındaki çatlakların üzeri veya çevresinden başlayıp kalçalara, uyluklara, kollara yayılabilen kaşıntılı kırmızı, deriden kabarık döküntüler oluşuyor. Ortalama altı hafta sürüyor ve kendiliğinden iyileşiyor. Sonraki gebeliklerde tekrarlamıyor. Bebeğe zararı bulunmuyor. Tedavi için kaşıntıyı azaltıcı kremler ve nemlendiriciler kullanılabiliyor.

Gebeliğin Atopik Döküntüsü: Kendisinde veya ailesinde atopi (alerji) öyküsü olan hamilelerde egzama benzeri kaşıntılı, kızarık döküntüler oluyor. Gebeliğe özel cilt hastalıklarının içinde en sık rastlanılan bu tablo, dördüncü aydan itibaren başlayabiliyor. Genellikle yüz, boyun, kol ve bacağın iç yüzlerinde yaygın egzamalar görülüyor. Cilt kuruluğu oluşuyor. Anne karnındaki bebeğe zarar vermiyor. Sonraki gebeliklerde tekrarlayabiliyor. Uygun tedavi ile şikayetler belirgin şekilde azalıyor.

Pemfigoid Gestasyones: Hamilelikte hormonların ve bağışıklık sisteminin değişmesine bağlı olarak göbek çevresinden başlayıp gövde kol ve bacaklara yayılan kızarıklıklar oluşuyor. Daha sonra bunlar içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşüyor. Hastaların çoğu doğumdan birkaç hafta veya aylar sonra kendiliğinden iyileşiyor.

Gebeliğin nedeni bilinmeyen tekrarlayan sarılığı (Gebeliğin İntretepatik Kolestazı): Nadir görülüyor. Hepatit-C geçirenler, safra kesesi taşı veya ameliyatı olanlarda, çoğul gebelikler ve anne yaşının ileri olması durumunda risk artıyor. Gebeliğin son üç ayında görülüyor. Deride safra tuzlarının birikimine bağlı olarak annede şiddetli kaşıntı oluyor ama yukarıda anlatılan diğer hastalıklardaki gibi döküntü meydana gelmiyor. Deride şiddetli kaşıntıya bağlı sıyrıklar, yaralar oluşabiliyor. Kaşıntı geceleri artıyorr, bazı gebelerde sarılık gözlenebiliyor, idrar rengi koyulaşabiliyor. Bu hastalıkta bazen anne karnındaki bebek etkilenebileceği için bazı tetkiklerin yapılması gerekebiliyor. Bu kadınların gebelikleri süresince sık takip edilmeleri öneriliyor.

BAŞKA NELER OLABİLİR?
* Et benlerinin sayısı artabilir. Melanom (cilt kanseri) olasılığı düşük olsa bile hızla büyüyen, değişen benlerin dermatolog tarafından değerlendirilmesinde fayda var.
* Tırnaklarda hızlı uzama görülür, ancak tırnak kırılganlığı ve çizgilenmesi artar. El ve tırnaklara nemlendirici sürebilirsiniz. Deterjan ve kimyasal maddelerden uzak durmanız iyi olur.
* Saçlarda hormonal olarak hacim artışı olur, saçlar dökülme evresine girmez. Doğum sonrası dördüncü ayda meydana gelen ani saç dökülmesi fizyolojik kabul edilir.
* Terlemede ve kıllanma da artış olabilir.
* Sivilcelerde artma veya daha önce sivilcesi olmayanlarda yeni sivilce oluşumu görülebilir, bazen de var olan sivilcelerde azalma olabilir. Doktora danışarak bazı tedaviler ve önlemler eklenebilir.