Aşkınızı sigortalayın!

Bu aslında hiç zor değil!

Aşkınızı sigortalayın!


Ne istediğinizi bilin
Sizi birkaç gün içinde terk edecek ya da sizi birkaç görüşmeden sonra bir daha aramayacak bir yakışıklının hayalini mi kuruyorsunuz yoksa sizi ömür boyu sarıp sarmalayacak, sevecek bir erkeğin hayalini mi? Önce nasıl bir ilişki istediğinizin tanımı yapın ve hayatınıza girmesi için bu aşkı çağırın. Evrenin mesajınızı alacağına emin olun! Hayatınıza doğru aşkı davet edin ve nasıl bir ilişki istediğinizi bilin.

Kin tutmayın
İlişkiler sırasında aklınızdan çıkarmamanız gereken bir kural var: Kin tutmamak! Mesela yıl dönümünüzde sevgiliniz size hediye almadığında ona öfkelenmeyin. Uzun ilişkilerin sırrının kin tutmamak olduğunu unutmayın. Bu konu her aklınıza geldiğinde ve özellikle tartışma sırasında söylememeye gayret edin. Hatta bu konuyu tamamen unutarak sevgilinize yıl dönümünüzde güzel bir hediye verin!

İlişkinin gerekliliklerini yerine getirin
Uzun yıllar evli kalan çiftlerin bunu nasıl başardıkları hep merak edilir. “Hiç mi aldatmadı?” ya da “Hiç mi yalan söylemedi?” gibi sorular akla gelir. Bir arkadaşımın annesine bu soruyu sorduğumda verdiği yanıt: “Ben sadece evli kaldım” oldu. Sizce de çok şey anlatmıyor mu?

Eğlenin, eğlenin, eğlenin
Hayat başkaları için eğlenceli bir şekilde akarken, sizin ilişkinizin seyri iyice monotonlaştı mı? Sürekli bulaşıkları toparlamak, televizyonun karşısında sızmak, faturaları ödemek ilişkinizin ateşini söndürmüş olabilir. Bunun için ikinizin de çaba göstermesi gerekiyor. Yeniden aranızdaki kıvılcımları hareketlendirmek için emek harcamalısınız. Ya da bunu hiç kaybetmemek için. Birlikte eğlenmeye çalışmak dibe doğru giden ilişkinizi canlandırabilir. Sevgilinizle eğlencenin peşinden koşun. Canınız nerede, ne zaman, nasıl eğlenmek isterse onu yapın.

İlişkide bir gece ışıkları söndürün!
Bazen sevdiğiniz adamın her şeyiniz olduğunu düşünebilirsiniz; sevgiliniz, dostunuz, terapistiniz, babanız… Ama aslında o sadece sizin sevgiliniz! İlişkinizdeki beklentilerinizi farklı yönlere çekmeyin. Bırakın kalan boşlukları gerçekten doldurması gereken insanlar doldursun. Bu yüzden haftada bir gün ilişkinize nefes aldıracak molalar verin. Herkes kendi arkadaşlarıyla dışarı çıksın; sorunlarını paylaşsın, gülsün, eğlensin, dedikodu yapsın, futbol maçı izlesin. Eve geri döndüğünüzde ikiniz de daha heyecanlı ve konuşkan olacaksınız.
Ev sigortası, hayat sigortası, mücevher sigortası… Bütün bu sigortalara sahip olmak zor ve yorucu değil. Bunlar bir şekilde hayatınızın bir parçası olabilir ve imzaladığınız poliçeler sayesinde uzun yıllar sizinle kalabilir. Ancak mutlu bir evliliğin ya da ilişkinin imzalanacak bir poliçesi ve geçerlilik süresi olamaz. Evliliğinizin ya da ilişkinizin tek sigortası siz ve yaptıklarınız olabilir ancak. Yapılan araştırmaların çoğu evliliklerin gün geçtikçe mutsuzluğa sürüklendiğini ve boşanmaların arttığını gösteriyor. Ki artık araştırmalara gerek kalmadan sürekli çevremizde kötü giden evlilik hikayelerini dinleyip duruyoruz. Elbette her ilişkinin zor ve sıkıcı yanları olabilir. Bahsettiğimiz bu değil.
Zaten eğer hiç sorunumuz yok diyorsanız, o zaman ya yalan söylüyorsunuz ya da sizin göremediğiniz ve ters giden bir şeyler var. İlişkinizin yolunda gitmesini istiyorsanız ilişkinizin dinamiklerini iyi belirleyin. Romantizminiz kayalara çarptığında sizi kurtaracak bir sahil güvenlik ekibi bulamayabilirsiniz. Sığınacağınız tek botun siz ve sevgiliniz olduğunu unutmayın ve önerilerimize kulak verin.

