Et yemek meseleye dönüştüyse…

Kimi tadını sevmiyor kimi hayvanların etini yemeyi çok acımasızca buluyor, sonuçta ortaya önemli bir besin grubunun eksikliği riski çıkıyor. Peki ne yapacağız?

Et yemek meseleye dönüştüyse…

Kedisiyle köpeğiyle uyuyor, mamasını veriyor, onu parkta gezmeye çıkarıyor… Ya da belki evde bir evcil hayvanı yok ama yolda gördüğü her hayvanı sevmek istiyor; hatta yemeğini onlarla paylaşıyor… Bu hayvanın kedi, köpek, kuş, tavşan, kuzu ya da inek olmasının onun için hiçbir farkı yok. Bu manzara size de çok tanıdık gelmiyor mu? Günümüzde çocuklar hayvanlarla çok daha haşır neşir büyüyor. Çoğunun evinde birçok evcil hayvan var. Dolayısıyla hayvan sevgisi bilinci çocuklarda çok daha küçük yaşlardan itibaren gelişiyor. Ancak bu bilincin yükselmesi ‘neden et yediğini’ sorgulayan çocukların da artmasına neden oldu. Peki, ne yapmalı? Bunu sorgulayan çocuklara et yemenin önemi nasıl anlatılmalı? Uzman Klinik Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş ve Diyetisyen Aslıhan Yağcıoğlu ile hayvan sevgisi ile et yemenin bağlantısının nasıl ayrıştırılabileceğini, etin çocuk beslenmesindeki önemini ve et yemek istemeyen çocukların beslenmesinin ne şekilde düzenlenebileceğini konuştuk. (Bu yazıdan sonra et yemeyen çocuklar nasıl beslenmeli? konulu makalemize de bakabilirsiniz.

Yazı: Elif Girgin 

Yaşam çocuklarımız için her yönü ile birçok yenilik ve beraberinde getirdiği zorlu süreçlerle dolu. Özellikle gelişimin temel dönemi olarak nitelendirilen ilk altı yıl, yıllar sonra ortaya nasıl bir yetişkin çıkacağının, hangi bilgi ve kişilik özelliklerine sahip olacağının temellerinin atıldığı büyülü dönem olarak da anılıyor. Uzman Klinik Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş, “Yaşam boyu gelişim; olgunlaşmaya dayalı ve genelden detaya ulaşan bir yol izler. Bebeklerin gelişimde tek hedefleri hayatta kalmak için temel içgüdüler ile ihtiyaçlarına ulaşmaktır. Bu temel ihtiyaçların en başında da açlık gelir” diyor. Bebek önceleri ona verilen ve doyuran ile yetiniyor. Zamanla yemek, doyuran, besin, sevilen, tadı güzel olan gibi beslenmeye dair detayları öğreniyor.

4-5 YAŞ ARASI SORGULAMA BAŞLIYOR

Hayatın temel kavramlarını tanıyan ve kendini birey olarak ortaya koyan 4-5 yaş arasının, çocuğun detayları en çok sorguladığı dönem olduğunu ifade eden Ertaş, “Zihinsel gelişim açısından değerlendirildiğinde bu durum, çocukların soyut ve detaylı bilgiye ulaşma süreci olarak da tanımlanabilir. Örneğin beş yaşında bir çocuğa 10 tane demir 1 lira karşılığında bir adet 10 lira kağıt parayı asla veremezsiniz. Çünkü onun için elindeki çoktur ve daha kıymetlidir. Beş yaşındaki çocuktan bir konuda ‘ipucu’ vermesini istemeyin, zira bir ip arar durur, ipin ucunu tutmanız için. Yine aynı yaşlarda çocuklar ölüm gibi soyut kavramları algılamaya ve sorgulamaya başlamakla birlikte, cevapları yine hep somut olacaktır” diyor.

