Bilinmeyene doğru bir sitil yolculuğu

Filmde, steril dünyasında istediğini bulamayan 19 yaşındaki Alice

Bilinmeyene doğru bir sitil yolculuğu

Beyaz tavşanın peşinde
Beyazperdenin en büyülü masallarını anlatan Tim Burton, bizi kışın tüm karamsarlığından hızlı bir şekilde çekerek, gizem ve tehlikenin harmanlanıp, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir dünyaya sürüklüyor.

Alice In Wonderland

Oxford Üniversitesi’nde matematik profesörü olan Charles Lutwidge Dodgson’ın, 1865 yılında Lewis Carroll takma adıyla yazdığı kitabı 2010 yılı seyircileri için uyarlayan Burton, başrol için porselen bir bebeği andıran Avustralyalı oyuncu Mia Wasikowska’yı seçmiş. Hikayenin kilit karakterlerinden olan Çılgın Şapkacı rolünü ise, hem Burton’ın, ben dahil bütün kızların favorisi, Johnny Depp kapmış durumda. Göz alıcı kadroda, Beyaz Kraliçe’yi kumral saçlarını platine boyatıp narin bir meleği andıran Anne Hathaway ve Kırmızı Kraliçe’yi cildinde kusursuz bir beyaz tonu tutturmuş, ateş kızılı saçlarıyla Helena Bonham Carter canlandırmakta. Helena Bonham Carter’ın Tim Burton’ın eşi olduğunu da not düşelim! Haliyle, yönetmen görsel bir dahi olunca, filmi sadece sinemaseverler değil, moda dünyasını da taze tüyolar için yakın takibe almış durumda. Aslında, filmin çıkmasını bekleyemeyen modacılar ve makyaj ustaları, geçen yıl sinema salonlarında sergilenen afişlerden o kadar etkilendiler ki, savunmasız ve masumane Alice başta olmak üzere, filmdeki tüm kahramanlardan ilham alan kreasyon ve makyaj detayları, tüm moda dünyasını hakimiyeti altına almayı çoktan başardı bile. Tavşan deliğinden içeri bakmaya korkmayan tasarımcılar, Alice’in arkasından bu sürreal diyara son sürat koşmaya başladı. Bergdorf Goodman, filme olan heyecanını saklayamayıp geçen yılın sonunda bu rüya gibi macerayı tüm olağanüstülüğüyle vitrinlerine taşırken, Fransa’nın ünlü çok katlı mağazası Printemps ise 1 Şubat-13 Mart tarihleri arasında Boulevard Haussmann’daki bütün vitrinleri için tasarımcılarla anlaştı. Printemps, Paris Moda Haftası’yla aynı döneme denk gelen tarihlerde vitrinlerini süslemesi için Christopher Kane, Maison Martin Margiela, Bernhard Willhelm, Haider Ackermann, Chari Arora, Chloé, Ann Demeulemeester ve şubat ayında kaybettiğimiz Alexander McQueen gibi dev isimlerden Alice için elbise tasarlamalarını istedi. Printemps, iç dekorasyonunu ise çılgın çay partisinden esinlenen fosforlu yeşil makaronlar ve havada uçuşan kocaman bir çay demlikle tamamlarken, hikayenin karanlık bölümünü temsil eden sihirli mantarları da, mor çantaların sergilendiği duvara yerleştirilen buğulu dev mantar resimleriyle sağladı. Alice’in 18. yüzyılın rokoko dönemini andıran uçuk mavi uzun ipek elbisesi, kraliçenin romanesk stilli, ağır ve zengin işlemeli koyu renk elbisesi, Çılgın Şapkacı’nın ise kabarık saçlarını kontrol altına tutmaya çalışan hayal ürünü şapkalar, vitrinlerde hayat buldu. Walt Disney Signature için Alice’i şeker tonunda elbiselere bürüyen ünlü tasarımcı Sue Wong, Kızıl Kraliçe için yerlere kadar uzanan, bol işlemeli kan ve duman rengi elbiseler hayal ederken, filmin gizli hayranları ise, elbiseler yerine.

Alice harikalar diyarında
Harikalar Diyarı’nda Alice, kimi zaman denizin altında, kimi zaman Boğaz kenarında, kimi zaman da bir ormanda yürüyüşe çıkıyor. Kendi kalesini korumaktan, bunun için çatışmaktan çekinmiyor ve maceranın peşi sıra yollara düşüyor.