Başarılı, sportif ve dalgalarla dost!

Dört kadın. Dört farklı yılda, dört ayrı mevsimde, dört farklı kıtada uzun mesafeler yüzmek için çıktılar yola. Kendilerine de 4ForBlue dediler. Siz bu dergiyi okurken belki de onlar Manş Denizi’nin soğuk sularında kulaç atıyor olacak! İngiltere’den Fransa’ya yüzerek geçecek ilk Türk kadın yüzme takımını sizinle tanıştıralım.

Başarılı, sportif ve dalgalarla dost!

Neden 4ForBlue?
Dört yılda tamamlanacak bir projenin ilk adımı Manş Geçişi... Dört yılda, dört kıtada, dört mevsimde, dört denizde yüzecek dört kadın... Denizin derin maviliklerine adanmış, kalpleri yüzme sporunun heyecanı ile atan bu dört kadın kendilerine bu ismi uygun görüyor.

İki ülke bir deniz
Büyük Britanya Adası’nı Fransa’dan ayıran Manş Denizi, Atlas Okyanusu ile Kuzey Buz Denizi’ni de birleştiriyor. Uzunluğu 563 km, en geniş yeri 240 km olan denizin ortalama derinliği ise yaklaşık 120 metre. İngiltere ile Fransa’nın birbirine en yakın olduğu, 33 km uzunluğundaki Dover Boğazı ise denizin en dar kısmına karşılık geliyor. Manş Denizi Geçişi de bu noktadan yapılıyor. Yaz mevsiminde bile 16-18 derece arasında değişen soğuk suyu, gelgit akıntıları, yoğun deniz trafiğinin yanı sıra deniz yüzeyindeki atıklar, denizanaları ve gece karanlıkta yüzme bu geçişin zorluklarından bazıları... Tüm bu etkenler ise yüzülen mesafenin 33 km ile sınırlı kalmayıp, kimi zaman 60 km’yi bulmasına neden oluyor. Ortalama 12-14 saat süren geçişler de kimi zaman 16 saate dek uzayabiliyor. İlk kez 1875 yılında Matthew Webb tarafından geçilen bu denizi tek başına geçen ilk Türk kadını ise 1979 yılında Nesrin Olgun Arslan oldu.Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal

40'LARIN BAŞINDA YÜZMEYE GÖNÜL VEREN SEDA KANSUK’UN ARKADAŞLARI ARASINDA YAPTIĞI ‘ARTIK SIRA MANŞ’TA!’ ŞAKASI GERÇEKLEŞMEK ÜZERE...
Çocuklarının bir sporla ilgilenmesini isteyen, kendi halinde ebeveynlerken bir anda dünyanın en önemli boğazlarından birini geçmeye karar veren Seda Kansuk ve Sadiye Kuş, onlara Sinem Tüzer ve Günışığı Ceren Cansızoğlu’nun da katılmasıyla birlikte 4ForBlue adıyla Manş Denizi’ni geçecek. Ekip, temmuz ayının ikinci haftasında gerçekleştirecekleri geçişin ardından Manş Denizi’ni geçen ilk Türk kadın yüzme takımı unvanına sahip olacak. Bu önemli olay öncesi bir araya geldiğimiz yüzücülerle, hayalden gerçeğe dönüşen hikayelerini konuştuk. Ekibin en genç üyesi Günışığı Ceren Cansızoğlu, Amerika’da olduğu için aramızda olmasa da onun da kulaklarını bol bol çınlattık. Basın organlarında artık sıkça rastladığımız açık su yani deniz yarışmaları, son yıllarda ülkemizde büyük ilgi görüyor. Popülerliği günden güne artan bu etkinliklerde elit ve amatör sporcuların yanı sıra siyaset, sanat, iş dünyasından ünlü isimler de yer alıyor. Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışı, Datça Kış Maratonu, Meis-Kaş Açık Su Yüzme Yarışı en çok bilinen ve ilgi gören yarışlar arasında yer alıyor. 4ForBlue’nun ortaya çıkması da böyle bir yarışa denk geliyor. Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na katılan Seda Kansuk’un yolu yüzücüleri start noktasına götüren vapurda Sadiye Kuş ile kesişiyor. Kansuk, Kuş’la sohbet ederken söz Manş Denizi’ni yüzerek geçme hayaline geliyor. Bu fikirden büyük heyecan duyan Sadiye Kuş teklifi kabul ediyor. Ama üzerlerinde mayo, bone ve terlikten başka hiçbir şey olmayan iki kadın, yalnızca birbirlerinin isimlerini öğrenip yarışa başlıyor. Sosyal medya aracılığıyla iletişim kuran ikili bu kez de hayallerini birlikte gerçekleştirebilecekleri başka isimlerle görüşüyor. Seda Kansuk triatlon sporcusu Günışığı Ceren Cansızoğlu’na, Sadiye Kuş da o güne dek oğlunun sınıf arkadaşının annesi sıfatını taşıyan ancak master yüzücü olduğunu bildiği Sinem Tüzer’e teklif götürüyor. Her ikisi de olumlu yanıt verince hazırlıklar başlıyor.