EVCİL HAYVAN İKİLEMİ

Hayat hep yeni bilgiler ve öğretilerle dolu. Yetişkinlerin görevi ise çocuklara yaşamı tanıtmaya ve onlara yol gösterici olmaya çalışmak. Önce aile, sonra eğitim ortamı ile sosyal ve kültürel çevre de bu yetişkinin seçimlerini etkileyen temel çerçeveyi veriyor çocuklara. Küçük yaşta çocukların sorgulamalarının evrensel ve doğal olduğunu söyleyen Ertaş, değişenin sorgulamanın içeriği olduğunu şöyle anlatıyor: “Kültürümüzde yeni yeni gelişen evcil hayvan bakımı ve hayvanlara, canlılara verilen değerin evdeki bireylere verilene denk oluşu, yeni ve farklı sorgulamaları da beraberinde getiriyor. Çocukların sevgiyi, başka bir canlıyı sevmeyi ve ona değer vermeyi öğrenmesi duygusal gelişim için çok çok önemli. Ancak kültürel olarak etin sofralarımızdaki özel yeri ve besin değeri olarak çocukların zihinsel ve bedensel gelişimine katkısı da bir gerçek. İşte bu noktada oluşan ikilemler, çocukların besin olarak et ve evcil hayvan arasındaki farkı sorgulamasına neden olabiliyor.”

Et yemek meseleye dönüştüyse… - Resim : 1

NASIL SUNDUĞUNUZ ÖNEMLİ
Araştırmaların kişisel yaşam deneyimleri ve genetik etkenlerden de söz ettiğini belirten Ertaş, ancak en temel besin tercihi sebebinin ailelerin çocuklarına neyi, nasıl sunduğu olduğunun altını çiziyor ve küçük müdahaleler ile çocukların et yemek ve hayvan sevmek arasındaki ayrımı yapmalarında destekleyici olabileceklerini belirtiyor.

ONA KARŞI DÜRÜST OLUN

İlk olarak çocukların sorularına yaşa uygun ve mümkün olduğunca dürüst yaklaşmaya çalışmak gerekiyor. Yediği etin nereden geldiğini sorgulayan çocuğa tüm gıdaların nereden geldiğini açıklamakta fayda var. Ertaş, “Uzun bir ‘yaşam döngüsü’ sohbeti elbette çocuklar için detay bilgi olacaktır. Ancak çocuklarımıza yediğimiz besinlerin; özellikle hayvansal gıdaların insanların ihtiyacı olan temel vitaminleri sağlayıcı olduğunu belirtip, bizlerin gelişimi için özel üretildiklerini, uygun ortamda yetiştirilip, besin haline getirildiklerini anlatabiliriz” diyen Uzman Klinik Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş,  “Çocuklarımızın tepkilerini ve duygularını dinlemeli ancak konuyu duygusal ve taraflı açıdan algılamamaya çalışmalıyız.” diye ekliyor.

İYİ PROTEİN TÜKETMELERİ ŞART

Çocuğu et sevmeyen ailelerin düşündüğümüzden çok fazla olduğunu ifade eden Diyetisyen Aslıhan Yağcıoğlu ise, “Yetişkinler düşük kaliteli proteinler ile gereksinimlerini karşılayabilirler fakat çocukların alacağı proteinlerin mutlaka iyi kalitede olması sağlanmalı. Vücuda yeterli ve kaliteli protein alınmadığı durumlarda vücut dokuları için protein sentezi yavaşlar ve bu da büyümeyi olumsuz etkiler. Çocuklar 7-8’inci aydan itibaren püre kıvamında (pütürlü olarak) et tüketmeye başlayabiliyor. 8’inci aydan itibaren, dilin her iki yana doğru hareketiyle lokmayı ağızlarında döndürebildikleri için püre kıvamında çatalla ezilmiş olarak eti tüketebiliyorlar. Bir yaşından sonra ise çiğneme ve dil hareketlerindeki gelişme ile eti küçük parçalar halinde yiyebiliyorlar. Bu süreçte etin iyi pişmiş olması çocuğun sağlığı açısından; yumuşak olması ise ağızda çevrilebilirliğini kolaylaştırması açısından önemli.

ETTEN SOĞUDUYSA...
Çocukların bazı dönemlerde etten soğuyabileceğini; bunun etin yapısından, sıcaklığından, tadından veya tamamen bambaşka bir nedenden kaynaklanmış olabileceğini belirten Diyetisyen Yağcıoğlu, böyle bir durumda endişelenmemenizi ve çocuğunuzun sevdiği şeyler üzerinden etten alamadığı gerekli besin ögelerini alabilmesi için kendinize bir beslenme planı yapmanızı söylüyor.

