Çocukların yakın dostu

Ebeveynler, söz konusu hayvanlar olduğunda farklı görüşler sergileyebiliyor. Kimi bebekleriyle kedi-köpeklerini aynı yatakta yatırmakta sakınca görmezken kimi de hayvanların evin çevresine yaklaşmasından dahi rahatsız oluyor. Peki kim haklı, bu işin bir doğrusu var mı?

Çocukların yakın dostu

Yazı: Mürsel Çavuş
İnternette dolaşan ve bebeklerin, çocukların evcil hayvanlarla oynadıkları, arkadaşlık ettikleri komik videoları neredeyse her gün seyrediyoruz. Fakat dikkatinizi çekti mi? Bunlar genellikle yurt dışı kaynaklı videolar oluyor. Bizde ise ilişkiler genellikle böyle bir samimiyete varamıyor, varsa da çok az insan buna müsaade ediyor. Hatta ev hayvanları eve yeni bir bebek geldiğinde uzaklaştırılabiliyor. Oysa hayvanların çocuk gelişimine büyük katkıları var. Onların bir arada yaşaması içinse bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Toplumumuzda evcil hayvan besleme oranı yüzde altı gibi çok düşük oranlarda. Beslenen hayvanların yüzde 62’si köpek, yüzde 37’si kedi olarak kayıtlara geçmiş. Vethouse Pet Sağlık Merkezi Veteriner Hekimi Edip Kocaman, “Kedi ve köpeklerimiz ailemizin birer bireyi. Aileye yeni katılan bebek için ebeveynlerin tabii ki bazı endişeleri oluyor ve bunu da çok doğal karşılıyoruz. Fakat yeni doğan bebeğin katılımıyla maalesef ev hayvanları evden dışlanıyor, bazen başka evlere gönderiliyor, hatta sokağa atılıyor. Hem bebeğimizi sağlıklı büyütmek hem de kedi ve köpeklerimizi evden ayırmamak mümkün” diyor.    
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Karadağ çekincelerini şöyle özetliyor: “Ülkemizde evde hayvan beslemek genel olarak çekinilen bir durum. Kültürel farklılıklardan dolayı batı toplumlarına göre çok daha az aile evinde hayvan besliyor. Bilimsel olarak hayvan beslemenin çocukların gelişiminde katkıları büyük. Ev hayvanları, çocukların psikolojik gelişimlerine katkı sağladığı kadar onların sorumluluk duygusunun gelişmesine ve doğayla bağlarının güçlenmesine de yardımcı oluyor.”
Prof. Dr. Karadağ, evde beslenecek hayvan seçiminin önemine de dikkat çekiyor: “Ne yazık ki, çevremizde bu konuya önem verilmiyor, tesadüflere bağlı veya duygusal davranarak seçilen hayvanların beslenmeye çalışması hüsranla sonuçlanabiliyor. Yaşanılan evin büyüklüğüne göre ve hayvana hem ebeveynin hem de çocuğun ne kadar zaman ayırabileceği göz önüne alınarak hayvan seçilmesi gerekiyor. Bazen de evdeki hayvan çocuk doğmadan önce eve gelmiş olduğundan seçme şansı kalmıyor. Alerjik yapılı çocuklarda bu durum sorun haline gelebilir.”  

