Doğadan kopan insanın ruhu hastalanıyor

Doğaya dönmek; denizin kokusunu, ağacın dokusunu hissetmek insanı iyileştiriyor. Doğadan kopuk yaşayanları ise ruhsal sorunlar bekliyor.

Doğadan kopan insanın ruhu hastalanıyor

Dünyada insanların toplumsal görevlerini yerine getirememesine, yol açan 10 hastalığın 5’ini ruhsal hastalıklar oluşturuyor. İnsanların dörtte birinin hayatlarının herhangi bir döneminde ruhsal hastalıktan etkilendiği tahmin ediliyor. Depresyon ve anksiyete bozuklukları Türkiye’de 15-55 yaş arasındaki nüfusta en yaygın görülen ruhsal hastalıklar içinde ilk beşte yer alıyor. 

Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı “bedensel, ruhsal ve toplumsal iyilik hali” olarak tanımlıyor. Sağlıklı olabilmek için bedensel sağlığın yanında ruhsal sağlığın da korunması, ihtiyaç duyulduğunda ruhsal hastalıklarından aynı özenle tedavi edilmesi gerekiyor. 

Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Psikiyatrist Hakan Atalay, ruhsal hastalıkların yaygın kanının tersine toplumun küçük bir kesiminde değil, geniş bir nüfusta görüldüğünü ifade ediyor. Ruhsal hastalıkların toplumun tümünü ilgilendirdiğini belirten Atalay, günümüzde insanların dörtte birinin hayatlarının herhangi bir döneminde ruhsal hastalıktan etkilendiğinin tahmin edildiğini söylüyor. 

Her 10 hastalıktan 5’i ruhsal
Dünyada insanların toplumsal görevlerini yerine getirememesine ve düşkünleşmesine yol açan 10 hastalığın 5’ini depresyon, alkol kullanımı, bipolar bozukluk, şizofreni ve obsesif kompülsif bozukluk gibi ruhsal hastalıklar oluşturuyor. Ülkemizde 15-55 yaş arasındaki nüfusta en yaygın görülen ruhsal hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete bozuklukları ilk beşte yer alıyor.

“Damgalanma” korkusu, tedavi oranının düşürüyor
Ruhsal hastalıklara rastlanma oranı oldukça yüksek olsa da ruh sağlığı sorunu olanlar tedaviye başvurmaktan kaçınıyor. Bunun temel nedeninin, ruh sağlığı sorunu olan kişilerin toplumda “damgalanması” olduğunu söyleyen Atalay, “Bir kişinin hipertansiyona, ülsere, beyin tümörüne sahip olması rahatlıkla paylaşabileceği ve destek göreceği bir dert iken, ruhsal bir hastalığı olan kişi, dışlanma korkusuyla bu derdini en yakınından, kendisinden bile gizlemeye çalışmaktadır” diyor.

Travmalar yaşayan, doğadan kopan insanın ruhu hastalanıyor
Günümüzde global düzeyde artan ekonomik kriz, işsizlik gibi sorunlar, çevre/hava kirliliği, iç ve uluslararası savaşlar, insan eliyle oluşturulan felaketler vb. nedenlerle ve bunların teknoloji sayesinde uluslararası ölçekte yayımlanması sonucunda travmatik yaşantılar çoğalıyor ve tüm bunlar ruhsal hastalıkların artışında önemli bir paya sahip. Üstelik, bunlar olurken insanın doğayla ve toplumla bağı giderek zayıflıyor ve bu durum, tek tek bireylerin karşılaştıkları sorunlarla başa çıkma yeteneklerini azaltıyor. Ancak her şeye rağmen çizilen bu karamsar tablo içinde mevcut olanakları görmek, çabaları bu yönde yoğunlaştırmak ve umudu korumak gerekiyor. Örneğin, teknolojinin hızla gelişmesi bir yandan insanların başa çıkma kapasitelerini zorlar ve birbirleriyle yüz yüze ilişkilerini azaltırken, öte yandan kolaylıkla birbirlerine ulaşmalarına, iletişim kurmalarına, bilgiyi hızlıca yaymalarına da katkıda bulunuyor. “Sanal ortam”da denetimsizce yayılan bilgiler yerine sorunu yaşayan kişiler ile bu konularda eğitim görmüş kişiler arasında karşılıklı diyalogdan süzülerek elde edilen bilgilerin yine teknoloji kanalıyla halka iletilmesi çok daha aydınlatıcı ve yararlı olabiliyor.