Anne hadi oje sürelim!

Eğer bir kız çocuğu annesiyseniz bu cümleyi duymaya hazır olun!

Vecihe Sözeri

Vecihe Sözeri


Anne hadi oje sürelim!

Eğer bir kız çocuğu annesiyseniz ve çocuğunuz dört yaşına basmışsa, yukarıdaki cümleyi duymadığınız tek gününüz geçmiyor demektir. Çoğu anne için eğlenceli sayılan ve “Biz kızımla hep bir örneğiz; benzer kıyafetler giyeriz, ayrıca onu süslemek de çok hoşuma gidiyor. Benim ojelerimi, rujlarımı sürüyor, ay öyle tatlı oluyor ki...” dedirten durumlar, hiçbir zaman bana göre olmadı. İster “Ne kadar da katısın” deyin bana, ister “Biz saçlarının rengini bile papatya suyuyla açıyoruz, ne zararı olabilir ki?” diye düşünün ama o minicik ellere rengarenk ojelerin, hala süt kokan kiraz dudaklara rujların sürülmesi bana hep itici gelmiştir içten içe. Çocuklar çocuk gibi görünsün diyenlerdenim, evet. Bu mantıkla yumurta topuklu ‘Suri ayakkabıları’na da karşıyım, ergen kızlar giydiğinde gayet sevimli duran ama miniklerde abartılı olduğunu düşündüğüm süslü elbiselere de... Hayır tutucu değilim, evet o ne giyeceğine elbette zamanı gelince kendisi karar verecek, ben en fazla fikrimi söyleyip kenara çekileceğim. O gün gelene kadar şu anda alışverişe birlikte gittiğimizde ona sunduğum seçenekler, hep yaşını yansıtanlardan oluyor itiraf ediyorum. Ah annemin kulakları çınlasın! Gelin görün ki sen ne kadar çırpınsan da, kızın kendi bildiğini okuyor işte... Sanırım hemen hepsinin içinde bir Süreyya Yalçın, bir Ajda Pekkan ya da bir Suri yatıyor! Leoparlar, pembeler, morlar... Sen ne kadar “Siyah da, gri de, yeşil de güzel renkler ama” desen de, o üstünde simleri, pulları, taşları olan pembeleri, morları seviyor, istiyor. Neticede dolabı tam da onun zevkine göre renklerle doluyor. Tamam dolsun da makyaja, ojeye bulaşmasın! Anne nasılsa, çocuk da onu görüyor ve taklit ediyor bu kesin. Elleri ojesiz gezmeyen bir anneyseniz, kızınızın “Ben de bundan istiyorum” demesi kaçınılmaz elbette. Bizde de durum tam böyle şu günlerde. Leyla iki günde bir değişen ojelerimin renklerini anında fark ediyor, neden o renk sürdüğüme dair yüzlerce soru soruyor. “Anne bana da sürebilir miyiz?” soruları da hemen arkasından geliyor. Ona “Büyüyünce!” diye karşılık versem de, benimle ne kadar süre yaş analizine girdi, boyu ne kadar uzadığında sürmesine izin vereceğimi sordu saymadım... Elbette çocuklar için sağlıklı olmadığını da düşündüğümden uzun süre direndim bu konuda ama sonunda hevesini kursağında bırakmadım.

