Yıkılmayan Kale: Son Bekarlar

Evlenenler, romantik aşıklar, sorunlu ilişkiler, balayı turları, mobilya seçimleri ya da çocuklar... Arkadaş grubunun son bekarları tüm bu konulara hakim ama bir o kadar da bunlardan bağımsız. Onu tanırsınız, tek sayıların insanı son bekarlar her yerde karşınıza çıkabilir.

Yıkılmayan Kale: Son Bekarlar

Her şey bir anda değişti. Çocuklar, okul taksitleri, ilgisiz eşler, romantik geceler ve tatil planları artık konuşulması gereken en mühim konular arasına girmişti. Halbuki daha düne kadar yapılan çapkınlıklar, peşimizde koşanlar, hayallerimiz ve birlikte yapacağımız o büyük tatili konuşuyorduk. İlk taşı en günahsız olan (gerçekten böyle mi?) attı ve bir anda dünya evine girerek önlenemez bir serüvenin kapısını açtı.

Süregelen zamanda tüm yaşam inat edercesine tüm işleyişini başka bir yöne çevirdi. Şimdi herkes evli, çocuk sahibi ya da uzun bir romantik ilişkinin demirbaşı… Siz mi? Yoksa bir arkadaş grubunun son bekarı olmayı kolay mı sanıyoruz? Asla!

Belki çocukluktan, belki de daha yakın tarihli bir arkadaş grubuna sahip olduğunuzu varsayalım. Çok eğlendiğinizi ve kendinize ait bir dünyanız olduğuna yemin edebiliriz. Buradan bakınca sizi kader bile ayıramaz ama zamanla değişen medeni haller dünyanızı değiştirmeye çoktan fazlasıyla yetmiştir.

İlk evleneni ikincisi, ilk nişan törenini ikinci bekarlığa veda partisi takip eder. Siz arkadaşlarınızın bu özel günlerinde onların mutlak destekçisi olmanın yanı sıra kendi bekarlığınızın kıdem tazminatını da hesaplamaya başlarsınız. İlk etapta hiçbir şeyin değişmeyeceğine dair karşılıklı sözler verilse de nafile… Çünkü şartlar ve ortam değiştikçe masadaki konular da yerini yenilerine bırakacak. 

SON BEKAR DERTLERİ HERKES İÇİN

Tüm bu yaşananların cinsiyetten bağımsız olduğunu en baştan belirtelim. Kadınlar da erkekler de arkadaş gruplarının yıkılmayan son kalesi yani son bekarları olarak fazlasıyla havalı bir biçimde gözümüzde canlanıyor. Arkadaş gruplarının son bekarları birbirlerini yüz metre öteden tanıyabilir diye umuyoruz. Psikolog Şevval Başar, bireylerin genellikle kendilerini, objektif olarak gözlemledikleri yerin akran grupları olduğunu belirtiyor.

Bu gruplar içerisinde kendimizi görme şansını elde ettiğimizi ifade ediyor ve ekliyor: “Bir grup üyesi olabilmek her birimiz için büyük önem taşır. Bu sebeple grupta neler olduğunu gözlemler ve kimin nasıl roller aldığını ve bizim buradaki yerimize odaklanırız. Bireyler, evliliği genel olarak yaşam doyumunu arttıran, mutluluk ve tatmin duygularının bir kaynağı olarak tanımlarlar.

Dolayısıyla gruplarda herkesin evlenmiş olması ve bireyin bu konuda bir girişimi veya adımının olmayışı kişiyi yalnız ve yetersiz hissettirebilir. Bunun bir diğer sebebi ise bireylerin toplumsal bir baskı altında da hissediyor olmasıdır.” Neden arkadaş gruplarımızın düşüncelerine önem verdiğimize dair uzman görüşünü de aldıysak yola devam edelim.

RİSKLİ KARARLAR VE SÜRPRİZ YAŞAMLAR

Son bekarlar, her ne kadar toplumun bizlere biçtiği rollere tam olarak uyum göstermese de genel anlamda yalnızca kendine bağlı bir yaşam sürdüğü için söz konusu diğer ihtimallerden kolayca sıyrılabiliyor. Sosyal anlamda ve iş hayatında genel yargılara göre daha riskli kararları almakta daha az zorlandığımız kesin.

