Kendine iyi davran ve sev...
Bu satırları yazmaya başladığım an aklıma gelen sahneyi yazmak istiyorum sana. Her zamanki gibi hesapsız oturdum bilgisayar başına ve ilk kelimemi yazınca gözümün önüne ‘ben’ geldim.
Ceyda Düvenci
Baltalimanı sahilde tek başıma oturuyorum. Fonda herhangi bir klasik müzik olabilir. Masam ıslak. Zira ben gelmeden önce koca bir gemi geçmiş Boğaz’dan ve dalgası tüm sahili ıslatmış. Ama mühim değil benim için. Masa gibi gözlerim de ıslak. Zira o gün çok ağladım. Randevuma daha epey zaman var. Bu sayede kendime en az yarım saat ayırabileceğimi fark edince direksiyonu sahile çevirdim. Ağlamak bana hep iyi gelmiştir. Hiç çekinmeden ağlayabilirim. Ruhsal anlamda biraz zorlu zamanlardan geçiyorum arkadaş. Aslında çok keyifli ama bir o kadar da zorlu. Safariye çıkmak gibi düşünebilirsin. Her köşe başında beklediğin bir sürpriz var ama ne olduğunu tahmin edemiyorsun. Hangi vahşi hayvanla karşı karşıya geleceksin, sana neler yapacak bilmiyorsun. Ama güvenli bir araçta yolculuktasın aslında. Yine de kalbin ağzında yola devam ediyorsun. İşte tam da böyle bir şey. Geçmişe doğru bir yolculuğa çıktım kendi içimde. 42 yaşıma girmeme günler kala, çok büyük bir iç yolculuk yaşıyorum. 42 yılı ve belki de benden öncesini eteğime dokuyorum. Her anımı gözümden, yüreğimden, zihnimden, ruhumdan, kalbimden geçiriyorum. Elbette bir uzman eşliğinde yapıyorum bunu. Okuyorum, yazıyorum, düşünüyorum, çalışıyorum... Mevlana ne güzel demiş, insanın en güzel yolculuğu kendi içine yaptığı yolculuk diye... Bunu becermek cesaret istiyor gerçekten. Çaresi olmayan gerçekliklerini çaresizliğinle kabul etmek, akışta kalabilmek, kabul etmek, şefkat göstermek, öğrenmek, yüzleşmek zor bir yol. Ama bu yolculuğu yapmayan ya da yapamayanları düşününce kendimi çok şanslı hissediyorum. Birçok şeyi doğru yaptığını düşünen ya da buna kendini inandıranlardan olmadığım için kendimi tebrik ediyorum sık sık. İşte bu dönem nedeniyle de istemsiz ağlamalarım çoğaldı. Psikoloğum bunun çok iyi bir şey olduğunu, vücudumun değişim ve dönüşümüne yardımcı olduğunu yani tüm bedenimle her anlamda bir değişim yaşadığımı söylüyor. Bilinçaltım ile uğraştığımız için de gün içinde istemsiz de olsa bilinçaltım boşaltım yapmaya devam ediyor. Kendimi dinlemek iyi geliyor böyle zamanlarda. İşte tam da o an ‘madem vakit var sahile git’ dedi kalbim ve kendimi bir anda sahilde buldum. Masa ıslak, gözlerim ıslak oturdum, çay söyledim, dalgaları ve martıları izlemeye başladım. Gördüklerime, görebildiklerime, sahip olduklarıma şükür ettim içimden. Gözümden yine yaşlar döküldü. Ama içim huzurluydu. Güneş açtı tam o anda. Derin bir nefes aldım. Aferin kız dedim kendime. Sonra gülümsedim. Hesabı ödedim. Birkaç satır kitap okudum. Aklıma gelenleri defterime yazdım. Telefonumda cevaplamadığım mesajların bir kısmına cevap yazdım. Sonra da arabama bindim. Hayat karmaşasının içine dahil oldum. Garip bir şey daha söyleyeyim mi arkadaş, bu aralar içime olan yolculuğumdan mıdır bilmem kalabalık içinde yokmuşum gibi hissediyorum. Kötü anlamda değil demek istediğim. Karmaşa insana kötü hissettirir ya hani, nefessiz ve karışık hissedersin. Ben öyle hissetmiyorum. Sanki o hengamenin eskisi gibi parçası değilim, daha hafif ve sakin durabiliyorum. Yani hissettiğim şey çok huzurlu ve dingin bir duygu.