Anne hadi oje sürelim! - Resim : 1

SADECE BİR KERE!
Makyaj çantamdan dudak parlatıcımı gizlice alıp oje niyetine tüm parmaklarına ve ellerinin her noktasına sürdüğü gün, bir defaya mahsus “Evet” dedim. Ama hey hat, ne bir keresi! Doğum günü partisinde her tırnağı başka renkte ojeleriyle o kadar mutluydu ki örneğin... Şimdi “Okula ojeli gidilmez” safhasındayım. Ne kadar inandırıcı olabilirim bilmiyorum çünkü okuldaki hemen her kız arkadaşının parmağında ojeler olduğunu söylüyor. Kafasından “Arkadaşlarımın anneleri ne kadar iyi; hep oje sürmelerine izin veriyorlar, bir de benimkine bak!” diye geçiriyor mudur acaba? Bunu çözebilirim sanırım da peki ya, gerçekten kozmetik ürünler çocuk sağlığı açısından bir tehdit oluşturuyor mu? İstemesek de, gönül rahatlığıyla çocuğumuzla ‘kuaförcülük’ oynayabilir miyiz? Aklımda bunun gibi onlarca deli soruyla hemen doktorumuzu aradım. Kendi zevkimi bir kenara bırakıp çocuğumun mutluluğu için oje sürmesini sineye çekebilirim de zararı var mıdır gerçekten o boyaların? Ben sordum doktorumuz anlattı. Yazıyı okuyun, kararı kendiniz verin. Ben öyle yapacağım...

Anne hadi oje sürelim! - Resim : 2
UZMAN GÖRÜŞÜ:
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ece Çetin

ASETON, OJE, BOYALAR VE YAN ETKİLERİ
Küçük kız çocukları anneleri gibi olmak, onları taklit etmek ve büyüme hevesi ile zaman zaman kendileri için zararlı olabilecek oje, ruj gibi kozmetik ürünlere yönelebilirler. Çoğu annenin de çocuklarının bu isteklerine karşı sınırsız olabildiği bilinçsizce davrandığı, hatta hoşuna giderek onları desteklediği de gözden maalesef kaçmamakta. Zararlı olan kozmetik ürünler arasında en iyi bilineni ojeler. Ojeler içinde bulunan toksik maddelerden en önemlileri ise; Formaldehit Dibutyl (ftalat) aseton ve toluen.

ÖKSÜRÜK, BULANTI VARSA DİKKAT!
Formaldehit renksiz, zararlı bir gaz ve ojelerin içinde koruyucu olarak bulunur. Aslında zaten günlük hayatımızda da bu maddeyi içeren pek çok ürünle temas halinde olabiliyoruz (deodorantlar, temizlik ürünleri, duvar boyaları). Yapılan deneysel araştırmalarda kanserojenik olduğu bilinmekte. Solunum sistemi üzerinde, çok az miktarda alındığında bile tahrip etkisi olabilmekte. Dolayısıyla çocuklarda nefes darlığı, öksürük, bulantı, hırıltılı solunuma yol açabiliyor, alerjik hassas çocukların şikayetlerinin artmasına, kronik alerjilere neden olabiliyor. Formaldehit solunum sistemi dışında sinir sistemi, cilt, göz üzerinde de zararlı etkilere sahip bir toksik madde. Çocukların ellerini devamlı ağızlarına götürdüğü, hatta bir kısmının tırnak yeme alışkanlığı da olduğu düşünülürse, sindirim sistemine de çok zarar verebileceği yadsınmamalı. Sinir sistemine olan etkileri baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk ayrıca davranış bozuklukları ve epilepsi gibi hastalıklara kadar neden olabilmekte.

ERKEN ERGENLİĞE DAVETİYE

Ojelerin içerisinde bulunan bir diğer katkı maddesi toksik kanserojen madde de ftalat. Bu da Formaldehit gibi üreme, sinir sistemi üzerine zararlı etkiler göstermekte, endokrin hormonlarının bozulmasına neden olabilmekte. Ojenin içerisinde bulunan diğer iki önemli zararlı maddeler aseton ve toluen. Bu iki madde buharlaşarak solunum yollarına zarar verir. Günümüzde kız çocukları artık çok daha sık erken ergenliğe girebiliyor. Hormonlu gıdaların erken ergenlikte rol oynadığı bilinen bir gerçek. Ancak çocuklarımızın kullandığı ruj, oje, boyalar, toksik maddeler içeren kozmetik ürünler iç salgı bezlerinin cinsiyet hormonlarının çalışma düzenini bozduğu unutulmaması dikkate alınması gereken çok önemli bir konu.