Kuzey ülkelerinden benzerine az rastlanır bir iş teklifi mi? Yarın, en geç öbür gün bavulumuzu toplayıp uçuşa hazır olabiliriz. Aniden gelen çılgın kalabalıktan uzakta kamp yapma fikrine ne demeli? Her hafta sonu aynı şeyleri yapmaktansa yakacak odun aramak çok daha mantıklı geliyor bazen. Peki, size kim eşlik edecek? İşte, son bekarlar bu noktada yaşam deneyimleriyle hikayemize ortak oluyor.

Yirmili yaşlarının sonunda bir akademisyen, arkadaş grubun son bekarı olarak anılmaya başladığından bu yana en çok spontane plan yapmayı özlediğini dile getiriyor. Hafta sonu kamp yapmak ya da şehir dışında ufak bir kaçamak için arkadaşlarının partnerleriyle olan planlarını düzenlemeleri veya bazen rızalarını almak gibi ön koşullar devreye giriyormuş.

Bu durumun arkadaşlarının ve dolaylı olarak kendisinin özgürlük alanlarının kısıtladığını savunuyor. Aynı zamanda planların kahve içmek, iş çıkışı yemek yemek gibi nispeten daha sakin ve güvenli hale dönüşmesi de üzülecekler listesinde yer alıyor. Yarınlar yokmuşçasına eğlenilen cumartesi gecelerine ne oldu? Ortak dertlerin yokluğu aradaki mesafeyi arttırsa da iyi yanları da yok değilmiş.

Mesela yine toplumun genelinde şahit olduğumuz ‘aile görevleri’nden yırtmak onun için bir kazanım. Evli olmadığı -yalnızca sevgilisi olsa dahi- için partnerinin ailesine vakit ayırma derdi ortadan kalkması son bekarlar kılavuzunun en avantajlı maddelerinden.

KİŞİSEL BİR TERCİH: YALNIZLIK

Henüz fark edemeyenler için yalnızlığın, aradığımız ya da beklediğimiz partneri bulamamanın haricinde kişisel bir tercih olabileceği bilgisinin altını çizmekte fayda var. Ardından, bekarlığın kendini ve hayatı keşfetmek için en iyi yollardan biri olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendi başının çaresine bakabilen biri için hayat çok da korkutucu gelmiyor. Ayrıca tüm hayati kararları kendi kendine alan biri için yaşam her adımda yeni sürprizler hazırlıyor.


Tüm bunlara ve evlilik, ilişki meselelerine olan sözde bilgisizliğimizi göz önünde bulundursak da grubun tüm üyelerinin fikrimize ihtiyaç duyduğu da bir gerçek. Sorun yaşanan evlilikler, özel okul seçimi, mobilya değişimi veya hediyeler için kapımız her an çalınabilir. Çünkü hem daha objektif ve yaratıcı fikirlere hem de büyük ihtimalle bu konulara vakit ayırabilecek vakte sahibiz. Evlilik hazırlıklarında uzmanlaşmış bir diğer son bekara kulak verelim mi?

AİLENİN KENDAL JENNER'I OLMAK

‘Çapkınlığa çıkamıyorum!’ sözleri yeni son bekarımızın söylediği ilk cümle oluyor. Tüm arkadaşları bir şekilde romantik partnerlere sahip olduğu için hep birlikte felekten bir gece çalmanın zorluğundan bahsediyor. Çünkü genellikle eşler bir şekilde olaya dahil oluyor. Ardından da kaçınılmaz son kapıda beliriyor…


Tanıştırılmak üzere davet edilmiş bir karşı cins… Ayrıca sürekli ‘sıradaki evli’ olarak anılmak da onu en çok rahatsız edenler arasında. Hayattan tek beklentisinin sıradaki evlenen kişi olduğu fikrine nereden kapıldıklarını henüz anlayamamış. Çeyiz konuşmak ve yalnızlığın onu çok üzdüğüne dair yapılan çıkarımların bir an önce bitmesini diliyor.

Kendini ‘ailenin Kendall Jenner’ı’ (Kardashian’ların son bekarı) olarak tanımlayan son bekarımız, çoğu kişi yalnızlığın beni üzdüğünü düşünse de; ‘ben hayatımı yaşıyorum ve onlar kendi doğrularından bunun farkında değil’ sözleriyle bize veda ediyor.

