"Sütüm yetiyor mu?"

Bebeğinizi emziriyor ancak sütünüzün yetmediğinden endişe mi ediyorsunuz? Sütünüzün nasıl artacağını merak mı ediyorsunuz? Yalnız değilsiniz!


Biliyoruz ki minik bebeğiniz için en iyisini istiyorsunuz. Ve en iyisinin de altı ay sadece anne sütü içmesi olduğunu biliyorsunuz. Biz de bu süreci verimli geçirebilmeniz için Liv Hospital Çocuk Hastalıkları ve Yenidoğan Servisi’nden Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı, Diyetisyen Güneş Aksüs ve La Leche League International Türkiye Temsilcisi Charlotte Codron ile konuştuk. Anne sütü mucizesini, her damlası kıymetli olan anne sütünü artırmak için sihirli formüller olup olmadığını ve annelerin psikolojisinin emzirme sürecine etkilerini öğrendik.

ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRMAK MÜMKÜN MÜ?
“Süt üretimini artırmak için üretilen sütün tamamını kullanmak yani depoyu boşaltmak gerekir” diyen Dr. Dayanıklı, sık ve doğru emzirmenin önemini vurguluyor: “Bebeğin emme isteksizliği, becerisinin azlığı veya memeyi tam olarak boşaltamaması, beklenen süt artışını geciktirir. Emzirme sıklığı ilk aylarda günde 8-12 kez olabilir ve olmalıdır. Daha az emzirme, genellikle süt üretiminde beklenen artışı engeller.” Emzirmek isteyen annelere, destek, teşvik, bilgi ve eğitim vermeye kendini adamış uluslararası bir örgüt olan La Leche League’in Türkiye temsilcisi Charlotte Codron, ‘arz-talep’ kurallarının süt üretim sürecini anlamak için iyi bir imaj olduğunu söylüyor. Yani ‘Ne kadar çok emzirirseniz o kadar çok sütünüz olur’ sözü doğru. Buna karşın günümüzde gelişmiş ülkelerde, özellikle yeni nesil annelerde sütlerinin yetmediği kaygısının giderek artığını belirtiyor. Codron, bu korkuların bazı ticari çevrelerce de artırıldığına dikkat çekiyor: “Bir anne, sütü gerçekten yetmiyorsa süt artırmaya çalışmadan önce mutlaka bir dedektif gibi sorunun kaynağını araştırmalı. Yetersizliğin nedeni tespit edilmeden bitki çayları ve özel gıdalarla çözüm arayan anneler, maalesef olumlu sonuç alamıyor.” Sütün yetmemesinin altında yatan sebeplerse çok çeşitli olabiliyor: Annede hormonal ya da anatomik bir problem, bebekte kalın ya da kısa dil bağı gibi anatomik bir sorun ve yetersiz emzirme alışkanlıkları gibi… Codron, annelere sorunun kaynağı bulunduktan sonra destek ve bilgilendirme için bir uzmana danışmalarını ve yüzyıllardır bebekleri için sahip oldukları yeterli süt üretme kabiliyetine inanmalarını tavsiye ediyor.

FARKLI KÜLTÜRLERDE FARKLI BESİNLERDEN FAYDALANILIYOR
Hemen tüm zamanlarda ve tüm kültürlerde, süt üretimini artırdığı düşünülen bitkiler ya da yiyecekler olduğunu söyleyen Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı, bu tür eklerin etkili olduğuna dair yeterince çalışma olmadığını ancak senelerin deneyimlerine kulak verilebileceğini belirtiyor ve dünyanın dört bir köşesinden örnekler veriyor: “Çeşitli kültürlerde farklı besinlerden faydalanılıyor. Ülkemizde, pirinç, tahin, boza (malt içerdiği için), dereotu, ısırgan otu, rezene gibi besinlerin adı geçer. Genelde bitki çayları sakinleştirici ve diüretik etkileriyle süt salınımını bir ölçüde artırabilir. Örneğin Hintlilere göre badem, Hindistan cevizi ve susam (simit ve tahin Türklerde de işe yarıyor) sütü zenginleştiriyor, sütlaç, bal kabağı, ayçiçeği de süt salgısını artırıyor. Çinlilere göre ise vücut ısısını ve vücuttaki sıvıları ayarlayan besinler; tavuk, yosun çorbası, papaya, arpa, pirinç, anason, dereotu, kimyon, zencefil. Tahıllardan elde edilen içeceklerin de birçok toplumda yeri var. Suda bekletilmiş arpaya rezene ekleyerek yapılan içecekler ve yulaf, genelde işe yarar. Bu yüzden de alkolsüz bira ya da malt içeceklerin adı geçer.” Aslında, çeşitli bitkiler, süt artırımında etkili. Ancak bitkiler, ilaçlar gibi dozu ve yan etkileri bilinen maddeler değil. Bitkilerin nasıl elde edildiği, hangi kısımlarının paketlendiği, ne kadar sürede etkisini yitirdiği gibi birçok değişken konu, bitkilerin standart olarak önerilmesini güçleştiriyor. Bazı bitkiler fazla miktarlarda da alınsa oldukça güvenliyken, bazı bitkilerin yan etkileri ortaya çıkabiliyor. Alfalfa, anason, rezene, ısırgan otu, shatavari, deve dikeni gibi bitkiler bu etkileriyle bilinen bitkiler.

