Cildiniz için daha iyisi var!

Kapalı ortamlarda, masa başında çalışırken bile güneş lekeleri oluşabiliyor veya artabiliyor. Bu durumda kullandığınız güneş koruyucunun size daha fazlasını sunması gerekiyor.

Cildiniz için daha iyisi var!

Güneş ışınları, cildi en çok yıpratan dış etken olarak biliniyor. Piyasada pek çok güneş koruyucu ürün bulunsa da hala en iyi korunma yöntemi güneşi görmemek. Ancak ne yaparsak yapalım, ister evin içerisinde ister kapalı ortamlarda güneşin bir takım ışınlarından etkileniyoruz. Elit Polikliniği'nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, bu durumun en korkutucu yan etkisinin cilt kanseri olarak karşımıza çıktığını söylüyor ve ekliyor: “Güneşin tek etkisi bununla kalmıyor; cildimizin bağışıklık sistemini güçsüzleştiriyor, kolajen ve elastin liflerin yenilenmesini azaltıyor yani derimizi yaşlandırıyor. Yan etkilerin üst üste birikmesi ise bir takım lekelerin oluşmasına sebep oluyor. Bu lekeler bazen küçük çiller, bazen daha büyük lekeler şeklinde ortaya çıkabiliyor. Güneş ışığını oluşturan pek çok farklı ışık türü bulunuyor. Ev içinde kullanılan lambalar, bilgisayar ve akıllı telefonların ekranlarından gelen ışıklar vücudu koruyan ana giysimiz olan cildi etkiliyor. Bu durumda tek başına UV’ye karşı olan koruyucu ürünler yeterli olmuyor. Cildin çevresel etkenlerden olan hücresel yıpranmasını azaltmak için gerek UV ışınları, gerek mavi ışınlar, gerekse diğer ışıklara karşı cildimizi koruyacak çok daha iyi koruyucu ürünlere ihtiyacımız var.”

Bitkisel melanin teknolojisi ile koruma
Günümüzde ışınların cildimiz üzerindeki etkileri konusunda yeni çalışmalar var. UV, mavi ve kızılötesi ışınlarına karşı ve bunun yanında bir takım bitki ekstrelerindeki melanin denilen maddeyi içeren (derideki doğal ışık tutucu) derideki alt katmanına geçişini engelleyecek bitkisel melanin ekstreleri içeren ve bu sayede ışığı daha deriye ulaşmadan emerek etkinliğini azaltan özel güneş koruyucular geliştirildi. Nanoteknoloji yani çok ince partiküllü ürünler sayesinde cildin korunması çok az bir kimyasalla mümkün olabiliyor. Korumanın yanı sıra destekleyici ürünlerin de bakım ritüelinde yer almasının gerekliliğini Dr. Saraçoğlu şu şekilde açıklıyor: “Antioksidan grubundaki C vitamini içeren krem ve serumlar ile cildin güneşe karşı hem duyarlılığını azaltmaya, hem de derideki oksitlenmeyi engelleme şansımız olabilir. Bu sayede hücrelerin kendini olumsuzluklardan toparlayarak tekrar eski fonksiyonlarına dönme şansı daha kolay. C vitamini güneşten ve dış etkenlerden etkilenebilen bir madde, bu yüzden ürün seçiminde dikkatli olmak gerekiyor. Önerim her sabah, mutlaka yüz temizlendikten sonra C vitamini içeren antioksidan bir serum veya krem formunda ürün kullanılması. Üzerine de sadece UV değil diğer ışık spektrumlarından da koruyacak bir güneş koruyucu uygulanması."

* Formsante dergisinden alınmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
6 adımda yaşlanma etkilerini durdurun TIKLAYIN