Sadece hayal et...

Yazımı okurken Somewhere Over the Rainbow parçasını dinlemelisin. Çünkü ben kızıma ilkokul için cennetini buldum.

Ceyda Düvenci

Ceyda Düvenci


Sadece hayal et...

Bir ilkokul düşün ki; ev ödevi yok, sınav yok, not yok... Sadece oyun var, hayal gücünün hayata geçirdikleri var, ormanın içinde öğrenmek var, kendi elleriyle yaptıkları defterlere yazmayı öğrenmek var, masallarla, şarkılarla, türkülerle ders yapmak var, en sağlıklısından yemekler var... Yani ilkokul boyunca çocuk hep çocuk ama öğrenmeye de devam ediyor, hayal gücü susmuyor, el becerileri çoğalıyor...

Hep bunu hayal etmiştim. Daha Melisa’ya hamile bile olmadan bunun hayalini kurmuştum. Çocuğun çocukluğunu asla unutmadığı ve notlarla değerlendirilmediği, oyunla öğrendiği bir ilkokul eğitimi. Sanırım yaratıcı drama eğitimimi de bu yüzden aldım çünkü oynarken öğrenmenin gücüne çok inanıyorum. Ve şimdi kızım ilkokul çağına geldi çattı. Hayalimdeki okulu buldum mu?

Sadece hayal et... Sonunda mutlaka gerçekleşir. Ve evet buldum.

Polonezköy yolunda orman içinde bir okul. Anaokulu da var. Rüya gibi. Eğitimin adı Waldorf. Hadi sana biraz eğitimi tanıtayım; belki senin de aradığın budur...

Waldorf eğitiminin temel ilkesi, öğrencilere bir şeyi zorla öğretmek yerine, çocuğun uyandırılmış ve geliştirilmiş yeteneklerine ulaşmak. İnsan bir bütün olarak görülüyor ve ele alınıyor. Çocuk eğlenerek öğreniyor, yaratıcılığı ve gelişimi desteklenirken çocuğun kendine güven duygusu arttırılmaya çalışılıyor. Sanatları ve aktiviteleri özgürce yapabiliyorlar. Öğrenmenin öğrencinin kendi iç motivasyonundan gelişmesi gerektiği savunuluyor. Dolayısıyla rekabete dayanan not veya puan sistemi yok. Teknoloji yok, akıllı tahta, tablet yok; kara tahta, tebeşir, kağıt ve kalem, dikiş iğnesi, çamur var...

Yani temelinde çocuk merkezli olması, yaratıcılığı teşvik etmesi ve çocukların kendi hızında ilerlemesine önem verilmesi söz konusu.

Çocuğun modern yaşamın streslerinden korunması için, televizyon, bilgisayar gibi teknolojinin aşırı kullanılması ya da kötüye kullanımının çocuklara zarar vereceğine inanıyorlar ki ben de anne olarak kesinlikle katılıyorum. Bu noktada; ‘Etrafta çocukların elinde hep elektronik oyuncaklar var, nasıl olacak ki?’ diyebilirsin. Buna cevapları da çok net aslında; gerekliliğine sen inanmıyorsan ve alternatif sunabiliyorsan çocuğun da ikna olacaktır.

Dersler, derslerin içeriği, kuru bilgiden, teoriden uzak uygulamalı öğretim, özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde sanatın ve oyunun öne geçmesi; akıl çağı dönemine dek çocuklara deneyimle, dokunarak, soyut kavramlardan uzak bilgi verilmesi, çocukların formülleri ve teknik bilgileri deneylerle, yaşamla ve yaşayarak keşfetmesi ve bundan sonra verilen teorik bilginin çocuklar için kavrayıcı, anlaşılır ve elle tutulabilir olması, şarkılar, şiirler ve masallar ile dil öğreniminin eğlenceli hale getirilmesi, öğretmenlerin her birinin harika resimler çizmesi, tahtayı renk cümbüşüne çevirmeleri, matematik formüllerini dahi şekille, görsellikle bezemeleri ve bu yolla çocuğun içine sıcaklık vermeleri, her çocuğun örgü örebilmesi, flüt çalabilmesi çok, pek çok cazip!