EMZİRME DÖNEMİNDE DİYET OLUR MU?
Diyetisyen Güneş Aksüs,“Emzirme dönemine uygun diyet vardır. Normalde zayıflama diyetlerinde kalori kısıtlanır, arada hızlandırmak için farklı diyetler yapılır ama emzirme döneminde buna gerek yok” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu dönemde zaten metabolik hız artıyor. Önemli olan annenin ihtiyacını karşılamak, aç kalmamasını sağlamak, süt oluşumunu destekleyecek bir beslenme programı oluşturmak ve fazladan tüketilen besinleri azaltmak. Süt olsun diye sürekli tatlı yemek, hamur işleri tüketmek süt oluşumunu etkilemez. Belki anne onları yediği için mutlu olur ve bu sebeple süt artar ama baklavanın süt artırıcı özelliği olduğu söylenemez.”

HER GÜN MUTLAKA...
Diyetisyen Güneş Aksüs’ten yeterli ve dengeli bir beslenme için emziren annelere özel günlük gıda listesi…
• 1 bardak süt
• Her yemekte (günde 2 kez) yoğurt (1 tanesi probiyotik olabilir)
• En az 3 kez sebze (sabah maydanoz, domates, biber; öğlen sebze yemeği; akşam balık yanına salata)
• Sabah 1 yumurta ve 1 dilim peynir
• Bir öğünde 100-200 gr balık-tavuk veya kırmızı et (ızgara, fırında, sebze ile)
• Her öğünde tam buğday ekmeği, 1-2 dilim
• Bulgur, tam buğday makarna ve buğday
• Her gün 3 meyve (her seferinde farklı meyveler olmalı)
• En az 3 lt su. Bu dönemde ihtiyaç artıyor. Çoğalabilir, azalamaz!
• 2-3 ceviz+2-3 badem+2-3 fındık ile bir kuruyemiş tabağı
• Zeytinyağı… Yemekte, salatada veya domatesin üzerinde, ama mutlaka!

BUNLARA DİKKAT!
• Katkı maddesi olan hazır gıdalar.
• Metabolizmayı hızlandıran, yoğun kafein içeren kahve, yeşil çay bu dönemde azaltılabilir.
• Gaz yapan sebzeler ve kuru baklagiller, eğer bebek gazlı ise kesilebilir, sonra tekrar denenmeli.
• Tatlandırıcı içeren ürünler. Yeni çalışmalar, gebelerin de kullanabileceğini söylese de kontrollü gitmekte fayda var.
• Kolalı ve gazlı içecekler.
• Çiğ et ve çiğ balık, sakatat, aşırı asitli yiyecekler.
• Düzenli alkol tüketilmemeli, sigara içilmemeli. Emziren annenin haftada bir kez bir kadeh kırmızı şarap içmesi ya da bir şişe bira tüketmesine izin var.
• Alerji yapma potansiyeli yüksek olan fındık, fıstık, çikolata gibi besinleri az tüketmeli.

BEBEK YETERİNCE SÜT ALIYOR MU?
Liv Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Yenidoğan Servisi’nden Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı soruyor: Yeterli süt salgılayabildiğinize ya da bebeğin yeterli süt alabildiğine kim karar veriyor? Siz mi, doktorunuz mu, anneniz ya da kayınvalideniz mi, yoksa arkadaşlarınız mı?

ŞU KURALLARI AKLINIZDA TUTUN...
• Bebek 24 saatte 8-12 kez emebilir ve beslenme arasına bazen 2-3 saat, bazen çok daha az zaman koyabilir.
• Memede kalacağı süre 15-40 dakika arasında değişebilir, çünkü sütün akış hızı ve bebeğin emme gücü değişkenlik gösterebilir.
• Genelde günde bir kez 4-5 saat uyuyabilir, bu sürede uyandırılmasına gerek yok.
• Bebeğin yeterli beslendiğinin en net göstergesi, kilosunu ölçmek. Bunun yanı sıra aktif olarak emmesi, yutkunması, ağız kenarında süt görülmesi, memenin dolu başlayıp boşalması gibi
bulgular da bebeğin süt aldığının göstergeleri. Emdiği kadar bez ıslatır, hatta her bezinde kaka da olabilir. Bir ayın sonunda kaka sıklığı da azalır ama zaten o zamana dek birkaç kez tartılmış ve beslenmenin ne yönde ilerlediği anlaşılmış olur.