PROTEİN KAYNAKLARINI TANIYALIM
Çocukların büyüme ve gelişmeleri için gerekli olan bazı makro ve mikro besin ögelerini almaları gerekiyor. Et özellikle içeriğindeki protein ve demir ile minik bedenlerin büyümesinde ve güçlenmesinde önemli bir yardımcı. 1-3 yaş arası çocuklar günlük ortalama 13 gr protein, 7 mg demir ihtiyacına sahipken; 4-8 yaş arası çocukların ihtiyacı 19 gr protein ve 10 mg demir şeklinde. Diyetisyen Yağcıoğlu, “Eğer çocuğunuz eti sevmiyor ise ona demir ve protein içeriği fazla olan besinler verebilirsiniz” diyor.

Et yemek meseleye dönüştüyse… - Resim : 2

DEMİR VE PROTEİN İÇERİĞİ YÜKSEK BESİNLER

Yumurta:
Mükemmel bir seçenek ve birçok yolla yapılıp çocuklara sevdirilebilir. Sahanda olarak kahvaltıda, omlet olarak öğle yemeğinde sebzelerle birlikte, belki de tostun içinde. Hem anneler için kolay hem çocuklar için çok doğru bir seçenek. Bir adet yumurta 6 gr protein, 0.6 mg demir içeriyor.

Tofu: Çok yaygın olarak tüketilmese de içerik olarak çok güzel bir seçenek olan soya peynirini yani tofuyu sade olarak kahvaltılarda ya da kahvaltıda sevdiremediyseniz meyve pürelerinde verebilirsiniz. Ya da meyve sularına karıştırıp deneyebilirsiniz. 1/2 su bardağı tofuda 10 gr protein, 6.6 mg demir bulunuyor.

Yoğurt: Çocukların beslenmesine protein katmanın en kolay yollarından biri de yoğurt. Çocuklar ara öğünlerde, pilav/makarna gibi karbonhidratlar ile yoğurt tüketebilirler. Bir su bardağı yoğurtta 6 gr protein, 0.1 mg demir bulunuyor.

Peynir: Tüketmesi çok kolay olan peyniri gerek kahvaltılarda, gerek ara öğünlerde kullanabilirsiniz. Hatta çocukların ellerine atıştırmalık olarak da verebilirsiniz. Yaklaşık 30 gram peynir 7 gr protein, 0.2 mg demir içeriyor. 

Fasulye ve mercimek: Vejetaryenlerin de sık başvurduğu protein kaynaklarından olan fasulye ve mercimeği çocuğunuz yemek veya çorba olarak tüketebilir. Ayrıca humus şeklinde hazırlayıp ara öğünlerini de süsleyebilirsiniz. ½ su bardağı pişmiş fasulye yaklaşık 8 gr protein, 2 mg demir içerirken; 1/2 su bardağı pişmiş mercimek 9 gr protein, 3 mg demir içeriyor. 

Fıstık ezmesi: Daha önce hiç vermediyseniz başlarken az miktarlarda başlamanızda fayda var çünkü fıstık ezmesi alerjik reaksiyon oluşturabilecek bir besin. Meyvelere ya da ekmeğe sürüp çocuğunuza verebileceğiniz güzel bir kaynak olan fıstık ezmesinin iki yemek kaşığında 8 gr protein, 0.6 mg demir bulunuyor. Evde yaptığınız fıstık ezmesinin daha sağlıklı bir seçenek olacağını da unutmayın!

BIKMADAN DENEMEYE DEVAM
Peki, ‘Benim çocuğum et sevmiyor’ diyip demir ve protein açıcından zengin gıdalar vermek yetiyor mu? Diyetisyen Aslıhan Yağcıoğlu’nun bu soruya yanıtı “Tabii ki hayır!” oluyor çünkü çocuğun alışkanlıklarının değişeceğini ifade ediyor. Bu nedenle et ve çeşitlerini (tavuk-balık) vermeye, bıkmadan usanmadan devam etmek ve denemekten vazgeçmemek gerekiyor. Yağcıoğlu, “Israr edin, zorlayın demiyorum; fakat özellikle aç olduğu zamanlarda önüne koymanızda ve masada karşısında sizin de yediğinizi görmesinde fayda var. ‘Benim çocuğum et yemiyor’ diyebilmeniz için en az 20-25 kere denemiş olmanız gerek” diyor ve ekliyor: “Bu süreçte kendinizi ve çocuğunuzu yıpratmamaya özen gösterin. Siz gerekli protein ve demir kaynaklarını aldığından emin olurken; ona et yedirme denemelerinizden de vazgeçmeyin. Göreceksiniz ki bir gün çocuğunuz sizi şaşırtacak.”