Moda teknoloji

Defileler, podyumlardan internete bilgisayarlardan ise evlere.

Moda teknoloji

Twitter’ı aktif kullananlar moda markaları ve tasarımcıları ile sınırlı değil: Moda dergileri, moda web siteleri ve moda blogger’ları da Twitter’ı aktif olarak kullanıyor. En son moda haberlerini, editoryal moda çekimlerini, sokakta çektikleri fotoğrafları, reklam kampanyalarını yazıyorlar ve moda dünyasındaki gelişmeleri anında takip etmek isteyenlerin listelerine giriyorlar. Ünlü moda blogger’larından Bryan Boy’un Twitter’daki yazılarını, dedikodularını, fotoğraflarını takip eden 18 bine yakın takipçisi var. Twitter’dan gördüklerini anında güncellesin diye Dolce&Gabbana defi lesinde önüne laptop konuldu. İlkbahar-yaz 2010 defilesinde en ön sırayı blogger meslekdaşları ile paylaşıyordu: Tommy Ton (JakandJil), Garance Dore ve Scott Schuman (The Sartorialist). Bu dörtlü, dünyanın en büyük lüks departman mağazalarının satın almacılarının önünde, en havalı yerde oturuyorlardı. Moda dünyasına bomba gibi düşen bu “Blogger’lar, D&G defi lesinde en ön sıradaydı!” mevzusu, moda blogger’larının etkisini fosforlu kalemle çizen bir olay olarak günlerce konuşuldu; gazetelere, web sitelerine, dergilere konu oldu. İnterneti yeni defile platformu olarak kullanmayı Viktor&Rolf başlattı. Ekim 2008 tarihinde sadece internet sitesinde gerçekleştirdiği ilkbahar - yaz 2009 defilesi ile onbinlerce kişiyi internet sitesine çekti ve sitesi çöktü. Viktor&Rolf’un online defilesi arkasından LV, Alexander McQueen gibi birçok markanın gelmesine öncülük etti. Alexander McQueen illkbahar-yaz 2010 defilesinde podyuma yerleştirilen 2 hareketli kamera sayesinde hem defileyi, kıyafetleri, mankenleri, hem defileye gelenleri, hem de defile arkasındaki hareketi internet sitesi üzerinden defileye gelme fırsatı olmayanlara ulaştırdı. Burberry, 23 Şubat’ta Londra’da gerçekleşen defilesini üç boyutlu olarak New York’a, Paris’e, Dubai’ye, Tokyo’ya ve Los Angeles’a da taşıdı. Paris’teki Colette, New York’taki Skylight Studios gibi mekanlarda özel kurulan sistemle oradaki izleyecilere an be an akan defile, moda-internet-tüketici üçgenindeki en heyecan verici gelişmelerden biri oldu! Üstelik sadece interneti değil, video, performans, fotoğraf, müzik gibi birçok disiplini de bünyesine katması ile multidisipliner fikirlere öncülük ediyor. Örneğin Karl Lagerfeld Chanel koleksiyonlarını, temasına uygun videolarla destekliyor ve Youtube’da milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Üstelik internet ile de sınırlı kalmıyor, koleksiyonlarını iPhone uygulamalarıyla iPhone kullanıcılarına da ulaştırıyorlar. Dolce&Gabbana son koleksiyonunu, www. net-a-porter.com sitesine en son eklenen ve satışa çıkan en taze kıyafetlerini iPhone uygulamalarıyla bizlere ulaştırıyor. Artık moda defileleri, sınırlı davetiyelerle kapalı kapılar arkasında olan bir ‘kulüp’ deneyimi olmaktan çıkıp, ilgilenen herkesin seyredebildiği bir deneyime dönüşüyor. Modanın zümreleşmekten sıyrılıp demoktratikleşmesini; lüksü satın alabilenden, ilgisi olup da alım gücü olmayana kadar ulaşmasını sağlıyor.

Web 2.0’ın sosyalleşme, paylaşma, katılma filozofisi ile, modanın zümreden çıkıp daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen politikası tabanlarında örtüşüyor ve bunun uzantısı olarak da moda internet ve teknoloji platformunda yerini alıyor. Moda markaları sadece kısıtlı bir gruba çok pahalı ürün satarak geleceğe taşınamayacaklarını fark edeli çok oldu. Bu sebeple daha geniş ve genç bir kitleye ulaşmak istiyorlar. İster bir ruj olsun, ister bir anahtarlık; daha çok adette, daha az pahalı ürünler satmak oldu yeni milenyumda hedefleri! Daha geniş ve genç kitlelere ulaşmalarını sağlayan en iyi mecra internet olduğu için de moda markalarının internette ve sosyal medyada aktifliğini görmeye devam ediyor olacağız.
Oda, kendi disiplini ile diğer disiplinleri ustaca birleştirmeyi başaran istisnai sektörlerden biri. Fotoğraf, video, performans, sanat, endüstriyel tasarım, mimari, mobilya gibi birçok farklı disiplini bünyesine sokmayı beceren moda, son zamanlarda ise teknolojiyi ve interneti baştacı ediyor. İnterneti, sosyal medyayı akıllıca kullanıyor ve internetten satış ve promosyonu için verimli bir şekilde faydalanmayı beceriyor.

Birçok ünlü lüks markası Facebook’ta grup, Twitter’da hesap açtılar. Olay, markalarla da kalmadı; markaların tasarımcıları Karl Lagerfeld, Paul Smith, Stefano Gabbana, Stella McCartney, Gap’in baş tasarımcısı Patrick Robinson gibi isimlerin de on binlerce kişi tarafından takip edilen Twitter hesapları var. Dolce&Gabbana Milano Moda Haftası öncesi hazırlıklarını, stresini ve heyecanını Twitter üzerinden takipçileri ile paylaşırken, Karl Lagerfeld, daha çok ‘özlü sözleri’ ile Twitter’ını besliyor. Böylelikle, sadece moda markalarını değil, arkasındaki tasarımcıların hayatlarını da takip edebildiğimiz bir mecra sunuyorlar biz fani moda severlere! Louis Vuitton, ki interneti en iyi kullanan lüks moda markası olarak biliniyor defilesini aynı dakikalarda Facebook sayfasında da yayımlayarak dünya çapındaki takipçilerine ulaştırıyor. Louis Vuitton’un, bugün Facebook sayfasına 921.700 kişi üye. Fan sayısı öyle hızlı artıyor ki; ben bu yazıyı yazarken ve siz bu yazıyı okurken arada geçen sürede binlerce kişinin daha eklenmiş olacağına eminim!