Önce tekne, sonra eğitim
Açık su yüzücülerinin Everest’i olarak kabul edilen ‘Manş Denizi Geçişi’ zorlu bir parkur olmanın yanı sıra dileyen herkesin aşamayacağı bir yol. Birtakım hazırlıkların yapılması gereken bu geçiş için bir yıl önceden çalışmalara başlanıyor. İlk aşamada bir tekne bulmak gerekiyor. Çünkü her yıl sınırlı sayıda yüzücünün, yine sınırlı sayıda olan tekneleri rezerve etmesi ve geçişi bu şekilde yapması gerekiyor. Listedeki ilk maddenin üzerini çizen ekip, bu kez de onları destekleyecek bir sponsor arayışına giriyor. Elbette yüzme antrenmanlarına da hiç ara vermeden! Spora verdiği destekle tanınan, Türkiye’nin en büyük teknoloji marketlerinden birine sundukları projenin kabul edilmesiyle sponsor desteğini de arkalarına alıyorlar.

Soğuk suda günde 10 saat
Manş Denizi dünyanın en soğuk denizleri arasında yer alıyor. Bu nedenle yalnızca yüzmek değil, soğuk suya karşı dirençli olmak da gerekiyor. Geçişleri düzenleyen organizasyon da yüzücülerin bu kriterlere uygun olmaları şartını koyuyor: “16 derece veya daha soğuk sularda, en az iki saat yüzebilmek ve bunu belgelemek!” Burada devreye Sadiye Kuş giriyor ve Malta’da ihtiyaçları olan belgeyi alabilecekleri yüzme kampını buluyor. Kendileri gibi soğuk deniz geçişi yapacak İngilizlerden oluşan bir ekiple çalışmalara başlıyorlar. Antrenörleri ise açık su yüzücülüğünün Nirvana’sı sayılan, yedi ayrı denizde gerçekleşen ‘Oceans Seven’ isimli parkuru tamamlayan altı kişiden biri olan İngiliz Adam Walker oluyor. 4forBlue ekibi, altı günlük eğitim boyunca neredeyse uyku ve yemek dışındaki tüm zamanını Malta’nın soğuk sularında geçirerek takım halinde ‘Manş Denizi Geçişi Yüzebilirlik Belgesi’ni almaya hak kazanıyor. Hatta, ekibin genç üyesi Günışığı Ceren Cansızoğlu, tam altı saat aralıksız yüzerek Manş’ı solo geçmeye de hak kazanıyor. Bu eğitimde geçiş sırasında onlara çok yardımcı olacak beslenme ve kara egzersizi eğitimlerini de alıyorlar. Malta’daki kampın yanı sıra, Manş Denizi’nde onları bekleyen soğuk suya alışmak için kış aylarında Bozcaada ve İzmir’de soğuk su antrenmanları, tekniklerini geliştirmek için de havuz antrenmanları yapıyorlar.

