Vakit ‘bir’ olma vakti

Fiziksel sınırları yok sayıp, tüm enerjinizi kalbinize yönlendirdiğiniz bir öğretiyle ayrılıktan bir olabilirsiniz. "Ayrılıktan Bir'liğe" adlı bu öğretiyi, Osho Afroz Meditasyon Merkezi'nden Kaifi anlatıyor...

Vakit ‘bir’ olma vakti

Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

Güven, mevcudiyet ve sükunetin sağladığı iyileşme alanında, kendi öz niteliklerimizin merkezine doğru yol almak... Potansiyelimizle yeniden temas kurup, kendimizi aslında daima orada olan Aşk’ın uçsuz bucaksız akışına ve hakikate açmak... İnsanın nefesine, beden farkındalığına ve kalbinin enerjisine kök salıp, bir başkasının sol gözüne bakmaya dayalı olan “Ayrılıktan Bir’liğe” adıyla anılan kadim teknik, kişide fiziksel sınırların kendiliğinden yok olduğu ve sınırsız akışa açıldığı hissini yaratıyor. Aşk ile farkındalık arasında köprü kurulabildiğinde beliren ve kalbe iyi gelen bu alanı bir armağan olarak kabul etmek gerektiğini belirten tekniğin öğreticilerinden Kaifi, şunları söylüyor: “Bu nazik ama etkili yöntem, tüm enerjimizi kalbe doğru yönlendirip, zihnin sessiz kalmasına ve bütünün varlığımıza doğru koşulsuzca akmasına olanak tanıyor. Bunun sonucunda stres ve endişe düzeyimizin azaldığını görüp, her anın tadını çıkararak yaşamamızın önünü kesen meselelerde berraklık ve güven kazanıyoruz.” Bireysel, çift ve gruplara yönelik olarak uygulanan bu meditatif yolculuğu, 2-4 Şubat 2018 tarihleri arasında Cihangir Yoga’da düzenlenecek etkinlikte Türkiye’deki pratisyenleriyle paylaşacak olan Kaifi, İstanbul’daki çalışma öncesi sorularımızı yanıtladı.

Verdiğiniz eğitimin amacı nedir?
Basitçe, gerçekte kim olduğumuzu hatırlamamızı sağlayacak alanı yaratmak diyebiliriz... Kalp bilinci ve farkındalık arasında bir köprü yaratarak, var oluşumuzun özündeki dinginlik ve bunun yarattığı güven ile şifalı bir alan yaratırız. Bu vesileyle orijinal kalitemizin içinde enerjimiz yeniden hareket etmeye başlıyor. Böylece gerçek potansiyelimizle bağlantıya geçebiliyor ve aslında bizim için her zaman ulaşabileceğimiz bir mesafede olan sevgi ve güven akışına müsaade etmiş oluyoruz.

Modern yaşam insanı yalnızlığa itiyor diyebilir miyiz?

Evet, bunu yapıyor. Öte yandan insanların kalpleriyle daha fazla ve derinden bağlantıya geçme istekleri konusunda küresel bir değişim başladı. Eğitimlerimiz ve atölyelerimiz sırasında, katılımcılar bunun ne anlama geldiğini, kalp zekası ve sezgilerle bağlantıya geçmenin nasıl hissettirdiğini deneyimliyor. Zihin kalp, sevgi-farkındalık arasında bilinçli bir yol yaratan ve insanlara derinden değen/dokunan çok güçlü bir deneyim... Bu tecrübe, yaşadığımız yolda hayat algımızı değiştiriyor.

Bu öğretilerin bireyden topluma, geniş anlamda da tüm dünyaya katkılarını anlatır mısınız?
Kalbimizin zekası ile uyum içinde olduğumuzda, bu bağlantıdan konuşup iletişime geçmeye başladığımızda genişleyen küresel bir bilinç alanı yaratıyor. Kalp merkezli iletişimler ve eylemler, yüksek bir bilinç vibrasyonu yaymaya başlıyor. Bu da bireysel, kültürel ve global tutarlılığın rezonansını yükseltiyor ve kalp merkezli bağlantılar, yaşadığımız dünyayı değiştirebiliyor.

Verdiğiniz eğitim sonrasında kişiye düşen görevler var mı?
Katılımcılar hem kendi kalp-zihin bağlantıları, hem de başkalarıyla olan ilişkilerinde kalp merkezli iletişimi destekleyen ve geliştiren, günlük hayatta kolaylıkla kullanabilecekleri basit, hızlı ve direkt teknikleri deneyimliyor.

Kimdir?
Kendisi uzun yıllar yaşamın kıyısında ve uçlarda yaşamış sıradan biri olarak tanımlayan Kaifi, yaptığı seçimle bugün içinde bulunduğu muazzam dönüşümün sağlandığını söylüyor. En zorlayıcı zamanında “Ayrılıktan Bir'liğe” adını verdiği, sezgisel olarak yaratılmış güçlü bir tekniğin ortaya çıktığını belirten Kaifi, bugün bakıldığında söz konusu tekniğin “Kalp bilinci” hakkındaki en son bilimsel araştırmalarla uyumlu olduğunun görüldüğüne dikkat çekiyor. Kaifi, son 14 yıldır Lesvos Adası’ndaki küçük bir kasabada bulunan Osho Afroz Meditasyon Merkezi’nde çalışmalarını sürdürüyor.

* Formsante dergisinden alınmıştır.