Eda Taşpınar

"Hayallerime tutkuyla bağlıyım"

Eda Taşpınar

Aşk nasıl bir evrede bitmeye mahkum oluyor?
Aşkın yerine daha kıymetli bir şey koyamadığınız an bitiyor. Bana göre saygı, dostluk, hesapsız paylaşım, bir tık ötesi bir çocuk kıymetli denebileceklerin başında geliyor.

Bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabahları erken kalkarım, öncelikle spora veriyorum kendimi… Bazen sahilde, bazen hocamla salonda spor yapıyorum. Sonrasında sıkı bir kahvaltı ve genelde gün akışı içerisinde belirlenmiş toplantılar, görüşmeler, arkadaş sohbetleri yer alıyor. Akşamları genelde kitap ve DVD ile geçiriyorum, bazen de davetler. Gece 1.00’den sonra mutlaka uyumuş olmak isterim, vücudun düzgün dinlenebilmesi için bu şart.

Bizimle paylaşabileceğiniz yeni projeleriniz var mı?
Eda Taşpınar markası etrafında farklı birçok proje geliştiriyoruz. Bu projelerin ortak noktası öncelikli olarak içimize sinmesi ve benim taşıyabileceğim ürünler olması. Ben doğal bir insanım, olduğum gibiyim, o yüzden projeleri seçerken ince eleyip sık dokuyorum, her ürünü geliştirmek ya da her marka ile işbirliğine girmeyi tercih etmiyorum. Anlayacağınız yavaş ama planlı ilerliyoruz. Ufak bir ipucu olarak orta vadede ilginizi çekeceğine inandığım bir TV programı ile bir araya gelebiliriz.

Son birkaç senede moda anlayışınız ne yönde bir değişim gösterdi?
Son birkaç senede ‘ben’ çok değiştim. Bana dair her şeyin de değişiyor olması çok doğal, moda anlayışım da bunlardan biri. Bu alanda da kalıplardan kurtulmayı başardığıma
inanıyorum. Salt trendleri takip etmenin ötesinde aslında nasıl ifade edildiğine değer veriyorum. Artık ne değil, nasıl olduğu çok önemli.

Collezione markasıyla olan iş birliğinizden bahseder misiniz?

Eda Taşpınar Güneş Yağı’nı geliştirdiğimiz süreçte yanımızda genç, dinamik, güçlü ve vizyoner bir marka olmasını istedik. Bunun, hem bize hem de iş birliği yaptığımız markaya
faydalı olacağına emindik. Bu anlamda gençleri hedefleyen ve omuz omuza hareket edebileceğimiz markaları değerlendirdik ve bugüne kadar birçok farklı, genç ve başarılı projeye imza atan Collezione’den görüşme istedik. İlk görüşmemizden itibaren bir ekipgibi hareket edebilmek ve hayallerimizi gerçekleştirebilmek şahane bir deneyim oldu. Bu güzel deneyimin sonucunda ortaya stil sahibi, özgür ve yenilikçi gençlerin kendilerini çok daha mutlu hissedecekleri ‘Collezione by Eda Taşpınar’ plaj koleksiyonu çıktı. Güneş
yağım mart ayında piyasaya çıktı ve havaların henüz düzelmemiş olduğu dönemde dahi Türkiye’nin farklı bölgelerinden güzel tepkiler aldık. Plaj koleksiyonum ile de güneş ve deniziçin tamamen hazırız. Bu yaz plajları ikoncanlar basacak.

Sizce bir kadının kıyafetleriyle adından söz ettirmesi için nelere dikkat etmesi gerekir? Nasıl fark yaratır?
Bir kadını giyimde farklı kılan stil sahibi olabilmiş olmaktır. Yani odak noktası ne giydiği değil, nasıl giydiğidir.
Röportaj: Eda Şentürk
Fotoğraf: Zeynel Abidin Ağgül

Durmadan yeni projeler üretmeye, stiliyle her daim konuşturmaya, karın kaslarıyla kıskandırmaya devam ediyor Eda Taşpınar. Diğer taraftan hiç bilinmeyen bir Eda’dan bahsediyor; mutluluğun izinde, sınırsız hayal kuran ve bir o kadar ‘farkında’…

Hayatımıza girdiğinden beri takipteyiz Eda Taşpınar’ı. Önceleri sadece kıyafetleri ve stiliyle konuşuyorduk onu… Sonra televizyondan bize aslında o ‘cool’ görüntüsünün altında ne kadar sıcak ve doğal biri olduğunu kanıtladı. Şimdilerde Eda Taşpınar ismi altında gerçekleştirdiği farklı alanlardaki projeleriyle yepyeni heyecanlar yaşıyor. Ama en önemlisi, 30’lu yaşların başında keşfettiği tecrübelerden, yeteneklerini paylaşmaktan ve hala çocuk kalmaktan hoşlanıyor…

Hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz bu yaşınıza kadar?
Tüm hayallerimi gerçekleştirdim diyebilirim. Ama ben her hayalinin peşine, tutkuyla bağlı olduğum bir yenisini hemen ekleyebilen bir tipim. Dolayısıyla benim için asla varış noktası olmayan bir yoldan bahsediyoruz.

