Rüya rotalar

Bu adaları hayal etmek bile güzel...

Rüya rotalar

MAURITIUS
Mauritius, yıllarca hayallerimi süsleyen bir adaydı. Uçaktan indiğimde çok şaşırdım. Nereye geldiğimi söylemeden beni bu adaya getirseler ve nerede olduğumu tahmin etmemi isteseler Hindistan derdim. Etraf Hintli kaynıyor, zaten nüfusun yüzde 70’ini de Hintliler oluşturuyor. Seyşeller’e kıyasla daha fakir bir ada burası. Jetset’in tatil merkezi olduğunu düşünüp adadan fazlasını beklemeyin. Birçok yerde sefaletle burun buruna geleceksiniz. Adada çok farklı din ve kültürden insan bir arada yaşıyor. Tapınaklar, kiliseler ve camiler birbirine bitişik vaziyette. Oteller ise lüks, ihtişam ve doğanın bir arada olduğu apayrı bir dünya. Moris Adası diye Türkçe’ye çevirebileceğimiz Mauritius, Hint Okyanusu’nda 2040 kilometrekareyi bulan adalardan oluşan bir ülke. Resmi dil İngilizce ama kulağınıza Fransızca da sık sık geliyor, her iki dil ülkede yaygın şekilde kullanılıyor. Tanımadık kelimeler ise Creole diline ait. Zaman zaman karşılaşacağınız Asya dillerini de eklediğinizde geniş bir lisan yelpazesi bekliyor sizi. Adaya tatile giderseniz ilgi alanınıza bağlı olarak bir ya da iki günde bütün önemli yerleri görebilirsiniz. Başkent Port Louis. 17’nci yüzyılda şehri kuran Fransızlar buraya krallarının adını vermiş. Bir liman şehri olmanın tüm avantajlarından  faydalanmış Port Louis. Sömürge döneminden kalan yapıları göreceğiniz bir yürüyüşle başlayın gezmeye. Öyle modern bir yer beklemeyin. Etrafa karmaşa ve kalabalık hakim. Limanda ise bir AVM ve bol sayıda restoran var. Alışveriş yapmak için en çok tercih edilen yerlerden biri Grand Bay ama fiyatlar biraz yüksek. Daha makul fiyatlarla daha yerel bir ortamda alışveriş yapmak istiyorsanız Quatre Borne tam size göre. Geleneksel el işleri, kıyafet, çay, kahve en çok ilgi görenler. Moka Dağları, harika bir manzara sunuyor, tırmandığınıza değecek. Volunteer Beach’de denize girmeden şehri gezmiş sayılmayacağınız da aklınızda bulunsun.

NE YENİR?
Bu kadar farklı kültür bir araya gelince ilginç bir mutfağın ortaya çıkması da kaçınılmaz olmuş. Uzun yıllar yönetimde olan Fransızlar, köleliğin ortadan kalkması ile adaya çalışmaya gelen Hintliler, aynı amaçla 19’uncu yüzyılda ülkeye ayak basan Çinliler kendi damak zevkleri, baharatları ve yeme alışkanlıklarını da getirmişler. Bir de sürpriz bekliyor sizi, bizim hiç
de yabancı olmadığımız büryan pilavının değişik bir versiyonu. Müslüman halk sayesinde adanın hemen her yerinde gözde yemekler listesine girmeyi başarmış. Değişik tatlar denemek isteyenler ve deniz ürünlerini sevenler için acılı ıstakoz olan camaron doğru seçimler olabilir. Hint hamur işleri ve şekerlemeler de özgün tatlar arasında.

Yazı: Saffet Emre TONGUÇ

“Şimdi şahane bir sahilde, her şeyden uzakta kafa dinlemek vardı” diyorsanız, yorucu gündemden, acıtan gerçeklerden bir miktar uzaklaşıp bir rüya alemine dalmak istiyorsanız bu rotaları gündeminize alın. Biraz uzak, biraz da masraflı olabilirler ama inanın bu adalara düştüğünüze değecek. Bu adaları hayal etmek bile yetecek...

