Korkuyorsa bir nedeni var!

Korkuyorlar! Evet, hepimiz gibi onların da küçücük bedenlerini, zihinlerini meşgul eden, tedirgin eden fazlasıyla duygu var. Evet, size göre hepsi çok basit ve korkulacak şeyler değil ama kabul edin onlar için çok fazla...

Korkuyorsa bir nedeni var!

GÖREV SİZDE!
Korkuların üzerine gitmeyin: Aileler tarafından bu durumda yapılan en büyük hatalardan biri korkuların üzerine gitmek ve çocukla inatlaşmak. Çocuğunuzun korkuları varsa asla onu korkusuyla baş başa bırakmayın. Onu yalnız bırakmak korkuların azalmasına değil artmasına neden olur. Empati kurun: Çocuğunuzun korkusu varsa onu asla yargılamayın. ‘Karanlıktan neden korkuyorsun ki? Kocaman çocuk oldun’ demek onu utandırarak korkularının artmasına neden olur. Onun yerine, ‘Ben de senin yaşındayken korkardım, haklısın’ gibi empati kuran ifadeler sarf etmek çocuğun kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Ona güvendiğinizi gösterin: Çocuğunuzun korkuları gelişiminin bir parçası olarak gelişiyor. Ve bu durum son derece doğal. Size düşen onun korkularını takip etmek ve onu anlamak. Çocuğunuzun korkularını yenebilmesi için onunla birlikte hareket edin. Onu dinleyin, bol vakit geçirin ve doğru bilgilendirmeler yapın. Korkularını pekiştirmeyin: Çocuğunuz eğer yalnız başına uyumaktan korkuyorsa asla onu kendi yatağınıza almayın.Onu kendi yatağınıza almanız kendini güvende hissetmesini sağlıyor. Ancak korkuları pekiştiği için yalnız yatması daha da zor hale geliyor. Onun yerine ona kitap okuyarak uyuyana kadar yanında beklemeniz daha doğru bir yöntem. Dinleyin: Unutmayın, siz de bir zamanlar çocuktunuz ve sizin de korkularınız oldu. Onda ‘Ben çocukken hiçbir şeyden korkmazdım’ algısı yaratmayın. Korkularını önemseyin ve saygı duyun. Çünkü korkuların çocukların ruhsal dünyasındaki etkileri, tahmin ettiğimizden daha büyük. Eğer korkular çocuğunuzun yaşamını engelliyorsa ve uzun sürüyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alın.

Psikolojik ve fiziksel olarak da etkileniyor
eğer çocuğunuzun korkularını yenmesine yardım etmezseniz ya da daha fazla korkmasına sebep olabilecek hareketler sergilemeye devam ederseniz, çocuğunuzun hem fiziksel hem de psikolojik olarak rahatsızlanmasına sebep olabilirsiniz. stresi arttıkça uyku, iştah ya da mide-bağırsak sorunları yaşayabilir. stresi uzun sürdüğü takdirde de bu belirtiler daha fazla rahatsızlığa yol açabilir. psikolojik olarak ise etkileri çok daha uzun yıllar sonra ortaya çıkabilir. Çünkü gelecekte iş yaşamındaki başarısızlıktan, sosyal ortamlardaki güven eksikliğine kadar pek çok problemin altında çocukluk korkuları yatıyor.Yazı: Sinem Gürleyük

Bir çocuk korkmayı nasıl öğreniyor? Karanlığın tehlikeli olabileceğini nasıl biliyor? Neden tek başına tuvalete gitmek istemiyor? Bunları şımarıklıktan yapmadığını gayet iyi biliyorsunuz. Bilmediğiniz şey onların da sezgileri ve refleksleri olduğu! Doğuştan gelen yetenekleri olduğu gibi doğuştan sahip oldukları duygulara, algılara sahipler. Acıbadem International Hastanesi’nden Psikolog Yard. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt, korku bilincinin doğar doğmaz bebeklerde ortaya çıkmasının sebebinin bebeğin kendini koruması ve hayatta kalabilme refleksi olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Ani sesler, gürültü, olağandışı tepkiler karşısında bebeğin kendini koruma reaksiyonu korku duygusudur.” Tamam ani gürültüden korkuyor ama karanlıktan, hayvanlardan da mı doğuştan itibaren korkmaya başlıyorlar? Hayır! Bazı korkular gelişimsel olarak ortaya çıkıp bir süre sonra kayboluyor, bazıları ise hatalı yaklaşımlar nedeniyle kalıcı hale gelebiliyor hatta yetişkinlik döneminde bile varlığını koruyor. Çocuğunuzun korkularını küçümsememeniz ama aynı zamanda büyütmemeniz gerekiyor. Yaşının getirdiği korkularla başa çıkmak konusunda ona yardımcı olmalısınız. Çocukların en çok yaşadığı korkular ani seslere ve karanlığa karşı oluyor. Ayrıca zaman içerisinde, anne-babayı kaybetme, arkadaşları tarafından dışlanma, kalabalık içine girme ve hatta tuvalete girme korkusu da bu listeye ekleniyor. Yeni bir kardeşin doğacak olması bile bazı çocuklarda korku olarak ortaya çıkıyor. Yard. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt, bebeklerin altıncı aydan itibaren alışılmışın dışındaki yabancı nesneler ve kişilerden korkabileceğini ve bunun iki yaşına kadar devam edebileceğini söylüyor. İki yaşından sonra ise çok büyük objelerden, yüksek seslerden ve anne-babadan ayrılmaya dayalı korkular yaşadıklarını anlatıyor. Çocuklar 3-4 yaşlarına geldiğinde ise bu korkulara karanlık korkusunun da eklendiğinisöylüyor. Bu noktada yapılması gereken, çocuğun çevresine güven duygusunun artırmak ve korkularını azaltmak.