30’lu yaşlarla neleri keşfettiniz hayatınızda?
Tecrübe. 20 ile 30’lu yaşlar arasındaki fark; hayatımızdaki önceliklerimizin değişmesi, hayata bakış açımızın kendinden ziyade çevreye ve insanları mutlu etmeye yönelik olması. Benim 30’lu yaşlar mottom hayata karşı kontrollü olduğunu zannedip belirli planlar yapmaktansa yarını bilinmeyen kabul edip, hayatın gerçekleriyle yüzleşerek daha yaratıcı, daha kalıcı üretimsel işlere imza atmak. Bunun yanı sıra asıl gerçek olan içsel huzur ve mutluluk için yaşamak.

İyi ki de yapmışım dediğiniz neler var hayatınızın bu zamana kadar olan bölümünde…
İnsanlar doğduklarından itibaren yaratıcı güç tarafından yeteneklendirilirler. Bu bilinmeyeni dışarıya yansıtmak ise insanın elinde olan bir inançtır. Ben de zamanla kendi içimdeki yetenek ve algıları keşfedebilmiş olmanın verdiği hazla yaşayan ve bundan mutluluk duyabilen bir insanım. Ve iyi ki farkındalık sahibiyim!
Bu karın kaslarının tarifini alabilirmiyiz?
Yüzde 60 beslenme, yüzde 40 spor formülünü uygulamak önem taşıyor. Zamanlama ve süreklilik çok önemli. Tüm vücuda hitap eden özel bir egzersiz programı bu işin kilit noktası.

Güzellik rutininiz nedir?
Spor, doğal ürünler ve sağlıklı beslenme…

Gardırobunuza en son neler eklediniz?

Alejandro Ingelmo uzay çağı spor ayakkabı, Thom Browne güneş gözlüğü, Courreges güneş gözlüğü, Isabel Marant kovboy botu.

Nasıl bir tatil hayal ediyorsunuz bu yaz için?

Bilmediğim yerleri görmek istiyorum bu yaz, ancak henüz bir plan yapmadım. Bir yere bağlı kalmayacağım.

Minik sorular
Bu sıralar müzik listenizde ilk şarkı…
Nu Milano Lounge Jazz Mistere Profound.

Buzdolabınızın olmazsa olmazı…

Beyaz peynir, spor vitaminleri, kiraz domates, enginar.

Ayakkabı mı, çanta mı?

Ayakkabı ama mümkünse çıplak ayak.

Stiletto mu, sandalet mi?
Stiletto.

Neon renkler mi, pudra renkler mi?

O günkü moduma göre… Tutkular tavan yaptıysa neon renkler, sakin moddaysam pudra renkler. Normal halimdeysem toprak tonları.

Bodrum mu, Çeşme mi?

Hisarönü.

Hayattan beklentileriniz neler, nelerin hayalini kuruyorsunuz?
Aslında hayatımın hiçbir döneminde ‘beklenti’ kelimesi ile barışık birisi olamadım. İnsandan, hayattan beklenti içinde olmanın mutsuzluk ve hayal kırıklığıyla sonuçlandığına inanırım. Sağlık, aile gibi temel konuları bir kenara koyarsak diğer her şeyinizin, verdiğiniz oranda geri döndüğünü kabul etmek gerekir. Hayal kurmanın sınırı yok benim için ama hayallerimi kendime saklamayı yeğlerim.

Bilinen ‘sosyetik güzel’ tanımlaması dışında nasıl bir Eda’dan bahsedebilirsiniz?
İnsanları gerçek kılan bilinmeyenleridir bence. Aynen söylediğiniz gibi ben sosyetik Eda ile sadece bir parçamla bağlıyım aslında. Yani temeli bu oluşturmuyor. Moda-tasarım okumuş, genç yaşta yurt dışında çalışmaya azmetmiş, gereğinden erken büyümüş ama çocuk kalabilmiş olmaktan mutlu, kaplumbağanın tavşandan daha hızlı koştuğuna inanan, büyük hayalleri zamana yayarak gerçekleştirmeyi seven, çoğu zaman içe dönük, dışa kapalı, tam şu an medyatik, yarın iş kadını, bir sonraki gün sporcu, hafta sonu dedesinin atölyesindeki öğrenci torunu…

En çok hangi yönünüzle anılmak hoşunuza gidiyor?
İnsanlar benim gerçekliğimin farkına vardığında ve bunu dile getirdiklerinde çok mutlu oluyorum. Özellikle hayat akışı içinde bir caddede veya alışveriş merkezinde karşılaştığım insanların doğallığıma atfettikleri tepkileri beni motive ediyor.

Uzun süreli bir ilişkiden sonra nasıl bir ruh hali içindesiniz?
Her ilişkiden sonra insanın ruh hali farklı oluyor. Yaşananların o ilişkideki tarafın kim olduğuyla çok alakalı. Böyle bir genelleme yapmam ve bu soruya öylesine bir cevap vermem zor. Her şey olabilirim; üzgün, kızgın, pişman ama en kötüsü hiçbir şey hissetmiyor da olabilirim.