İlişkinizin sizin için anlamını bulun!
Boşlukları doldurun ve ilişkinizin hayatınızdaki yerini öğrenin! Bu kolay ve eğlenceli test, kişiliğinizin ve ilişkilerinizin derinliklerine dair ipuçları veriyor. Aşağıdaki durumları zihninizde canlandırın ve aklınıza gelen ilk yanıtı not alın. Soruların üzerinde derinlemesine düşünmeyin ve tüm soruları yanıtlamadan ‘değerlendirme’ bölümüne geçmeyin!

1. Bir koruda yürüyorsunuz. Kiminle birliktesiniz?..................
2. Koruda yürümeye devam ediyorsunuz.
Bir hayvan görüyorsunuz? Hangi hayvan?
3. Hayvanla aranızda nasıl bir etkileşim oluyor?............................
4. Koruda ilerliyorsunuz. Boş bir alana geldiniz ve hayallerinizdeki ev karşınızda duruyor.
Evin büyüklüğünü tarif edin…........................................
5. Hayallerinizdeki evin etrafında çit var mı?.....................
6. Eve girdiniz. Yemek odasında, yemek masasını görüyorsunuz. Masanın üzerinde ve etrafında gördüklerinizi tarif edin…...............................................
7. Evin arka kapısından dışarı çıkıyorsunuz. Çimenlerin üzerinde bir bardak gördünüz.
Bardak hangi malzemeden yapılmış (seramik, kağıt, plastik vs.)?…........................................
8. Bardağı ne yapıyorsunuz?............................................
9. Bahçenin sonuna doğru yürüdüğünüzde karşınıza bir su çıkıyor. Bu ne tür bir su birikintisi (çay, okyanus, göl vs.)?….............................................
10. Suyun karşı tarafına nasıl geçeceksiniz?.........................


Değerlendirme
1. Birlikte yürüdüğünüz insanın hayatınızdaki en önemli kişi olduğunu düşünüyorsunuz.
2. Hayvanın büyüklüğü, hayatınızdaki problemleri ne kadar büyük gördüğünüzü yansıtıyor.
3. Hayvanla aranızdaki etkileşimin şiddeti, problemlerinizle nasıl başa çıktığınızı gösteriyor (pasif, agresif vs.).
4. Hayallerinizdeki evin büyüklüğü problemlerinizi çözmek konusundaki hırsınızı yansıtıyor.
5. Evin etrafında çit olmaması açık bir kişiliğiniz olduğunu, bir çitin varlığıysa kapalı bir kişiliğiniz olduğunu gösteriyor.
6. Yanıtınızda çiçekler, yiyecekler ya da insanlar yoksa genel olarak mutsuzsunuz.
7. Bardağın yapıldığı malzemenin dayanıklılığı, birinci soruda geçen insanla ilişkinizi ne kadar uzun ömürlü gördüğünüzü gösteriyor. Örneğin, plastik veya kağıt kullandıktan sonra atılır, seramik ve cam dayanıklı değildir. Metal ise uzun ömürlüdür.
8. Bardakla ne yaptığınız birinci soruda geçen insana karşı tavrınızı gösteriyor. Bardağı atarsanız onu atarsınız, elinizde tutarsanız onunla yürürsünüz.
9. Su birikintisinin büyüklüğü, cinsel isteğinizin dozunu yansıtıyor.
10. Suyu geçerken ne kadar ıslandığınız cinselliğin sizin için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Aşkınıza rol model bulun

Sadece arkadaşlıklarını değil, aralarındaki cinsel çekimi de yıllar boyu dinamik bir şekilde sürdürebilen çiftlere odaklanın. Etrafınızda yaşanan güzel ilişkileri aklınıza getirin. Mesela anneannenizin ve dedenizin ilişkisini! Onların evlilik yıl dönümleri, güzel anları sizin ilham kaynağınız olsun. Bazen de tam tersi bir durum sizin hatıra poliçenizi oluşturabilir. Mesela anneniz ve babanız siz ergenlik dönemindeyken ayrıldı mı? Sonra da mutsuz mu oldu? Kavga ederken ve ilişkinizi bitirmeyi düşünürken aklınıza bunu getirin: “Annem ve babam gibi bitirmek mi istiyorum?”