La Leche League International Türkiye temsilcisi Charlotte Codron, annelerde sütünün yetmediği kaygısı yaratan iki şehir efsanesi hakkında gerçekleri anlatıyor.
Şehir efsaneleri;
Küçük göğüslü kadınlar büyük olanlara göre daha az süt üretir. Sezaryen ve normal doğum arasında süt üretimi açısından fark var.
Gerçekler; Ne kadar süt ürettiğinizin göğüslerinizin ne kadar büyük olduğuyla bir ilgisi yok! Fazladan çaba gerektiren bazı göğüs veya meme ucu türleri vardır (geniş, büyük) ama emzirme hemen hemen her zaman iyi sonuç verebilir. Düz veya içeriye dönük meme uçları olanlar, hamileyken bu konuda bilgi edinmeli. Hormonlar normal doğum ve sezaryende aynı şekilde rol oynar ve süt üretimini başlatır. Sezaryenden sonra olgun sütün biraz daha geç gelebilmesinin sebebi şunlar olabilir: Annenin bebek ile geç kavuşması, ameliyatın stresli olması, süt gelmedi diye mama verilmesi.






BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ETKİLERİ
Sözlerine “Anne sütü sadece bir besin maddesi değildir” diyerek başlayan Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı, anne sütünün damarlarda dolaşan kan gibi oldukça kompleks, yaşayan bir sıvı olduğunu ve mikroplarla savaşan ve sağlığı destekleyen özellikleri bulunduğunu belirtiyor: “Bu özellikleri anne sütünün bebekleri her türlü enfeksiyondan korumasına yardım eder. Bir damla sütte yaklaşık bir milyon beyaz küre var. Makrofaj denen bu hücreler mikropları etkisiz hale getirir. Sütte ayrıca Immunglobulin A denen ve bebeklerin bağırsaklarını kaplayarak mikropların kana sızmasını ve alerjik reaksiyon gelişmesini engelleyen önemli maddeler de var. İlk günlerde salgılanan kolostrum  özellikle fazla miktarda IgA içerir. Erken dönemde mikrop ve yabancı hücrelerden koruma sağlar. Kolostrumda olgun sütten daha fazla lökosit ve enfeksiyondan koruyucu maddeler bulunur. Prematüre bebeklerin savunması daha az olduğundan, ilk günlerde genel durumları elverdiği takdirde kolostrum almaları son derece önemli.”

EMZİREN ANNENİN KALORİ İHTİYACI
Emziren annelerin beslenme şekilleri anne sütü üretiminde ve anne sütünün besleyiciliğinde önemli rol oynuyor. Dr. Dayanıklı, besin değeri son derece yüksek olan bu sıvıyı üretirken annelerin ekstra kaloriye ihtiyaçları olduğunu söylüyor: “Anne bir yandan kendi vücudunu sağlıklı tutmalı, mutlaka çok iyi ve dengeli beslenmeli ve günde 500 kalori bu amaçla alıyor olmalı.”

MORAL VE İNANÇ ŞART
“Kesin bilgiler olmamakla beraber, tahin, kuru börülce ve soğanın anne sütünü artırdığını biliyoruz” diyen Güneş Aksüs, çok önemli bir noktaya işaret ediyor: “Sütü artıran en önemli şey, moral ve inanç! Eğer anne, sütünün bol bol geleceğine inanıyorsa, stresli bir dönemde değilse, yeteri kadar iyi besleniyor ve dinleniyorsa bebek emdiği sürece süt oluşur. Stres arttığında anne sütü azalabilir.  Anne açken bile anne sütü oluşur ve biz biliyoruz ki burada önemli olan bebeğin anne ile bir arada olması ve temas etmesi. Anne, bebeğinin ağladığını duyduğu anda süt salınır. Bebek emmeye hazırlanırken, anne onu kucağına alırken süt salınımı artar. Bebek güzelce emiyor ise bol bol süt gelir. Eğer süt az ise, ya anne sütüm az diye endişe ediyordur, ya da annenin yakınındaki biri ‘acaba sütün mü yetmiyor?’ diye annenin moralini bozmuştur. Bu arada, her annenin sütü aynı olmaz. Bebeğin ihtiyaçlarına göre anne sütünün içeriği değişir. Ama biliyoruz ki, bu mucizevi besinin her damlası çok kıymetli. Sonuç olarak, moral çok önemli. Bu yüzden emziren annenin yanında biraz daha dikkat edilmeli, hassas olunmalı, onu sıkıntıya sokacak herhangi bir ortam olursa da anneyi korumalı. Moral yoksa süt de gidiyor!”