BORA BORA
Tahiti diğer adıyla Fransız Polinezyası, Türkiye’den gidebileceğiniz en uzak yerlerden biri. En meşhur adası Bora Bora’ya dört farklı uçak yolculuğundan sonra ulaşmanız 35 saati bulabiliyor, gündüzünüz gecenize karışıyor ama gözlerinizi cennette açıyorsunuz. Turkuaz rengi bir denizin üzerinde bulunan bir bungalovda kalıp akvaryumda gördüklerinize benzer balıklarla yüzüyor ya da odanızın cam zemininden aşağıdaki renkli dünyayı seyrediyorsunuz. Dağlardaki yeşilin envai rengi ise cabası… Başkent Pape’ete’den hareket edip 40 dakikalık bir uçuş sonrasında Bora Bora’da denizin üzerinde bulunan bir havaalanına iniyorsunuz. Aynı eski güzel günlerdeki gibi uçaktan inip direkt terminale yürüyorsunuz. Güvenlik,
valizleri makineden geçirmek yok. Sizi bir otel temsilcisi karşılayıp boynunuza çiçeklerden yapılmış bir kolye takıyor sonra özel bir tekneye binip otele gidiyorsunuz.

Oteller denizin üzerine inşa edilmiş, lobiye vardığınızda resepsiyonistin aşağıdaki rengarenk tropikal balıkları beslediğini görüyorsunuz. Herkeste bir güler yüz, en çok kullanılan kelimeler ise merhaba anlamındaki ‘Ia ora na’ ile teşekkür etmek için söyledikleri ‘Mauruuru’. Onca saatlik uçuşlardan sonra insan hangisi gerçek, hangisi rüya karıştırıyor, hedonizm dorukta odanıza geçiyorsunuz. Cibinlikli koskoca bir yatağa doğru ilerlerken oturma grubunun önündeki camın altında ve banyonun zemininde deniz gülümsüyor gene. Gün batımlarının
tadını çıkarmak için önde bir veranda var, merdivenlerden aşağıya indiğinizde ise kendi iskeleniz. Dolabınızdaki paletleri ve deniz gözlüklerini alıp mercanların arasına gizlenmiş balıkları keşfe çıkıyorsunuz. Tahiti’deki adaların çoğu dalmayı sevenler için tam bir cennet. Adı ‘ilk doğan’ anlamına gelen Bora Bora balayı çiftlerinin ideal mekanı, rüyaların gerçek olarak servis edildiği bir hayaller alemi. Bora Bora’da oteller merkezden uzaktaki ‘motu’ diye adlandırılan adalarda yer alıyor, çünkü adanın etrafında çok fazla plaj yok. Aslında adanın merkezinde fazla bir şey yok. Üç-beş hediyelik eşya satan dükkan dışında iki de kilise var. Eğer bir pazar sabahı ayin zamanına denk gelirseniz, insanların ne kadar renkli olduğunu görüyorsunuz. Kadınların çoğu birbirinden şık şapkalar takıyor. Papazlar bile karnavala gider gibi rengarenk giyiniyor.

SEYŞELLER

Seyşeller 41 granit ve 75’ten fazla mercan adası olmak üzere Hint Okyanusu’ndaki 115 kadar adadan oluşuyor. Kimi adaların ise sadece birkaç kişiyi alabilecek büyüklükte olduğunu
hatırlatayım. Bu nedenle rezervasyonunuzu yaptırırken kalacağınız adayı seçmeniz belki de tatiliniz açısından önemli bir nokta. Bakir bir güzellik, dalış için mükemmel yerler, ilginç kuş ve tropikal balık türleri kendini huzurun ve boşluğun kollarına atmak isteyenler için ideal bir ortam oluşturmuş. Denizin üzerinde mozaik gibi duran bazı küçük adalara konaklama mekanları tarafından el konulmuş. Aslına bakarsanız bu durum misafirler için bir avantaja dönüşmüş, çünkü kaldığınız yerde kendinizi küçük de olsa bir adanın hakimi gibi hissediyorsunuz. Doğa, değişik renklerle balıklar üzerinde görsel bir şölen yaratmış. Balıkların sizden kaçmasını beklemeyin, denizde ve karada karşılaşacağınız hayvan türlerinin çoğu son derece sıcakkanlı ve dost canlısı. Ancak köpekbalıkları konusunda dikkatli olmak gerek, fazla maceraya atılmadan sadece size gösterilen yerde yüzün. Muhteşem mercan kayalıklarına eğer tüple dalmaktan korkanlardansanız şnorkeli deneyin ama dipteki manzarayı kaçırmayın. Ülkenin resmi adı Seyşeller Cumhuriyeti. Birçoğunda yerleşim olmayan adaların en büyüğü Mahe, bu adada bulunan başkent Victoria ise aynı zamanda ülkenin limanı. Genç nüfusun çoğunlukta olduğu ülkenin ekonomisinde aslan payı yüzde 25 ile turizm
sektörüne ait olsa da hükümet sanayi yatırımlarını, balıkçılık ve tarımı artırmak için elinden geleni yapıyor. 90 bin kişinin yaşadığı Seyşeller’de isteyenlere balık avlama turları da düzenleniyor. Golf bir diğer önemli aktivite, çeşitli otellerin golf sahalarından yararlanabilirsiniz. Otellerin büyük kısmı kendilerinde konaklama şartı aramıyor. Su sporları, tüplü ya da şnorkelli dalış, bisiklet turları, binicilik misafirlerin keyifle yaptığı diğer etkinlikler arasında yer alıyor.

