Bir rüya gerçek oldu

Hayatta imkansız diye bir şey yok! Bu yazıda adı geçen isimler birbirlerini hiç tanımıyordu. Birinin hayalleri diğerininse kocaman bir yüreği vardı. Yolları kesişti.

Bir rüya gerçek oldu

Yazı: Gülru İncu


Kübra Cırık için rüya olan İtalya seyahati gerçekleşti. Dahası mı? Tabii ki var: En çok da kızlara eğitim hakkı verilsin diye bu yazıyı dikkatle okuyun! Belki sizin de yapmak istediğiniz bir şey vardır...

Bu yüzyılda hala ‘kızlar okusun’ diye başlayan cümleleri kuruyor olmak en basit tanımıyla insanın birden fazla duyguyu aynı anda yaşamasına neden oluyor; şaşkınlık, üzüntü, kızgınlık, öfke… Diğer yandan bu durumu kökten etkileyen ekonomik nedenlerin varlığı da insanın çaresizliğini tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Bu yazının kahramanı olan Kübra Cırık, Mardin’de altı çocuklu bir ailenin en küçük üyesi. Kız çocuklarının okutulmasına destek olan Payda Derneği’nin koruması altında. Babası uzun yıllar önce trafik kazası geçirince çalışamaz hale gelmiş. İlkokul, lise ve üniversiteden itibaren maddi durumu yetersiz ve başarılı öğrencilere destek veren Payda Derneği, lise üçüncü sınıftan itibaren Kübra’ya destek olmaya başlamış. Kübra, bugün 20 yaşında, İskenderun Teknik Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Aynı zamanda satış danışmanlığı yapıyor. Ailesi Mardin’de yaşadığı için sık sık görüşemiyorlar. Okul döneminde derslerin yoğunluğu engelliyor gidip gelmesini, yaz aylarında da ailesinin maddi durumu yeterli olmadığı için çalışıp para biriktirmek zorunda kalması özlemi artırıyor. Kübra Cırık, Türkiye’nin pek çok yerinde görmeye alışık olduğumuz ‘yap-boz’un bir parçası. Annesi gençlik yıllarında öğretmenliği kazanmış ama ailesi yüksek öğrenim yapmasına izin vermemiş. Babası ise henüz çocuk denecek yaşta mecbur tutulmuş çalışmaya. Bu durumun ailesinin içinde kapanmayan bir yara olduğunu, kızlarının okuması için var güçleriyle ısrar etmelerinin altında belki de bu yaranın yattığını söylüyor. Mardin’de aile yapısı nasıl? Kız çocuklarının okutulmasıyla ilgili sorunlar var mı? Mardin’de genç bir kız günlerini nasıl geçiriyor? Toplum içinde kadının yeri ne? Mardin söz konusu olduğunda kadının toplumdaki yeriyle ilgili birçok soru geliyor insanın aklına ister istemez. Kübra Cırık, Mardin’de geleneklere bağlılığın temel kural olduğunu söylüyor. “Kız çocuklarının okutulmasıyla ilgili eskisi kadar sorun yok. Aileler biraz daha bilinçlenmiş durumda şu an ama bazı ilçe ve köylerde bu sorun hala devam ediyor. Mardin’de bir genç kız, kardeşlerine bir anne-baba kadar bakmakla  yükümlü. Kızlar belli bir yaşa gelince ev işlerinden sorumludur, bu annenin değil artık kızın görevidir. Tabii ailenin yükümlülüğü de belli bir yaştan sonra kızın üzerindedir.” Ve Kübra Cırık’ın yolu bir gün enteresan bir şekilde Seval Demirel ile kesişiyor ve bu tatlı tesadüf iki kadının beraber İtalya turuna çıkmasına vesile oluyor.