En büyük sorun alerji
Ev hayvanları ile çocukların yaşayabileceği en büyük sağlık sorunu ise alerji. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, alerjinin genetik bir hastalık olduğunu söylüyor. Ancak hastalık çevre şartlarından etkilenerek ortaya çıkıyor. Bu yüzden alerjik hastalık öyküsü olan ailenin çocuğunda çevrenin buna uygun düzenlenmesi gerekiyor. Tabak, “Son derece sevimli olan ve ailenin parçası haline gelen evcil hayvanlara karşı alerji geliştirildiğinde bu gerçekten büyük bir sorun. Hayvan alerjisi en sık kedi ve köpeğe karşı olur, alerjik reaksiyon çoğunlukla hayvanın salya ve idrar gibi atıklarına karşı gelişiyor. Hayvan tüyü bu maddeler için sadece taşıyıcı rol üstleniyor. Dolayısıyla hayvan tüyünün uzunluğu ile ilgisi yok” diyor.   
Prof. Dr. Tabak’ın verdiği iyi haber ise şu: “Ailede alerji öyküsü varsa, çocuğun anne karnından itibaren, yani hamile anne kanalıyla ve sonradan ev teması yolu ile evcil hayvanlarla birlikte yaşaması, alerji ve astımın ortaya çıkışını önleyebiliyor. Bu nedenle bebek doğmadan önce evde evcil hayvan varsa veya alınması planlanıyorsa uzaklaştırılması önerilmez.”
Bebek doğduktan sonra kedi ya da köpek alerjisi olduğu anlaşılması durumunda ise, hayvandan uzak durmak gerekiyor. Söz konusu köpekse onu yıkayabilirsiniz, kedi ise yıkanmayı sevmediğinden mümkün olduğunca silerek temizlemelisiniz.
Prof. Dr. Yonca Tabak, temizlik ürünlerinin seçiminin de alerji riskini düşürdüğünü söylüyor: “Hepa filtreli elektrik süpürgeleriyle sık sık yapılacak ev temizliği bu yönde en etkili yöntem. Ayrıca alerjik maddenin tutulmasını engellemek için halıları uzaklaştırmak, yatak-yastık-yorgan için alerjen geçirmeyen özel alerji kılıfı kullanmak teması azaltır. Hayvanın yatak odasına girmesinin engellenmesi, günün uzun bir kısmının geçirileceği gece uykusunun alerjik maddeden uzak olmasını sağlar. Hayvan alerjenleri havada uzun süre asılı kalabilir. Hava temizleyici aletler, bu alerjik maddeleri büyük oranda uzaklaştırır. Evinde hayvan besleyen anneanne, babaanne, dede gibi aile bireylerinin çocuğun evine gitmeden önce banyo yapıp temiz kıyafetler giymesini de öneriyoruz.”
Evcil hayvanın uzaklaştırılması mümkün olmayan durumlarda ise dil altı damla aşı tedavisi yöntemiyle vücudun hayvana duyarsızlaştırılması yoluna gidilebiliyor. Bebeğinizde solunum yolu ya da cilt problemleri görüyorsanız ve evcil hayvan sahibiyseniz en kısa zamanda hekiminize danışarak alerji testleri yaptırmalısınız.
Prof. Dr. Tabak; “Bebeğinizi evcil hayvanla birlikte büyütmek, onun gelişimine önemli katkı sağlar. Bebeğiniz hem hayvan sevgisini küçük yaşta öğrenerek doğaya karşı daha ilgili ve saygılı bir birey olacak hem de paylaşmayı öğrenecek. Siz de bir hayvanseverseniz mutlaka bu zevki çocuklarınıza da tattırın” tavsiyesinde bulunuyor. Nelere dikkat etmeli?
Prof. Dr. Karadağ, çocuklarla evdeki hayvanların ilişkisinde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
•    Çocuğun ev hayvanıyla ilişkisinde en belirleyici unsur çocuğun yaşı. Beş yaşın altındaki çocuklar hayvan bakımında hiç rol alamaz. Çocuğun bağışıklık sisteminin geliştiği bu yaşlarda enfeksiyon riski göz önüne alınmalı. Kaplumbağa, civciv, kurbağa gibi hayvanlar hastalık riski taşıdığından bu yaş grubuna önermiyoruz.
•    Çocuklar kedi, köpek gibi hayvanlara agresif davranabilir. Aşıları tam olduğunda ve tek başlarına bırakılmazlarsa problem oluşturmayacaktır.
•    Hayvanların yemeğin hazırlandığı ortamlardan uzak tutulması önemli bir ayrıntı.
•    Köpek ve kedi seçerken, veterinere danışarak çocuklara dostça davranan türlerin seçilmesine dikkat edilmesi gerekiyor.
•    Alerjik şikayetler varsa, alerji testlerinden sonra hayvan seçilmeli ve alerji varsa tüylü hayvanlar beslememeli.
•    Bebek doğmadan önce evde bir hayvan varsa, hayvanın temizliğine daha fazla özen gösterilmeli ve yatak odasından uzak tutulmalı.
•    Hayvanlarla çocukların beraber uyumalarında sakınca yok ancak bebeğin hayvanı ısırması sonucunda onun da ısırması ve tırmalanması gibi şeyler yaşanabilir. Olası kazalar için hayvanların aşıları tam olmalı.  

