Cildimizin genetik şifreleri

Hepimiz aynı temel cilt yapısına mı sahibiz? Cildimizi ne kadar tanıyoruz? Doğru bakımları yapıyor muyuz? Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Alev Eken anlatıyor.

Cildimizin genetik şifreleri

Hepimiz aynı temel cilt yapısına sahibiz; ancak, farklı genetik şifreler taşırız. Cildimizin rengi, yağ içeriği, kalınlığı, esnekliği, sivilcelerimiz, kırışıklıklarımız, güneşe hassasiyetimiz, lekelerimiz genetik şifremizde belirlenir. 

Cilt tipimiz, rengimiz ne olursa olsun, önemli olan cildimizi tanıyıp, doğru ve özenli bakımı uygulamak. Çünkü cildimiz için kullanacağımız bakım ürünleri tek tip değil. Yağlı ciltler için geliştirilmiş temizleyici ve tonikler, hassas ya da kuru ciltleri tahriş eder, kurutur. Kuru ciltlere uygun olan yağ bazlı temizleyici ve nemlendiriciler ise sivilcelenme ve yağ butonlarına neden olur. Yaz için uygun olan kozmetik ürünler kış için uygun olmayabilir ya da genç yaşlarda memnun kaldığımız nemlendirici, ileri yaşlarda yeterli olmayabilir.

Cilt tipleri
Cilt tipleri arasında kesin sınır yok. Cildimiz yaş, olumsuz çevresel koşullar, mevsim ve iklim farklılıkları, hormonal değişiklikler, stres, uygun olmayan/tahriş edici cilt bakım ürünlerinin kullanımı gibi nedenlerden etkilenerek yapısını değiştirebilir. Sonbahar ve kış aylarında düşük nem oranına bağlı olarak normal yapıda olan cildimiz kuruyabilir; gençlik yaşlarımızda yağlı olan cildimiz yaşla birlikte kuruyabilir; kuru cildimiz yağlanabilir. Ayrıca cilt tipimiz ne olursa olsun, her cilt tipi hassasiyet gösterebilir ve farklı şartlara farklı tepkiler verebilir. Normal, kuru, karma, yağlı, hassas veya duyarlı cilt olmak üzere beş farklı cilt tipi var. Bunlar lekeli, kırmızı cilt gibi alt gruplara da ayrılıyor.

Normal ciltler: Şeffaf ve parlak görünümde olur, nem ve yağ salgılanması dengelidir. Gözenekler kapalı ve pürüzsüzdür, özel sorunları yoktur. Bu güzelliğin korunabilmesi için genç yaşlardan itibaren uygun temizleyici, tonik, nemlendirici ve güneşten koruyucu kullanımı yeterli.

Kuru cilt: Mat ve ince görünümde, gözenekler küçük ve kapalıdır. Nem oranı çok düşük ve yağ salgılanması normalin altında olduğu için kepeklenme, pullanma, hassasiyet, kızarıklık ve kaşıntı olabilir. Kuru cilde sahip olmak, doğuştan olabileceği gibi yaşlanma, menopoz, guatr gibi hormonal dengesizlikler, yeteri kadar su içilmemesi, aşırı soğuk ve kuru hava, hatalı kozmetik ürünlerin kullanımına bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Kuru cildin ve ağız çevresi sorun yaratır. Bu nedenle bol su içilmeli, sert temizleyicilerden kaçınılmalı, uygun yağ ve su içeren yoğun nemlendiriciler kullanılmalı. Derinin yağ bezleri 30 yaşından sonra üretimlerini belirgin olarak düşürür ve bu kayıp, yıllarla birlikte devam eder.

Karma cilt: En yaygın cilt tipidir. ‘T’ bölgesi denilen alın, çene ve burun yağlı; yanaklar ve göz çevresi daha normal ve kurudur. Yağlı bölgelerde gözenekler açık olabilir; sivilceler ve siyah noktalar görülebilir. Kuru bölgelerde ise gözenekler kapalıdır. Karma ciltlerde yüzün orta bölgesiyle, yanaklar arasında belirgin farklılık vardır. Bu tür ciltler için uygun bakım ürünlerini bulmak, cildin dengesini sağlamak zor olabilir. Kuru bölgelere uygun, yoğun nemlendiriciler kullanıldığında sivilcelenme, yağlı bölgelere uygun, su içerikli ürünler kullanıldığında kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık oluşur.

Yağlı cilt: Yağlı cilde sahip olmak bir ayrıcalıktır. Genellikle ergenlik döneminde görülen cilt tipidir. Genç yaşlarda şikayet ettiğimiz yağlanma, yaş ilerledikçe bize yarar sağlayacak doğal bir besleyiciye dönüşür. Ancak cildiniz yağlıysa yüzünüzün her bölgesi parlak ve yağlı görünümde, gözenekler açık ve içleri dolu görünür. Aşırı sebum ölü cilt hücreleriyle birleşerek siyah noktaları ve akneleri oluşturur. Cildin yağlı olması genetik şifremizle belirlenir. Ancak, hijyenik şartların bozuk olması, hormonal dengesizlikler, aşırı stres ve sağlıksız beslenme gibi olumsuz faktörler de sebum salgısını artırır. Bakımında en önemli koşul, yağ salgısını kontrol edilmesi, cildi tahriş etmeyen uygun temizlik ve su içerikli yağsız nemlendiricilerle nem dengesinin sağlanmasıdır.

Hassas veya duyarlı cilt: İnce, damarlar yüzeye yakın ve belirgin, kızarık ve nemsizdir; güneşte çabuk kızarır. Kaşıntı, hassasiyet, gerginlik hissi vardır. Toleransı düşüktür ve kolayca tahriş olur;soğuktan, sıcaktan, rüzgar, toz gibi olumsuz çevresel faktörler ve uygun olmayan cilt bakım ürünlerinden etkilenir. Dokunmak bile tahrişe neden olur. Derinin koruyucu bariyer tabakası bozulmuştur. Bu nedenle özel bakım gerektirir. Özel katkı maddesiz (renksiz, kokusuz) temizleyiciler ve cildin koruyucu bariyer tabakasına destek veren nemlendiriciler (bariyer kremler) tercih edilmeli ancak hiçbir kozmetik ürünün tamamen masum olmadığı da unutulmamalı.

CİLT BAKIMINDA ÜÇ ALTIN KURAL!
YAŞLANMA KARŞITI CİLT BAKIM ÜRÜNÜNÜZÜ SEÇERKEN...
YAŞA GÖRE HANGİ BAKIMLARIN UYGULANMASI GEREK?
MUTFAK DOLABINIZDAN MASKE