Yeni yerler keşfedin

Aylar hatta yıllar öncesinden tatil planı yapmayın. Tatile gitmeye karar verin ve kendinize “Neyi keşfetmek istiyoruz?” diye sorun. Birlikte bir karar verin ve tatile öyle çıkın. Emin olun bu keşfetmek istediğiniz yerden daha çok sevgilinizi yeniden keşfetmenize yardımcı olacak. Bu sayede ilişkinizin dinamiklerini yeniden harekete geçirmeniz de mümkün.

Gülüp geçin
Ateşli bir tartışmanın pençesindeyken, ilişkinin yanıp kül olduğunu akılda canlandırmak çok kolay. Bunun yerine, gözünüzde şunu canlandırın: Şu andan birkaç saat ya da birkaç gün sonra kavganızın külleri uçup gidecek ve size yaptığınız tartışma çok saçma görünecek. Çoğu çift, yerde duran çoraplar gibi küçük şeyler için yüzlerce kez tartışır. Büyük resme bakarsanız, bu tip şeylere bağırmak yerine gülüp geçebilirsiniz. Tartışmaların ortasındaki küçük kıkırdamalar (ki karşınızdakinin endişelerini hafife alıyormuş gibi değil) durumu tatlıya bağlayabilir. Kavga ederken bir de bunu deneyin.

Kimin haklı olduğunu tartışmayı bırakın
Her olayın sonunda kimin haklı olduğunun muhakemesini yapmayın. Partnerinize hak vermesiniz bile olaya onun bakış açısından da yaklaşmaya çalışın. Bu, aranızdaki anlaşmazlıkları çözebilir. Ya da en azından tüm gece kim haklı tartışması yapmak yerine oturup keyifli bir film izlemenizi sağlayabilir! Bu tarz tartışmalar sırasında derin derin nefes alarak rahatlamaya çalışın. Ve konuyu değiştirmek için iyi niyetli küçük çabalar gösterin. Hatta konuşmanızı bir gün erteleme teklifinde bulunun. Bu sayede iki taraf da rahatlayacak... Erteleme kararının ardından surat asarak oturmanın yasak olduğunu söylememize gerek yok sanırım! Günlük konulardan, komik şeylerden bahsedin… En azından ertesi güne kadar.

Ayda bir kendinizi gözden geçirin
Sevgilinizle çok fazla vakit geçirmeniz, onu en iyi tanıyan insanın siz olduğunuzu göstermez. Ortak bir havlu kullanabilir, yediklerinizi hatta giydiklerinizi paylaşıyor olabilirsiniz. Bu sizi birbirini en iyi tanıyan iki insan yapmaz. Herkesin hedefleri, ilgi alanları ve endişeleri aynı olmayabilir. Bu yüzden ilişki terapistlerinin çiftlere önerileri, ayda bir gün televizyon izlemek yerine birbirleri hakkında daha önemli konulara parmak basmaları. Bunun en kolay yolu da soru sormaktan geçiyor! Günlük rutininizden sıyrılın ve sevgilinize şu soruları sorun: “Hayatın hakkında ne düşünüyorsun?”, “Beş yıl içerisinde hayatımızda ne tür değişiklikler istiyorsun?” Bunu düzenli olarak yapmanız bir takım gibi hissetmenizin altyapısını oluşturacak. Eğer bunu yapmazsanız sadece birlikte yaşayan ve birbirini izleyen iki insana dönüşebilirsiniz.

Hatırlayın
Nostalji, dünyada fazla önemsenmeyen en önemli afrodizyaklardan biri. Bu yüzden uzaklara gitmenize gerek yok… Ona, size altı ay önce gönderdiği mailleri ya da daha önce gittiğiniz bir filmin biletini göstermeniz yeterli. Bu minik hediyeler, neden hala beraber olduğunuzu size bir kez daha hatırlatacak. Birlikte mutlu göründüğünüz bir fotoğrafı bastırarak onu, yatağınızın başucuna koyun. Her sabah kalkmadan önce ve akşam yatarken, ne kadar mutlu olduğunuzu hatırlayacaksınız. Bazen eski bir fotoğrafa bakmak bile ilişkinizi tazeleyebilir.