Eşsiz doğasıyla Yedigöller... Nerede kalınır, neler yapılır?

Yedigöller, Bolu ilinin sınırları içerisinde yer alıyor. İstanbul’a 300, Ankara’ya 214 km uzaklıkta. Özellikle bu şehirlerde oturanlar için ‘hadi gidelim mesafesi’nde yani. Ani bir hafta sonu tatili için ideal. Derin bir nefes çekmeye ihtiyacı olanlar içinse ilaç gibi geleceği kesin. Yedigöller’e doğru yola çıktığınızda basınç farkını hissettiğiniz virajlı yollar sizi karşılayacak. Engebeli yolları birazcık yorucu olsa da vardığınızda karşınıza çıkan görüntü emin olun yorgunluğunuzu alacak. Yol üzerinde manzaranın tadını çıkarabileceğiniz minik molalar vermeyi unutmayın. Gözleme ve çay ideal yol arkadaşınız olabilir. Yedigöller bölgesinde isminden de anlaşılacağı üzere yedi göl yer alıyor: Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl. Oraya kadar gitmişken hepsini mutlaka görmeniz doğru olur. Özellikle Büyükgöl’e uğramadan dönmeyin. Göl yakınlarında yer alan şelale ise bölgenin en güzel görüntülerinden. Merdivenleri takip ederek rahatlıkla inebileceğiniz şelale, dönüş yolunda biraz yorucu olabiliyor.

Milli parkta ağırlıklı olarak kayın ağaçları var ama meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, göknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi değişik tür ağaçlar da yabana atılamayacak çoğunlukta. Milli parkın içerisinde ve yakın çevresindeki sahalarda ise geyik, karaca, ayı, domuz, kurt, tilki ve sincap gibi yaban hayvanlarına rastlamak mümkün.

HERKES İÇİN YEDİGÖLLER

Bölgenin her mevsimi ayrı güzel. Şehirden bunalmış, küçük bir yerleşim yerinde yaşamanın hayalini kuran biz plaza insanları için arada bir küçük kaçamak için ideal olduğunu galiba söylemeye gerek yok. Yedigöller’in en büyük avantajı ise herkese hitap edecek konaklama ve aktivite fırsatlarını bir arada sunması. İster günübirlik gidip ormanda piknik ve yürüyüş yapabilir, isterseniz farklı konaklama alternatiflerini deneyimleyebilirsiniz. Doğal yaşama uygun butik otel/pansiyon ya da bungalov tarzı evlerin yanı sıra milli parkın en çok tercih edilen konaklama seçeneği kamp çadırları.

KAMP ZAMANI

Kamp denilince akla ilk gelen yerlerden biri Milli Park. Çadır izinlerinin verildiği noktalarda dört kişilik çadıra 25 lira ödeyerek kamp yapma izni alabiliyorsunuz. Dışarıdan bakıldığında çok eğlenceli göründüğüne şüphe yok ama kamp yapmanın ciddi bir iş olduğu gerçeğini unutmayın. Yanınıza mutlaka ilkyardım çantası, termal battaniye, yine kendinizi rahat hissetmek için spor kıyafetler alın. Olmazsa olmaz uyku tulumu, gece çadırdan çıkmanız gerektiğinde aydınlatma sağlayacak kafa feneri de çantaya atılması gerekenlerden. Kamp öncesi hava durumunu kontrol etmeniz çok önemli. Tabii giderken bir markette mola vermeyi de unutmayın. Kuruyemiş gibi enerji verici yiyeceklerin yanı sıra, kolay bozulmayacak bisküvi tarzında atıştırmalıkları da tercih edebilirsiniz. Gölün etrafında sinek ve böceklerin olma ihtimaline karşı da koruyucu ürünleri almakta fayda var.

BUNGOLOVDA DOĞA KEYFİ

Milli Park içinde 72 yataklı, 18 üniteden oluşan bungalov evlerde konaklama ve yemek hizmeti sağlanıyor. Bölgenin en çok tercih edilen konaklama seçeneği de galiba bu. Doğanın ortasında olmak ama bir taraftan da rahat etmek isteyenler için kesinlikle doğru seçenek. Habitat Mesire Bungalov Evleri birçok farklı tip ağaç ev seçeneği sunuyor. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Genellikle içlerinde kendisine ait bir mutfak ve tuvalet bulunuyor.