YOLCULUK BAŞLIYOR
Kübra Cırık gibi çok çocuklu bir ailenin en küçüğü olan ve yıllar sonra fırsat bulunca seyahat izlenimlerini yolnotlari.com adlı sitesinde paylaşan Seval Demirel’in Kübra Cırık ile tanışma hikayesi ise Türkiye’de 96 kızı okutan Payda Derneği’nin bir davetinde, kendi kendine ‘peki, ben ne yapabilirim?’ sorusunu sormasıyla başlıyor, ardından bu 96 kızdan birinin üniversitede turizm okuduğunu öğreniyor ve ona ulaşmak istiyor. Payda Derneği, Kübra Cırık’a önce mail atarak durumu bildiriyor. “Her şeyden habersiz oturmuş sınavlarıma hazırlanırken bir mail aldım. Mail’de ‘Kübracığım turizmle ilgilenen biri seninle tanışmak istiyor. Bizim davetimizde bulunmuştu. Çok etkilendiğini ve bir şeyler yapmak istediğini söyledi’ yazıyordu. O anki duygularım tarifsiz. Dünyada o kadar kötü insan varken iyi insanların da var olması insanı umutlandırıyor. İçimdeki umut ve heyecanla hemen Seval Hanım’a mail attım.” Cırık ve Demirel, Mardin’de, Payda Derneği’nin ertesi gün yapılan toplantısında ilk kez görüşüyorlar. Ülkemizde daha çok kız çocuğu okusun diye bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyorlar ve beraber İtalya turuna çıkıyorlar. “Payda Derneği her yıl düzenlediği toplantılarda koruması altındaki gençlere çeşitli sürprizler yapıyor. En son Mardin’deki toplantıda Eataly Restoran’ın pizza ustaları ilimize misafir olup Mardin’de hiç pizza tatmayan çocuklar için büyük bir alanda pizza pişirdiler. Bu bizi hem çok sevindirdi hem de çok duygulandırdı” diyen Kübra Cırık, yolculuk hazırlığını şu sözleriyle anlatıyor: “Seyahat tarihimizi 18 Temmuz olarak belirledik. Gaziantep’te vize işlemlerine başvurdum ama reddedildi. Çok ağladım ama yılmadım ve evraklarımı yeniden hazırladım. Seval Hanım’la vizenin çıkmasını umutla bekledik. Sürekli yapacağımız seyahatten bahsettik. Derken, 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle karşı karşıya kalınca tamamen umudumuzu yitirdik ama şans yüzümüze güldü. Ertesi sabah Seval Hanım gideceğimizi söyleyince hemen valizleri hazırlayıp yolculuğa koyuldum.” 18 Temmuz’da Torino’dan başlayan İtalya turu Milano, Como Gölü, Venedik, Floransa, Roma, Nemi, Castel ve Gandolfo köyleri, Napoli ve Sorento’da devam etmiş. En çok Venedik, Roma ve Milano’dan etkilenmiş. Venedik’in mimarisiyle kendisini büyülediğini, Milanolu kadınların çok şık olduğunu, Roma’daki Aşk Çeşmesi’nden ise resmen büyülendiğini, İtalya seyahatinin hayatı boyunca unutamayacağı anlar yaşattığını, şaşkınlık, heyecan, mutluluk gibi farklı duyguları aynı anda yaşattığını söylüyor.

KELEBEK ETKİSİ
Cırık ve Demirel, birbirlerini hiç görmeden organize ettikleri bu seyahatte yaşadıklarını ve gördükleri yerleri @yolnotlari adlı Instagram ve Facebook hesabından paylaşıyorlar. Oradan gelen isteklerle de Türkiye’de daha fazla kızın okutulması için destek alıyorlar. Önce bir tedirginlik yaşadığını söylüyor Cırık ama Demirel, bütün korkularını yok ediyor. “İçtenliği ve iyimserliği yüzüne ve gülümsemesine vurmuştu. Artık içimde en ufak bir korku yoktu. Hayalimi gerçekleştirmeye artık daha çok yakındım” diyerek anlatıyor o günleri. Demirel ise “Kafamda çok soru vardı, tanımadığım, varlığımdan haberi bile olmayan bu kızımızla birbirimizin hayatlarına dokunalım istedim. Sonra hayal ettiklerimi hayata geçirmeye niyetlendim” diyerek sürdürüyor sözlerini. “Birilerinin hayatlarına dokunmak gerekiyordu, Kübra’nın ve ardından da başka kızların okuması için destek olmaya çalıştım ve başarıya ulaştım, şimdi sıra sizde, ülkemizde çocukların, gençlerin eğitimine destek olmak gerekli” diyor. “Hepimiz bir başka yaşamı değiştirebilecek kadar güçlüyüz aslında. Hayata, kendimize ve çevremize sevgi katarak harikalar yaratabiliriz. Başka hayatlara dokunmak, başka hayatlara ışık olmak, başka hayatlara anlam katmak... Üstelik kelebek etkisi kuramına göre minicik bir iyilik bile bize katlanarak dönüyor. Fizik kuralları bunu söylüyor. Bütün inanç sistemleri bunu söylüyor. Vicdan bunu söylüyor. Başka ne söylenmeli ki? Güzel şeyler yapma zamanı şimdi” diyerek sürdürüyor sözlerini.

YENİ HEDEF PARİS
İtalya seyahati Kübra Cırık için yeni ufukların kapısını açmış. Şimdi en çok görmek istediği yerler arasında Paris ve Amerika başı çekiyor. Önümüzdeki sene staj döneminde yurt dışında kalıp, kendini geliştirmek ise en büyük hedefi. Turizm alanındaki kariyer hedeflerini de şimdiden koymuş; en büyük amacı yönetici olmak. “Yaşamda yükselmek başarı kazanmak zorundayız. Başarıya ulaşmada ilgi ve merak çok önemli. Bana böyle bir fırsatı tanıdıkları için çok şanslıyım. Artık hedeflerim, isteklerim, amaçlarım daha net. İnsanın isteyip de başaramadığı çok az şey var. Yoluma ışık tutan, destekleyen herkese çok teşekkür ederim. Ülkemizde böyle insanlar oldukça biz bu ülkeyi asla bırakmayacağız. Mutluluğumu kelimelere dökmek çok zor. Zamanı gelince birilerinin hayatına ben de dokunacağım, yardımcı olacağım.” Seval Demirel ise sözlerini şöyle noktalıyor: “Seyahatimizin amacı genç kızların okutulmasına dikkat çekmekti, sanırım bunu başardık. Hiç tanımadığım beş kişiden geri dönüş old  ‘biz de kız çocukları için bir şeyler yapmak istiyoruz, önayak olun’ dediler. Bu sayının artmasını ve Türkiye’de Kübra’ların çoğalmasını çok istiyorum. Sırada Karadeniz’de kadınlarla başlatacağımız ‘Muazzez Kızları’ adlı projemiz var.”