NEREDE KALINIR?
Mauritius’ta, Four Seasons Hotel’de (www.fourseasons.com) kaldım ama bütün büyük otelleri gezdim. Four Seasons çok geniş bir alana yayılmış 90 villadan oluşuyor. İçinde golf sahası da var. Sıra dışı bir mimariye sahip tesiste farklı mönülerin olduğu üç restoran bulunuyor. Le Touessrok (www.letouessrokresort.com) yemyeşil bahçelerin içinde yer alan, güzel bir plaja sahip bir tesis. İnternet sitesine baktığınızda çok çarpıcı, kendisi ise bana göre hayal kırıklığı. Otel eskimiş ve yorulmuş, elden geçmesi gerekiyor. The Oberoi Mauritius (www.oberoihotels.com) şık bir işletme. Yeşili bol, plajları, mimarisi, villaları çok güzel. Resepsiyondaki gölet ve ona dökülen şelale etkileyici. Four Seasons’dan sonraki ikinci favorim Oberoi. Hilton Mauritius Resort&Spa (www.hilton.com) ile Sands Resort&Spa (www.sands.mu) diğer seçenekler arasında.

PRATİK BİLGİLER
Türkiye’den bir saat ileride Mauritius. Para birimi Mauritius Rupisi (1 MUR=0,32 USD ya da 1 USD=31 MUR). Güvenli sayılabilecek bir ülkedesiniz ama risk almamak adına taksi
için otelinizden yardım isteyin. Yolculuğunuz 30 günden kısa sürecekse vize almanıza gerek yok ama daha fazlaysa en az altı ay geçerli pasaportunuz olmalı. Mauritius’ta Türk büyükelçiliği yok, herhangi bir sorunuz olursa Güney Afrika’da bulunan T.C. Pretoria Büyükelçiliği (Tel: 27 12 342 60 53) yetkili. Benim gibi bir adada üç-dört gün yeterli diye  düşünenlerdenseniz, Air Seychelles ile 2.5 saat mesafedeki Seyşeller’e gidin. Mauritius’a Emirates ile Dubai aktarmalı gidebilirsiniz. Dubai, İstanbul’dan dört saat, Mauritius ise
Dubai’den 6.5 saat uzaklıkta.NEREDE KALINIR, NEREDE YENİR?
Bora Bora’da otellerin çoğunda konsept aynı, en pahalı odalar denizin üzerine yerleştirilmiş ve fiyatlar 500 dolardan başlıyor, kara kısmında daha ucuz odalar bulunuyor. Özel adalarda gecelik otel ücreti 10 bin dolara çıkabiliyor. Taha’a adasında bulunan Le Taha’a Private Island&Spa (www.letahaa.com) en el yakanlardan biri. Adadaki en iyi oteller: Bora Bora Nui Resort (www.boraboranui.com), St. Regis (www.starwoodhotels.com), Bora Bora Lagoon Resort (www.boraboralagoonresort.com), Hotel Bora Bora (www.amanresorts.com) ve Intercontinental Moana Beach (www.borabora.interconti.com).

