Ruhun Kimyası: Gölge Yanlarımız

Dünya ve insanlıkla ilgili paradigmalar değiştikçe, kendi perspektiflerimizin, paradigmalarımızın ve duygusal tetikleyicilerimizin de yeniden düzenlenmesi ve değiş tokuş edilmesinin de zamanı gelmiş oldu.

Nesrin Özturna

Nesrin Özturna


Ruhun Kimyası: Gölge Yanlarımız

Ruh simyamız, içsel varlığımıza (iyi ve kötü bölümler de dahil olmak üzere), daha yüksek bir frekansa veya daha yüksek düşüncelere itmek için bir dönüşüm sürecinde ise ne olur?

Tanım olarak Simya, meta gibi çok az değeri olan bir maddenin altın gibi çok değerli bir şeye dönüştürülmesinin kimyasal sürecidir. İnsan transformasyonu açısından, altın bilinçli titreşim enerjisine yoğun, egoist enerjinin kendi kendine metamorfozudur; Yeniye yer açmak için eskiden kurtulma da diyebiliriz.

Zaman şimdi. Hepimiz gerçekliğimizi yeniden düzenleyebiliriz. Güneş’in fiziksel patlamaları, dünyaya ulaşan dalgaları, tutulma gibi olaylar, evrendeki bazı kuantum potansiyellerini yaratıyor. Bunlar 2015 yılından beri yoğunlaşarak devam ediyor. Evrende oluşan bu güçlü itilime teslim olmamak için tüm gücümüzle bilinçliliğe doğru ilerlemek için buradayız.

Bu süreçte, benliğimizin karanlık kısımlarını ortaya çıkararak ‘KENDİMİZİ HER YÖNÜMÜZLE KABUL ETME SÜRECİ’ ni başlatmalıyız. Başkalarının değil kendi karanlıklarımızı görmeliyiz. Bu, istenmeyen davranışları, gölge benliğimizi ya da bilinçdışı düşüncelerimizi bilinçli olarak fark etmeli ve nihayetinde kendimizi iyisiyle kötüsüyle bir olarak görmeyi SEÇMELİYİZ. Kimse mükemmel değildir, UNUTMAYIN. Onun için bir mezar kazarak yaşayabileceğimiz acıdan kaçmak değil, bunun yerine kendi içimize gömdüğümüz bu savaş benzeri enerjilere bilinçli olarak odaklanmak ve dengeyi bozan her karanlık noktamızı dönüştürmek zorundayız.

Örneğin, kıskançlık bir kişinin gölge yönü olabilir. Kıskandığınız herhangi bir konuya odaklanın. Bu hislerin yüzeye çıktığını fark ettiğinizde, kendinize ‘bana bu şekilde hissettiren şey nedir?‘ diye sorun. Kendinizden kaçmayın. Bana böyle hissettiren şey ya da anım nedir, bu duygu nereden geliyor ve nasıl değiştirebilirim? diyerek içinizdeki o karanlığa savaş açın.

Bunu yaparken kendinizi rahat hissettiğiniz bir aktiviteyi de işin içine sokabilirsiniz. Mesela doğa size kendinizi iyi hissettiriyorsa, önümüzdeki birkaç gün boyunca parka, ormanlık alanlara gidip, bu kıskançlık duygusunu mutluluk ve uyum hissine dönüştürmek için kendinizle baş başa kalın.

Bilimsel açıdan, kuantum fiziği, gerçekliğin bir hologram olduğunu ve hepsinin sadece yansımalar olduğunu söylemektedir. Diğer bir deyişle, başkalarını içimizdeki bu olumsuz duyguyu ateşledikleri için suçladığımızda, aslında bu olumsuzluğun içimizde kül içinde saklı ateş olduğunu anlatmaya çalışır. Tetikleyiciden gelen tepki ya da uyarı, kendi içimizde hissettiğimiz şeyin bir yansıması olabilir. Gerçekliğin ayna görüntüsü olduğunu anlamak, bu kusurları kabul etmek  için bir suçlama oyunu veya mağdur rolünü sergilememize sebep olabilir. Kıskançlık, öfke, kızgınlık, hüzün vb. duyguları aslında başkalarına yansıttığımız içimizdeki yaralardır. Bu durum, hayal kırıklıklarını size yansıtan herkes için de geçerlidir.

Buna ek olarak, bu dönüşümü başlatmak için inisiyatif alma zamanıdır.

Bu tarz olumsuz düşüncelere kapıldığınızı hissettiğiniz anda sadece bazı sorularla bile çözüme ulaşabilirsiniz.

1)
Bunu neden yaptım? Sizi böyle bir tepki vermeye ya da olumsuz hissetmeye iten şey temelde ne?

2) Bu tarz olumsuz tepkileri genelde hangi zamanlarda veriyorum? ve nasıl değiştirebilirim? Bu bilinçdışı enerjilere sahip olmak ve içinizde neyin engellendiğini ve bu değişikliği neyin engellediğini bilinçaltınızdan bilinç üstüne  çıkartıp sorunu bulmakla ilgilidir.

Ruhun var oluşsal sistemi, benliğimize ait olmayan şeyleri yok etmeyi  ve gerekli olan tüm parçaları bir araya getirecek şekilde yöneten bir simyasal süreci içerir. Ruhsal dönüşüm , ikilikten birliğe geçiş yapmak için gerekli bir süreçtir. Belki de bu hisleri merkezi ve gözlemci bir kalple deneyimlemek, kendimizin gizlediğimiz yönlerini dinlemek, kendimizi bir bütün olarak bir araya getirmektir. Bu karanlık parçaları aydınlat. Görmeye ve sevmeye cesaretin var mı?