Sıra geldi geçişe

Büyük bir heyecanla hazırlıklarını sürdüren ekip, Günışığı Ceren Cansızoğlu’nun da aralarına katılmasıyla birlikte temmuz ayının ilk günlerinde İngiltere’ye gidecek. Ancak ne zaman geçişi gerçekleştirecekleri belli olmadığı için her an yüzmeye hazır olarak, o önemli anın gelmesini bekleyecekler. Neden mi? Bunun nedenini Seda Kansuk şu sözlerle anlatıyor: “Manş Denizi geçişini yapmak isteyen ekipler için belli tekneler hizmet veriyor. Deniz trafiğinin yoğun olduğu bu güzergahta her teknenin kaptanı belli bir program dahilinde anlaşmış olduğu ekibe refakat ediyor. Ama bunun ne zaman olacağı tamamen onların inisiyatifine bağlı. Bu nedenle biz de ne zaman yüzeceğimizi bilmiyoruz. Kaptanın bizi arayıp, ne zaman geçeceğimizi söyleyeceği anı heyecan içinde bekliyoruz.” Bayrak yarışı mantığıyla gerçekleşecek geçiş sırasında teknede dört kişilik ekibin yanı sıra kaptan, yardımcısı ve geçişin kurallara uygun yapıldığını belgeleyecek gözetmen dışında sponsor firmadan dört kişi bulunacak. Bir kişi denizdeyken, diğer üç yüzücü teknede onu bekleyecek. Bir saatlik tur tamamlanmak üzereyken, sıradaki takım arkadaşı denize girecek ve önceki yüzücüyü geçerek yoluna devam edecek. Kalan iki kişi ise tekneye gelen arkadaşlarının ısınma ve beslenmesine yardımcı olacak. Dönüşümlü yüzüleceği için karaya kimin ayak basacağı şu an için öngörülemese de ekip, İngiltere’nin Dover Boğazı’ndan denize ilk girecek ismin projenin fikir annesi Seda Kansuk olması konusunda hemfikir. Eğer kaptan izin verirse, finişi de yine hep birlikte yapmak istiyorlar. Ne diyelim, kulacınıza sağlık! Türk kadınının isterse neler başarabileceğini gösterdiğiniz için hepinize teşekkürler...

Seda Kansuk
Başarılı, sportif ve dalgalarla dost! - Resim : 1
Projenin fikir annesi olan Seda Kansuk, 1971’de İzmir’de doğdu. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitiren Kansuk, halen İzmir’de eczalık yapıyor. Yüzmeye 2012 yılında çocuklarını yüzme antrenmanlarına getirip götürürken başlayan Kansuk, Erkan Günay antrenörlüğünde çalışmalarını sürdürdü. Katıldığı tüm havuz yarışlarında dereceye girmesinin yanı sıra bir de Türkiye rekoru kırdı. 9 Eylül Üniversitesi’nin lisanslı yüzücüsü olan Seda Kansuk, 2013’ten bu yana açık deniz yarışlarına da katılıyor. Seda Kansuk, evli ve iki çocuk annesi...

Sadiye Kuş
Başarılı, sportif ve dalgalarla dost! - Resim : 2
1972 yılında ABD’de dünyaya gelen Sadiye Kuş, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Dermatoloji uzmanlığını Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayan Kuş, 40 yaşında antrenörü Emrah Özsevim ile yüzme çalışmalarına başladı. Halen Han Batur Master Yüzme takımının yüzücüsü olan Kuş, kendine koyduğu İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçme hedefini gerçekleştirdikten sonra bu kez gözünü Manş Denizi’ne dikti... Havuz ve açık deniz yarışlarında kendi yaş grubunda çeşitli dereceler kazanan Dr. Kuş, iki genç çocuğu olmasına ve haftanın altı gününü çalışarak geçirmesine rağmen hedefine ulaşmak için haftada beş gün antrenman yapıyor.

Sinem Tüzer
Başarılı, sportif ve dalgalarla dost! - Resim : 3
1973 yılında İzmir’de doğan Sinem Tüzer, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliği ve işletme yüksek lisans eğitimini tamamladı. 17 yıldır aktif olarak çalışan Tüzer, halen özel bir şirkette insan kaynakları alanında görev yapıyor. Yüzme kariyeri, ilkokuldayken okullarına gelen kulübe kendi başına kaydolmasıyla başlayan Tüzer, dört yıl aktif yüzdükten sonra bu spora uzun bir ara verdi. Ta ki 2007’de Galatasaray Master Takımı yüzücüsü olana dek... Açık deniz ve havuz yarışlarında birçok derecesi olan Tüzer’in, İstanbul ve Çanakkale Boğazı birincilikleri de bulunuyor. Yoğun iş temposuna rağmen yüzmeye vakit yaratan Sinem Tüzer, evli ve iki genç çocuk annesi...

Günışığı Ceren Cansızoğlu
Başarılı, sportif ve dalgalarla dost! - Resim : 4
1985 yılında İzmir’de dünyaya gelen Günışığı Ceren Cansızoğlu, 18 yaşında başlayan spor hayatında önemli başarılara imza attı. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Cansızoğlu, 2003’te Üstün Erek ile yüzme, Hikmet Kandeydi’yle de atletizm antrenmanlarına başladı. Dalgıçlık ve cankurtaranlık brövelerine sahip, aynı zamanda da triatlet olan Cansızoğlu, havuz ve açık su yarışlarında çeşitli dereceler aldı. 2014 yılında katıldığı yarışta Half Ironman unvanı almaya hak kazanan Günışığı Ceren Cansızoğlu’nun en büyük destekçileri annesi Hacer ve kardeşi Adasu...