Masal anlatımlarına verdikleri önem de kesinlikle anlatmam gereken bir detay; bunun için resimli kitaplar değil, düz yazılı olanlar seçiliyor. Hatta teatral sesten uzak aynı rutinde okuyup masalın canlandırmasını tamamen çocuğun hayal gücüne bırakıyorlar.

Televizyona karşı duruşları mı? Onun yerini kukla tiyatrolarının alması da teknolojiye alternatif sunduğunuzda aslında ihtiyacınız olmayacağını bize yaşatan bir konu. Bununla ilgili okuduğum bir yazıda şu yazıyordu:

“Televizyon karşısındaki çocukla, kukla tiyatrosu izleyen çocukların davranış farkları gözlemlendiğinde, televizyon izleyen çocuğun genelde hareketsiz olduğu, oysa kukla izleyen çocuğun sürekli oyuna katıldığı görülmüştür. Örneğin Kırmızı Başlıklı Kız masalını televizyonda izleyen çocuklar, sadece izleyicidir. Oysa kukla oyunu olarak seyrederken, yerlerinde duramazlar, kurdun arkadan yaklaşma anında ya da avcının görünmesi sırasında, heyecanlanır ve kırmızı başlıklı kızı uyarmak üzere yerlerinden kalkar ve bağırırlar. Çocuk için önemli olan dünyada olup bitenin motorik olarak birlikte gerçekleştirilmesi; televizyon karşısında eksik kalır. Hareketler bastırılır. Bu bastırılan hareketler, daha sonra açığa çıktığında ise genellikle saldırganlık şeklinde olur! Oldukça düşündürücü değil mi?

Aslında kısacası çocuğun hayal gücüne olumsuz etki eden her şeyin karşısında olmaları sanırım bu yaşımızda bile içimizdeki çocuğu arayıp zar zor bulup sarıldığımız şu zamanlar için umut verici bir tavır.

Sadece hayal et... - Resim : 1

Okumak lazım
• Psikeart dergisi mayıs-haziran sayısı konusu, annelik! Almak lazım.
• Aletha J. Solter’in Oyun Oynama Sanatı.
• İkigai, bence harika bir yaz kitabı. Japonların uzun ve mutlu yaşam sırları size yani kapılar açabilir.

• Türkiye’nin ilk ve en büyük çocuk kültür&sanat festivali olan Yaratıcı Çocuk Festivali 2-3 Haziran’da Uniq İstanbul’da.

• 26 Haziran’da İstanbul Caz festivali başlıyor. Eminim IKSV yine harikalar yaratacak. Mesela 27 Haziran’da Melody Gardot var.

Sadece hayal et... - Resim : 2

Melimelek ajanda haziran mottosu
Her yeni gün kendimi iyi hissediyorum.
Her sabah iyi hissetme özgürlüğüne sahip olduğumu hatırlıyorum.
Tüm duygular içinden mutluluğu seçip günüme başlıyorum.
Bugün güzel bir gün!

Melimelek ajanda içindeki mottolardan bir kısmını seçtik ve birbirinden güzel defterler yaptık. Kitapçılarda denk gelirsen bence alıp yaz boyunca ona güzel notlar yazabilirsin.

Sadece hayal et... - Resim : 3

Harika bir aplikasyon
Malum tatil zamanı ve bence vaktin oldukça kendini aşırı iyi hissedeceğin bir önerim var. Gözleri görmeyenler için GETEM’e oturduğun yerden kitap okuyup göndermeye ne dersin?

Aplikasyonun adı Kitaplara Ses.
İndirdiğinde deneme kaydı yapıp GETEM’e aplikasyon üzerinden gönderiyorsun. Onay gelir gelmez istediğin kitabı, ki çocuk kitabı da olur, 15’er dakikalık dosyalar açarak okuyup yine oturduğun yerden gönderiyorsun. Muhteşem.
O halde sevgili arkadaş, şimdiden şahane bir yaz olsun dilerim sana... İçi dışı eğitim dolu bir yazı oldu ama en azından eğitimin içinde de farklı düşünenlere bir ışık olduğunu paylaşmadan edemedim.

Sevgiyle...