Evliliğin, çocuk sahibi olmanın veya romantik bir ilişkinin tarafı olmanın hala bir başarı olarak görüldüğü toplumumuzda bu algıyı yıkmak elbette kolay olmayacak. Son bekarların karşılaştığı bir diğer durumda bu konuyu özetler nitelikte…

Şu an bir yerlerde henüz evlenememiş, evlenmeyi bekleyen, beyaz atlı prensin yolunu gözleyen, hedefleri olmayan, başarısız gibi sıfatlarla tanımlanıyor bile olabiliriz. Evliler de zannediyor ki bekarların tek derdi bu...

Kötü haber, maalesef yanıldınız! Akran ya da toplum baskısının psikolojik bir şiddete dönüştüğü bu gibi durumlarda kendimizi korumanın zorluğunun farkındayız. Psk. Şevval Başar’a göre, ‘yetersizim, değersizim, sevilmiyorum’ gibi düşünceler yoğun olarak hissedilebilir. Kişilerin özellikle toplumun belirlediği yaş skalasını geçtiği gibi söylemlerle karşılaşması geride kalmış hissetmeye sebep olabileceğini de ekliyor.

Kişinin öz değeri ve öz şefkati, bu gibi duygu ve düşüncelerle zedelenir ve dolayısı ile kendine karşı olan inancı kırılabilir, kendisini başarısız hissedebilir. Halbuki kişi kendi başına tam ve bütündür. İlişki kurmak çok değerli ancak en yakın ilişki bireyin kendisi ile kurduğu ilişkidir.

İLİŞKİYİ TEORİDE YAŞAMA FIRSATI

İlişkiler üstü dokunulmazlığınızla arkadaş grubunuza katılan tüm romantik partnerler için en doğru arkadaşlardan birisiniz. Son bekar olarak, çılgın fikirler sunma, radikal tavsiyeler verme ve diğer bekarlarla tanışma hakkına da pek tabii sahipsiniz.

Tüm bu yaşananların üzerine bu kadar avantajımız da olsun ama değil mi? Kadınlar kadar erkeklerin de son bekarlık meselesinde hayli farklı noktalara değindiğini söyleyebiliriz. Zamanla kopan arkadaşlıklar yerini evli-evli eşleşmesine bırakırken; son bekarlar her zaman ailenin küçük çocuğu gibi iflah olması beklenen serseri olarak güncelleniyor.

Buna rağmen, yengelerin favori insanı olarak da gösterilen (tabii uslu biriyseniz) son bekarlar bu iletişim sayesinde sayfalarca yazsak da anlatamayacaklarımızı çabucak teorik olarak öğrenebiliyor. Bu arada, son bekar kadınlar cephesinde de işler pek farklı değil. Evlilik ya da uzun süreli romantik ilişkinin tarafı olmadan tüm dert, çile ve keyfi simule ederek yaşanmışlar arasında ekleyebiliyoruz.

Yeteri kadar ‘uslu’ bir son bekar değilseniz arkadaşlarınızın eşleri/sevgilileri siz kendi çiftinizi bulana dek sizi bir süreliğine oyundan çıkarabilir. Nereden mi biliyoruz? Elbette bir arkadaşımızın başına geldi…

Tamamen kendinden sorumlu, hayata karşı yalnızca ‘kendisi olabilen’, birey olmanın mutlak zevkine varmış ve yaşamını buna göre devam ettiren son bekarlar için saygı görme vakti. Dışarıdan gelen tüm etkilere -her ne kadar zor olsa da- kulak tıkamak ve bildiğini okumak ise hala çok moda. Unutmayın, son bekar olmak partinin renkli ışıkları söndüğünde yalnız olacağınız anlamına da gelmiyor.

Psk. Şevval Başar, içinde bulunduğumuz an, yeni kararlar almak ve daha sağlıklı ilişkiler kurmak için en doğru ‘an’dır sözleriyle içimizden geçenleri uzmanlığıyla kelimelere döküyor. Siz; çöpçatanlara, çeyiz ve düğün salonuseverlere ve balayı turlarına karşı yıkılmayan son kalesiniz. Tabii aşık olana kadar...

O zamana kadar emin olun yalnız değilsiniz, çünkü her arkadaş grubunun bir bekarı vardır. Eğer bizde yok diyorsanız, belki de yeni bir bekar arkadaş edinmenin ya da ilişkinizi gözden geçirmenin zamanı çoktan gelmiştir.

Yazı: Baran ALIŞKAN

İLGİLİ İÇERİKLER