Onları tanıştırın
Veteriner Hekim Edip Kocaman, eve yeni gelen bebek ile petin birbiriyle tanıştırılmaları gerektiğini söylüyor: “Doğumdan sonraki ilk aylarda hem bebeğin olası alerji ya da yaralanma risklerinden korunması hem de petlerin bebeğe alışması ve kabullenme sürecini tamamlaması gerek. Petlerin ilk başta bebekle uzaktan göz temasının sağlanması uygun olur. Bu süreçte kedi veya köpeğiniz bebeği merak eder ve yanına gitmek ister. Eğer petinizin bu isteğini dizginleyemiyorsanız gözetim altında bebeğin yanına götürebilir ve onu daha iyi tanımasını sağlayabilirsiniz. Petinize vereceğiniz komutlar ve davranış biçiminiz ona bebeğin korunması gereken bir canlı olduğu fikrini verir. Fakat en dikkat edilmesi gereken noktalardan biri petinizden sevginizi esirgememeniz. Aslına eve yeni bir bebek gelmesi, çocuğunuza gelen yeni bir kardeşten farklı değil.”
Bebeğin emekleme dönemine geçmesi ile ev hayvanlarının daha yakın iletişime geçtiğini söyleyen Veteriner Hekim Kocaman, zamanla bu ilişkinin ayrılmaz bir dostluğa dönüşeceğini de vurguluyor.  
Kocaman sağlık riskleri içinse, “Öncelikle kedi ve köpeğinizin aşıları eksiksiz yapılmalı” diyor. “Kedi sahibi olan anne veya anne adaylarının toksoplasma adlı parazit etkeni açısından hem kendilerine hem de kedilerine test yaptırmaları gerekir. Eğer annenin bu parazite karşı önceden kazanılmış bağışıklığı yoksa ve kedileri bu paraziti taşıyorsa, özellikle gebeliğin ilk üç ayında kedileriyle ilişkilerini biraz sınırlandırmaları ve konuyla ilgili ayrıntıları da kendi hekimlerine danışmaları yerinde olur. Ayrıca kedi ve köpeklerin, Echinecoccus adlı bağırsak parazitine karşı 45-90 günlük periyotlarda ilaçlanmaları gerekir. Halk arasında kist diye tabir edilen şey, bu parazitin yumurtalarından kaynaklanır. Eğer petiniz bunun için düzenli aşılanıyorsa risk oluşmaz. Bunun dışında aylık periyotlarla pire, kene gibi dış paraziter etkenlere karşı da düzenli uygulamalar yapılmalı.”

Hangi yaşta, hangi ev hayvanı?
Peki hangi yaştaki çocuklara hangi ev hayvanları önerilebilir? Veteriner Hekim Kocaman, “Ebeveynlerin evde hayvan bakmak isteyip istemediği önemli, sonuçta evde bakılacak petin bakım ve sorumluluğunu üstlenecek kişiler onlar. Sadece çocuğun eğlendirilmesi amacıyla hayvan alınması hem aile hem de pet açısından üzücü sonuçlara neden olabiliyor” uyarısında bulunuyor ve ekliyor: “Eğer köpek isteniyorsa büyük ırklardan Labrador Retriever, Golden Retriever, Alman Çoban Kurdu gibi ırklar ve küçük ırklardan Pug, King Charles Cavalier, Papillon gibi ırklar tercih edilebilir. Kedilerde ise durum biraz değişken. Bazı kedi ırkları diğerlerinden daha dost canlısı olarak bilinse de yetiştirmeye bağlı olarak huyları farklılaşabilir. Egzotik hayvanlar ve kanatlılar ise daha ilerleyen yaşlarda düşünülmeli.”