Bir yurttan ne beklersiniz?

Tek istediğiniz okumak! Ama durumunuz müsait değil. İstediğiniz okulu kazanmışsınız ama devlet yurduna girememişsiniz. Böyle çaresiz bir gününüzde size yardım eli uzatan, sadece, gençlere özgür düşünen, aydın bir gençlik olmanın yolunu açan ‘güvenilir’ birinin, bir derneğin, bir ‘hoca’nın varlığı nasıl da mucizevi olurdu değil mi? Bugün doktor olan Evrim Aydın, üniversitedeyken Türkan Saylan’ın önderliğindeki Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) bursuyla okuyan gençlerden biri...

Bir yurttan ne beklersiniz?

Bir yurttan ne beklersiniz? - Resim : 1

Türkan Saylan’ı tanımak

Derneğin fakülte kampüsünde bürosunun olduğunu gören Aydın, burs başvurusunda bulunuyor. “Burs bürosunda kendini öğrencilere yardıma adamış, dünya tatlısı Leyla Bengisu ile tanıştım. Geldiğim şehri, ailemin mesleğini, ekonomik durumumuzu ve henüz öğrenim çağında olan bir kardeşim olduğunu başvuru formuna yazdım. Yaklaşık iki hafta sonra Leyla Hanım arayıp burs almaya hak kazandığımı ve burs verecek kişinin hocam Türkan Saylan olduğunu söyledi.” Onu tanıma fırsatı bulduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Evrim Aydın şöyle sürdürüyor sözlerini; “Türkan Saylan ile ilk tanışmamız okula kayıt esnasında olmuştu ama sonra hocamın burs verdiği öğrencilerden biri oldum. Hocam ilk günden itibaren mütevazı, güler yüzlü, yardımsever, aynı zamanda çevresine ışık saçan Cumhuriyetçi bir Anadolu kadınıydı. İstanbul’da sanki ailemden bir büyüğün yanındaymışım gibi yanında kendimi her zaman huzurlu ve güvenli hissettim. Onu tanıma fırsatım olduğu için çok mutluyum.” Türkan Saylan gibi büyük bir değeri tanımanın nasıl bir duygu olduğunu soruyorum. Türkan Saylan’ın burs verdiği tüm öğrencilerle her konuda tek tek ilgilendiğini söylüyor, Atatürk ilke ve inkılapları ışığında çağdaş Türk kadını olmaları konusunda zaman zaman sohbetler yaptıklarını ekliyor. “Hafta sonları gidelim diye devlet tiyatrosu ve bale gösterileri için biletler verirdi. Odasının önü her zaman hastalarla ve öğrencilerle dolu olurdu. Herkesle tek tek ilgilenmediği, yardım etmek için uğraşmadığı tek bir anına bile denk gelmedim. Odası Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen ufak tefek otantik eşyalarla doluydu. Ben de babaannemin ördüğü yöresel bir nazarlık olan üzerlik hediye etmiştim, onu da hemen duvarına astı.” Evrim Aydın, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş. Öğrenim hayatı süresince yurtta kaldı. Ailesinden uzak olmak ve özlemin işin en zor yanı olduğunu ama Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Türkan Saylan’ın desteğini hep yanında hissettiğini söylüyor. Farklı ideolojik grupların kampüs çevresinde faaliyet gösterirken Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin öğrencilere sadece özgür düşünen, aydın bir gençlik olmanın yolunu açtığını da söylemeden geçmiyor.

Başkaları için de bir şeyler yapabilmenin mutluluğu

Evrim Aydın’ın bugün 10 yaşında Ege isminde bir oğlu, 6 yaşında Güneş isminde bir kızı var. Mesleğini başarıyla sürdürmenin dışında tüm amacı çocuklarını iyi birer insan ve yurttaş olarak yetiştirmek. “Her doğum başlı başına bir heyecan” diyor ve mesleğinin her anının hayat enerjisini yükselttiğini vurguluyor. Öğrenciliği döneminde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs almış biri olarak o da iki yıl bir öğrenciye gönüllü olarak burs vermiş. Halen derneğin programlarında görev alarak gençlere destek olmaya devam ediyor. Sözlerini şöyle noktalıyor: “Türkan Saylan hocam ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hayatımın önemli bir kesitinde yaşamıma dokundu ve bu bana sadece kendim için değil başkaları için de bir şeyler yaparak mutlu olunabileceğini öğretti. Bazen küçük bir desteğin insan yaşamına önemli değerler katabileceğini gösterdi. Onu sevgi ve minnetle anıyorum.”

Yazı: Gülru İncu

Bazı insanlar özeldir. Tıpkı tam yedi yıl önce kaybettiğimiz Türkan Saylan gibi. Dr. Evrim Aydın’ın hikayesi de Türkan Saylan ile kesiştiği için bu kadar anlamlı. Evrim Aydın, Bursa Çekirge Doruk Hastanesi’nin doktorlarından. Eşi de kendisi gibi jinekolog ve bir tüp bebek merkezinde çalışıyor. Çocukluğu anne ve babasının öğretmenlik yaptığı Denizli’nin Çivril ilçesinin köylerinde geçmiş. Altı yaşında ilkokula başlamış ve üçüncü sınıfa kadar Çivril’in Tokça Köyü’nde okumuş. Daha sonra ailesinin tayini çıkınca köyden çıkıp Çivril’de ilkokulu bitirmiş. “Okulumda başarılı bir öğrenciydim” diyerek başlıyor söze Evrim Aydın ve çoğumuz gibi çocukluğunun sokaklarda, bahçelerde oynayarak geçtiğini söylüyor. Çocukluk çağına özgü o saf neşe ve mutluluktan payına düşeni fazlasıyla almış. İlkokuldan sonra girdiği orta öğrenim sınavında Uşak Anadolu Lisesi’ni kazanmış ve parasız yatılı okuyarak liseyi bitirmiş. İlkokuldan sonra yani henüz 11-12 yaşlarında bir çocuğun annesinin kanatlarından kopup ayakta durmaya çalışması zor olmalı. Aydın’da yatılı okulun ilk günlerinde ailesini çok özlese de yıllar sonra yaşadığı zorlukların, bugün hem mesleğinde hem de özel hayatında mutlu ve başarılı bir kadın oluşunu adım adım hazırladığını söylüyor.

Çocukluk hayali gerçek oldu

Evrim Aydın da, kendisinden altı yaş küçük erkek kardeşi de ailenin gurur kaynağı olmuş. Evrim Aydın, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ni kazanmış. Erkek kardeşi de ilkokul eğitimini Çivril’de tamamladıktan sonra yatılı olarak Buca Fen Lisesi’ni bitirmiş. Üniversite eğitimini de Süleyman Demirel Tıp Fakültesi’nde tamamlamış. Abla-kardeş meslektaş olmuş. Kardeşi şu an Aksaray Devlet Hastanesi’nde genel cerrah olarak mecburi hizmetini yapıyor. “Doktor olmak çocukluğumdan beri hayalimdi. Lise dönemimde fen bölümünden üniversite sınavına hazırlandım. Tıp fakülteleri hakkında detaylı bilgim yoktu. Puan sıralamasına göre tüm tercihlerime tıp fakültelerini yazdım ve birinci tercihimi kazandım” diyor. Ailesi, kendi ayakları üzerinde duran bir birey olması, bir Cumhuriyet çocuğu olarak okuması konusunda onu her zaman desteklemiş. