Estetiğe ihtiyacınız mı var?

Yoksa psikolojiniz bozuk olabilir mi?

Estetiğe ihtiyacınız mı var?

Bu taleplerle gelen hastaya ne öneriyorsunuz?
O noktada tamamen altıncı hissimize güveniyoruz. Bu hastalar içinde şuna bakıyoruz; “Gerçekten fiziksel sıkıntısını çözdüğümüzde mutlu olacak mı, olmayacak mı?” Olacağına karar verdiğimizde beraber yola çıkıyoruz. Tedavi algoritması hep en küçük dokunuştan büyüğe doğru sıralanıyor. En kolay iyileşecek, en iyi hissettirecek uygulamayı öneriyoruz. En basiti yaptığınızda mutlu oluyorsa ve ikinci aşamada ‘daha’ derse bu kez bir-iki adım daha ilerliyoruz. Bu süreçte zaten hasta doktorunu, doktor da hastasını tanıyor.

Psikolojik rahatsızlığı olan hastalara nasıl yaklaşıyorsunuz?
Hasta gelip “Burun ameliyatı olmak istiyorum” diyor, sonra “Ağır depresyonum var, beş yıldır depresyon tedavisi görüyorum” diye ekliyor. Bu grubu genellikle ameliyat etmiyoruz. Bazen de ameliyat ettiğimizde hastanın kazandığı öz güvenle birlikte sorunlarında azalma olabiliyor. Biz istiyoruz ki ne istediğini bilen, doğru bilgi ile donanmış bireyler gelsin. Gerçek anlamda ne istediğini bilen hasta sayısı yüzde 20’yi geçmiyor. Orta yaş döneminde “Göz kapağımı kaldırın, burnumu yapın, göğüslerime ve kalçama da protez koyun” diye gelip hızlı karar veren hastaları dinlediğinizde genellikle sosyal hayatta bir mutsuzlukları olduğunu görüyoruz. “Geçen ay boşandım, işten atıldım” gibi dramatik bir hikaye çıkıyor altından. Bu yüzden bu kişiyi bir süre bekletmeniz lazım. Yapalım ama iki ay sonra yola çıkalım diyoruz.

Peki 65 yaş üstü hastalarınız neler talep ediyor?
65 yaş üstü gençleşmek için geliyor. Boyun germe, yüz germe gibi… Ekonomik gücüne, aynaya baktığında gördüğüne bağlı olarak kimi zaman yüz-boyun germe ameliyatı istiyor, kimi zaman dolgu-botoks ile idare ediyor. 65 yaşın üstüne çıktığımızda hastaların birkaç tanesi dışında, hepsi gerçekçi beklentilere sahip, ne elde edebileceğini biliyor, kabul ediyor ve yola çıkıyor.

Beden dismorfik bozukluğu
Prof. Dr. Reha Yavuzer estetikle ilgili bir hastalığa da dikkat çekiyor. “Beden dismorfik bozukluğu diye bir hastalık var. Bu, hastanın bedenini  lduğundan farklı algılaması demek.Hasta size ‘benim boynum sarktı’ diyor, bakıyorsunuz öyle bir şey yok, sonra ‘kaşım düştü, kaldırtmam lazım’ diye geliyor. Bu hastaların yaşı ile uyuşmayan ameliyat profilleri oluyor. Estetik cerrahi isteğe bağlı bir durum olarak algılandığı için bu bireyler ‘ben bunu istiyorum’ diye diretebiliyor. O noktada ne yaparsak yapalım ana karar merciinin hekim olduğunu, patronajın doktorda olduğunu bilmek ve hastaya empoze etmek lazım” diyor.Yazı: Mürsel Çavuş

Estetik ameliyatta amaç iyi görünmek mi? Her zaman değil! Bazen kadınlar başka arayışlarla doktorların kapısını çalıyor. Bu yüzden estetik ameliyat öncesi insanların kendilerini iyi sorgulaması ve ‘doğru motivasyon’ ile doktora başvurması şart.

