Şimdi tam zamanı

Öğrenciler ve veliler için yine karar verme dönemi geldi. Zira okulların erken kayıt dönemleri başladı. Bu dönemde nasıl bir sistem uygulamalı, nelere dikkat edilmeli, okulların hangi tür özellikleri dikkate alınmalı, uzmanlar eşliğinde okul dosyamızda.

Şimdi tam zamanı

Yazı: Serli Kibar

Okullar erken kayıt dönemlerini bir bir açıklamaya başladı. 2012-2013 yılında eğitimde yapılan 4+4+4 sistemi ile zorunlu eğitim yılı 12 yıla çıktı, ilkokula başlama yaşı ise beşe indirildi. Tüm bunlar olurken, ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye geçiş sınavlarında da epey değişiklik yapıldı. Eğitim uzmanı-gazeteci Sadık Gültekin’e göre ‘sistem içerisinde sistemsizlik’ durumunun hakim olduğu sınav sistemi yüzünden öğrenciler eskisinden çok daha fazla sorumluluk, baskı ve stres altında. Bir de dershanelerin kapanma ihtimali var ki, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Uzman Psikolog Romina Kuyumcuoğlu, bu gelişmelerin öğrencilerden çok okulları sorumluluk altına soktuğunu düşünüyor ve şöyle diyor: “Okullar eğitim sistemlerinde bazı yenilikler ve ilaveler yapmalı. Dershanelerdeki uygulamalar okullarda gerçekleştirilebilir. Bu şekilde çocuk eksik kaldığı yönleri giderebilir.” 

Öğrenciye göre okul
Tüm bunlar göz önüne alındığında, çocukların daha ilkokula başlarken yaptığı seçimler iyice önem kazanıyor. Bu noktada Özel Okullar Birliği Eş Başkanı Cem Gülan, velilerin çok sık yaptığı bir yanlışa dikkat çekiyor. “Maalesef bizim velilerimizde, çocuklarının daha ilkokul çağlarında inanılmaz başarılı olmasına yönelik bir beklenti var. ‘Çocuğum en iyi üniversiteye gitsin. Bunun için en başarılı okul hangisiyse onunla başlamalı’ düşüncesine sahipler. Herkes başarıyı ister ama eğer başarı çocuğun ruh sağlığına zarar verebilecek boyuta gelirse veya bir çocuğun kapasitesinin üzerindeyse, bu çok sakıncalı bir şey olur” diyor ve ekliyor: “Çocuk, hangi yaşta olursa olsun, kapısından girdiği ilk günden, çıktığı güne kadar kendisinin ruh sağlığını bozmayacak bir okulda eğitim almalı.” 

Burada Sadık Gültekin’in ‘öğrenciye göre okul’ teorisi dikkat çekiyor. Ona göre; her öğrencinin belli bir kapasitesi var. Bu yüzden seçim yapılırken, sadece sınav sistemine değil, çocukların yeteneklerini ortaya çıkarabilecek okullara odaklanmak gerek. Gültekin, “Bu okul ‘moda’ veya ‘Diğer veliler çocuklarını o okula gönderiyor diye ben de çocuğumu bu okula vermeliyim’ düşünceleriyle çocuğunuzu okula yazdırmayın” diyor. Cem Gülan da bu konuda Gültekin ile hemfikir. “Eğer anaokulu ve birinci sınıf için bir araştırma yapıyorsak, çocuğun yeteneklerini de ortaya çıkaran okullar olmasına özen gösterilmeli. Düşünme yetisini, araştırma ve öğrenmeyi öğrenme kabiliyetlerini ortaya çıkararak, araştırmacı ve sorgulayıcı okullar olmasına da dikkat etmeli” diyor. Peki, veliler tüm bunları okulların kısa bir zaman dilimini kapsayan erken kayıt dönemlerinde nasıl yapacak?