Arkadaş, alanına girdiğimi düşünmeni istemem ama tam da şu anda sana birkaç soru sormak isterim. Bu sorular kendime de sorduğum sorular ve yolculuk sürecimde bana cevaplaması zor ama bir o kadar da iyi geliyor.
• Kendini seviyor musun?
• Kendine en son ne zaman gerçek şefkat gösterdin?
• Yaralarının farkında mısın?
• Kızgınlıklarını biliyor musun?
• Yaşadığın tatsız anıların sebebi hep karşı taraf mı?
• Dünya üstüme üstüme geliyor dediğinde ya da en sevdiklerinin seni delirttiği anlarda aslında hangi yaranın üzerinin açıldığını hissediyorsun ya da o anlarda hiç buna dikkat ettin mi?
• Kendine ait alanın var mı?
• Merkezinde kalmayıp çılgına döndüğün anlar için gerçek bir çalışma yaptın mı?
• Hiç hatalarına aferin diyebildin mi?
Aslında soruların sonu gelmez ama bu kadarı bile seni harekete geçirmeye yetecek diye düşünüyorum. Sana düşünecek çok şey bıraktım bu defa. O halde yazımı tamamlayabilirim. Sayfamda son zamanlarda etkilendiğim sözleri de seninle paylaşıyorum. Ve özşefkat farkındalığı üzerine okuduğum bir kitaptan sana bir alıntı yaptım. Zor anlarda kendinize kötü davranmak yerine ‘neler söyleyebilirsiniz?’i anlatan bir çalışma aslında.
Kendine iyi davran ve sev...
Sevgiyle
“Dün akıllıydım dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim kendimi değiştiriyorum.”
Mevlana
Kusurlarımı seviyorum
Darılınca suratımı asmayı
Canım sıkıldığında sebepsizce bağırmayı
Olur olmaz kahkahalar atmayı
Normal olmamayı seviyorum
Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı
Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi
Bazen her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı
Öfkelerimi
Kızınca küsmeyi
Heyecanlarımı
Bazıları hak etmediği halde sevmeyi
İçimdeki çocuğu
Beni seviyorum
İyi ki varım
İyi ki ben benim
Ne mutlu
Çok mükemmel değilim!
Ama benden bir tane daha yok
Beni seven böyle sevsin
Sevmeyene de zaten yol verdim. Gitsin...
Frida Kahlo
Zor bir zamanda;
• ‘Acı çekmeyi hak ediyorum’ yerine ‘Herkesin zaman zaman acı çektiğini biliyorum. Acı çektiğimizde sevgi ve desteğe ihtiyaç duyarız’
• ‘Bu başıma geliyor çünkü kötü biriyim’ ya da ‘Hep benim başıma gelir zaten’ yerine, ‘Hayat beni zorladığında bu süreci öğrenmek ve gelişmek üzerine yönetebilirim’
• ‘Eğer bu kadar salak olmasaydım, bunlarla uğraşmak zorunda kalmazdım’ yerine ‘Her insan mücadele yaşar, kaç versiyonu olduğu önemli değil. Yaşadığım bana özel değil’
• ‘Tüm hayatım acı ve hayal kırıklığı’ demek yerine ‘Zor zamanlardan geçebilirim. Ama zorluklar yanında yaşamımda güzellikler de var. Her şartta hepsine sahibim’ demek insanın ruhunu yaralamasına engel oluyor.
Tim Desmond/The Self Compassion Skills Workbook
Hacı Bektaş Veli’nin öğütlerini paylaşmak istiyorum seninle.
• Ara bul!
• Kadınları okutunuz.
• İncinsen de incitme!
• Murada ermek sabır iledir.
• Araştırma açık bir sınavdır.
• Her ne ararsan kendinde ara!
• Eline diline beline sahip ol!
• Arifler hem arıdır hem arıtıcı.
• Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
• İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.
• Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme!
• Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.
• İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
• Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız!
- Sabah uyandığında ilk ne diyorsun Pooh?
- ‘Elbette kahvaltıda ne var?’ derim. Sen ne dersin Piglet?
- Ben derim ki, ‘Bugün heyecanlı neler olacak?’
Pooh düşünceli şekilde başını salladı:
- Aynı şeyi söylüyoruz.
Winnie the pooh