BUTİK VE ÖZEL SEÇENEKLER

Kamp ve bungalov, doğa tatilleri için ideal olsa da herkes için uygun olmadığı bir gerçek. Tercihiniz, içerisinde küçük de olsa bir tesis olan, yemek temin edebileceğiniz, çay-kahve yudumlayabileceğiniz bir tatilse Yedigöller çevresinde yer alan yine doğa konseptli pansiyon ya da butik oteller sizin için daha doğru adresler olabilir. Bu açıdan bakıldığında Hindiba Doğa Evi doğru bir tercih olabilir. Ormanın hemen kenarında, taş evlerde, sade ama konforlu bir konaklama seçeneği sunuyor. Bol oksijenli atmosferiyle kendinizi hamakta rüyalara dalmış olarak bulma olasılığınız çok yüksek. Lucky Deer Mountain House ise Mengen’de konaklamak için iyi bir seçenek. Çiftlik atmosferinin hakim olduğu, kuş cıvıltılarının eşlik ettiği Lucky Deer Mountain House diğer seçeneklere göre biraz daha doğa konseptinin dışında kalıyor. 

BİLİYOR MUSUNUZ?

Yedigöller’de 240 bitki türüne rastlanıyor. Orman yürüyüşünde sıkça mantarlarla karşılaşacağınızı söylemeden geçmeyelim. Ayrıca meşe, karaçam, gürgen, kızılağaç, sarı çam, porsuk ve ıhlamur gibi birçok ağaç türü de burada sizi bekleyenler arasında. En az yağış aldığı aylar genellikle temmuz ve ağustos ayları. Kasım ayında hava sıcaklığı gündüzleri ortalama 11, geceleri ise 4 derece oluyor.

KAPI KOMŞULARI

 Yedigöller dışında da hem doğanın keyfini çıkarabileceğiniz hem göl kenarında keyif yapacağınız alternatifler var. Hatta bize sorarsanız gitmişken çok da uzaklaşmadan bir gününüzü de farklı bir adres için ayırabilirsiniz.

GÖLCÜK GÖLÜ

Dört mevsim doğanın güzelliklerini sunan, büyüleyici bir kartpostalı andıran Gölcük Gölü; kuş cıvıltılarıyla, doğal güzelliğiyle, eşsiz havasıyla huzur bulmak ve kafa dinlemek isteyenler için ideal. Yürüyüş yapmak isteyenler için gölün etrafında bir tur atmak ortalama 45 dakika sürüyor. Yüksek ağaçlarla kaplı etkileyici bir atmosfere sahip. Parkın içindeki Orman Bakanlığının misafirhanesi fotoğraf karelerinize renk katacak. Bolu merkezden yaklaşık 10 km uzaklıkta. Yedigöller’e nazaran daha rahat bir yolu var. Gölcük Kır Evi, Gazelle Resort&Spa Otel, Garden Termal Otel konaklayabileceğiniz alternatiflerden birkaçı.

ABANT GÖLÜ

Sonbahar kesinlikle Abant’ın mevsimi. Çam, kayın, gürgen gibi karışık zengin bitki örtüsü görülmeye değer bir tablo çiziyor. Burada da kamp yapmak mümkün. Ama geceleri serin olacağı için otelde kalmak daha doğru bir seçenek olabilir. Taksim International Abant Palace Oteli, Abant Göl Evleri, Büyük Abant Hotel bölgenin tercih edilen otelleri arasında. Ayrıca göl kıyısında ata binmek ve yürüyüş yapmak inanılmaz keyifli. Ne yiyebiliriz diyorsanız, Abant’ta alabalık yemeden dönmeyin deriz. Dönüş yolunda ise bölge halkının kurduğu yerel pazara mutlaka uğrayın.

VALİZLER HAZIR MI?

Akşamları gündüzle kıyaslandığında oldukça serin oluyor. Yanınıza mutlaka kalın kazak, hırka ve mont alın. Yürüyüş yaparken, fotoğraf çekerken ya da piknik yaparken tek arayacağınız şey rahatlık elbette. En rahat ayakkabılarınız, birkaç sweatshirt ve eşofman valize ilk girecekler olmalı. Sırt çantası ise doğa tatillerinin vazgeçilmezi.