NE ZAMAN VE NASIL GİDİLİR?
En ideal zaman mart ile kasım arası, kalan zamanın yağışlı olma ihtimali çok yüksek. Temmuz ve ağustos ayları ise iğne atsanız yere düşmeyecek şekilde kalabalık, fiyatlar ise en tavanda. İstanbul’dan Air France (www.airfrance.com ) ile Paris aktarmalı olarak Los Angeles’a gidebilirsiniz, ardından sekiz saatlik bir uçuşla Pape’ete’ye ulaşıyorsunuz. Air Tahiti Nui (www.airtahitinui.pf ) ise New York, Tokyo, Sydney, Auckland gibi şehirlerden direkt Pape’ete’ye uçuyor. Yeni Zelanda-Tahiti arası sadece beş saat sürüyor. Tahiti’ye ulaştıktan sonra
iç hat uçuşları için Air Tahiti’yi kullanabilirsiniz (www.airtahiti.aero). Tahiti her ne kadar Fransa’ya bağlı olsa da Schengen vizesiyle gidemiyorsunuz, gitmek için Fransız  Büyükelçiliği’nden ada vizesi almanız gerekiyor. ABD aktarmalı gittiğinizde de Amerikan vizesine ihtiyacınız var, önce ABD’ye giriş yapıp valizinizle gümrükten geçip valizinizi tekrar görevlilere vermeniz gerekiyor.

NEREDE KALINIR?
Ben Mahe Hilton’da kaldım. Odalar güzel ama dar alana sıkıştırılmış, küçücük plajı olan bir tesisti. Gördüğüm oteller içinde en beğendiğim Four Seasons oldu. Bir tepenin yamacından sahile doğru inen villalar ağaçların arasında yer alıyor. Dekorasyon da manzara da harika; aynı fiyatlar gibi! Diğer tavsiye edeceğim adreslere gelirsek... Banyan Tree Resort: Adeta denizle orman arasına sıkışmış, yeşilin ve mavinin egemenliğinde bir cennet. (www.banyantree.com) Maia Luxury Resort: Doğayı hiç bozmadan yeşilliklerin arasına serpiştirilmiş 30 kadar villadan oluşuyor. (www.maia.com.sc).

İLGİNÇ BİLGİLER
• Kreyol mutfağında ana malzemeler deniz ürünleri ve pirinç. Sofraya gelen farklı meyvelerin tadına bakmadan, özellikle de rambutan ve değişik muz çeşitlerini yemeden dönmeyin.
Halk arasında favori içki bira ama bu kadar uzağa gelmişken önerim meyve kokteyllerini denemeniz. 
• Boyları birkaç santimden 15 santime kadar değişen, ağırlıkları ise bir kilograma kadar ulaşan meyve yarasaları, kocaman gözleri ve mükemmel koku alma duyuları ile yiyeceklerini kolayca buluyor. Adı üstünde sadece meyve yiyorlar ama en beklenmedik anda turistlerin karşısına çıkarak onları görüntüleri ile korkutmayı da başarıyorlar. 
• Seyşeller’de yöneticiler, adalarını turizm açısından dünyaya daha iyi tanıtabilmek için ‘Seyşellerin yedi harikası’ sloganıyla yeni bir kampanya başlatmışlar: Dünyanın en güzel kumsalları, ağızları sulandıran Kreyol Mutfağı, dünyanın en ağır iki loblu Hindistan cevizi olan Coco de Mer, dev kara kaplumbağaları, dünyanın en küçük kurbağaları, Seyşeller
Mavisi ve Balina Köpekbalığı.
• Para Birimi: Seyşeller Rupisi (SCR); 1 USD=13-14 SCR civarında, Türkiye’den iki saat ileride, ülkenin telefon kodu 248. Türk vatandaşlarına vize uygulanmıyor. Trafik soldan
akıyor. Faturanızı kontrol edin, çünkü genellikle bahşiş faturalara dahil edilerek önünüze getiriliyor. Ülkede güvenlik sorunu yok, hırsızlık vakaları ise çok ender görülüyor. Seyşeller’deki sağlık uygulamaları ve aşı gereksinimleri hakkında bilgi almak için İstanbul’da bulunan Seyşeller Fahri Konsolosluğu’na 0212 325 26 24 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
• Kreyol ya da Creole: Bir zamanlar Avrupa ülkelerine ait sömürge devletlerde doğan beyazlar için kullanılırmış. Aynı sözcük Antiller’den ve Afrika’dan gelen siyah ırkı ayırt etmek
için de kullanılmış. Bu insanların konuştuğu lisan, kültür ve mutfak da aynı isimle anılır olmuş.