Sizin korkularınızı öğreniyorlar
Anne ve babanın yaşadığı derin korkular bazen çocuklarda da görülebiliyor. Çünkü korkular model alınarak da öğrenilebiliyor. Üstelik ebeveynler ya da çocuğun çevresindeki kişiler, bu korkuları çocuklara farkında olmadan öğretiyor. Çocuk da anne-babanın ya da çevresindeki kişinin korkusunu içselleştirerek bir korku geliştirebiliyor. Mesela sokakta köpek gören annenin çocuğuna sıkı sıkı sarılması, onu o ortamdan uzaklaştırması, köpek sesi duyduğunda tedirgin olması çocuk tarafından hissediliyor ve ardından aynı tedirginliği o da yaşıyor. Peki bu korkuların çocuklara geçmemesi ya da çocukların daha fazla şeyden korkmamaları için ailelerin nasıl bir tutum sergilemeleri gerekiyor? Her çocuğun mutlaka korktuğu bir şey var. Önemli olan bu korkuların olup olmaması değil, anne-babaların çocuklarına karşı doğru bir davranış sergileyip sergileyememeleri. Eğer aileler doğru bir tutum sergilemezlerse çocukların korkuları gitgide artabiliyor. Anne ve babaların söyledikleri sözlere, çocuklarına karşı olan tutum ve davranışlarına son derece dikkat etmelerigerekiyor. Örneğin ‘Ben senin annen değilim, senin artık annen yok’, ‘Böyle davranırsan seni başkalarına veririm’ gibi yaklaşımlar çocukta reddedilme ve aileden ayrılma korkularını artırıyor. Ya da ‘Köpek ısırır aman uzak dur’, ‘Karanlıkta öcüler gelir’ cümleleri kötü niyetle söylenmese de çocuklarda ciddi obilere neden olabiliyor.

Yol haritası çizin
Çocuğunuzun korkularını yenmesine yardım etmek için aşamalı olarak korkulan objeyle bağlantı kurabilirsiniz. Örneğin karanlıktan korkuyorsa, evin farklı köşelerine gece lambaları yerleştirerek her akşam onunla birlikte bu lambaları yakabilir, zaman içerisinde yaktığınız lambaların sayısını düşürebilirsiniz. Bu süre zarfı içinde onunla konuşmayı ve onu anladığınızı anlatmayı ihmal etmeyin. eğer hayvanlardan korkuyorsa korktuğu hayvanın resimleri üzerine konuşabilir, sonra o hayvanın oyuncağını çocuğunuza hediye edebilirsiniz. Yard. Doç. Dr. Ferahim yeşilyurt, çocuğun yaşadığı aile ortamında güven duygusunu geliştirmek için anne ve babanın tutarlı, dengeli davranmasını öneriyor. Örneğin ebeveynlerin çocuğa verdiği sözleri tutması, onun ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamaya çalışması güven duygusunun gelişmesine yardımcı oluyor. Çocukların sonradan geliştirdiklerin korku duygularının çoğunun altında güven problemi olduğunu unutmayın. Onu korkularından kurtarmak için masal kitaplarından da yardım alabilirsiniz.Pek çok masal kitabı korku ve korkuyu yenme konusunu işler. masallarda korku, ‘karanlık ormanlar’ gibi kelimelerle anlatılır ve o ormandan mutlaka bir çıkış yolu bulunduğu belirtilir. korkuların çoğunun bilgi eksikliğinden de kaynaklanabileceğini unutmayın. Ona ihtiyaç duyduğu bilgileri verin. korkularını tasvir ettirin. neler yaşadığını dinlerken olayı dramatize etmeyin. neden korkmaması gerektiğini sebepleriyle anlatın. Bunu yaparken gerçekçi olmayı ihmal etmeyin. yaşadığı korkuyu dünyada bir tek onun yaşamadığını örneklerle anlatın. Ve unutmamanız gereken bir şey daha var ki, o da korkmanın en az korkmamak kadar doğal bir duygu olduğu.