Doktorun kapısını çalıyorsunuz. Göğüsleriniz küçük, burnunuzu çirkin buluyorsunuz ya da bedeninizde sonradan oluşan yaşlılık belirtilerini yok etmek niyetindesiniz. Peki tüm estetik ameliyat kararları bu kadar masumane mi? Kadınlar plastik cerrahların kapısını her zaman ‘güzellik’ için mi çalıyor yoksa başka dürtülere mi yenik düşüyorlar? Estetik yaptırma psikolojisini Rénee Klinik’ten Estetik Cerrah Prof. Dr. Reha Yavuzer ile konuştuk.

Estetik ameliyat talep eden kadınların profilinden bahseder misiniz bize?
Kadınların yaşları taleplerinde ciddi bir etken. Erken yaş grubu ile ileri yaş grubunun beklentilerini daha kolay çözüyoruz. Orta yaş grubu ise çok kompleks çünkü bu kadınların
yaşamı da öyle... 16-25 yaş arası kadınlar burun ve meme estetiği için kapımızı çalıyor. Yüzde 80’i göğüslerim küçük, yüzde 20’si ise büyük diyerek geliyor. Göğüs dokularının küçük olması ya da büyük ve sarkık olması onlarda psikolojik baskı yaratıyor. Gelip ameliyat oluyorlar ve mutlu bir şekilde ayrılıyorlar. Bu grup içinde tek sorun hatalı yönlendirilmeleri... Çünkü internette her şeyi araştırıyorlar, binlerce şey okuyor, her şeyin anında olabileceğini düşünüyorlar. Ameliyatın ameliyat olduğu algısı eksik, aile
iyi yönlendirmiyorsa, ameliyatı çarşıdan-pazardan çanta almak gibi görebiliyorlar. Bu beklentileri rafine ettiğimizde doğru bir hasta grubunu oluşturuyorlar.

Peki orta yaş grubunun estetik talep etme nedeni ne?
25-65 yaş arası kadınlarda durum kompleks. Çünkü onların hayatında; iş, eş, arkadaş, çocuk gibi birçok parametre var. Hayatları değişken. Birinci grup hasta, özgüveni az olan ama fiziksel olarak bu özgüven eksikliğine neden olabilecek kadar fiziksel sıkıntısı olmayanlar... Burun ameliyatı için geliyor ve “Buna kafayı o kadar takıyorum ki, çalıştığım şirkette masamın pozisyonunu bile burnumun görülemeyeceği bir açıya getirdim” diyebiliyor. Burada bir alarm çalıyor, bir obsesyon geliştirdiğini anlıyorsunuz. “Göğüslerim küçük diye sekiz senedir denize girmedim” diyen var. Bu düzeyde takıntı geliştirenler ameliyat sonrası en güzel sonucu alsalar dahi mutlu olmuyorlar, çünkü hayatlarındaki diğer mutsuzluk parametresi değişmiyor. Plastik cerrahi, mutluluk odaklı bir iş, hastamız mutsuz olsun istemeyiz. Bu yüzden bu tür durumlarda hemen ameliyat kararı almamak gerekiyor.

İkinci gruptakilerin bakış açısı nasıl oluyor?
Hayatının genelinden memnun değiller, bir eksiklik hissediyor ama ne istediğini de bilmiyor, size nokta hedef söyleyemiyorlar. Karşınıza oturduğunda, “Siz doktorsunuz, neyin düzeltilmesi gerektiğini siz söyleyin” demeyi tercih ediyorlar. Bu gruba, “Aynaya baktığınızda neden hoşlanmıyorsunuz?” diye soruyoruz. “Kulağımı da, burnumu da, göğüslerimi de değiştirmek istiyorum” diyor… Saydığı şeylerin bir kısmında haklı, bir kısmında haksız oluyor.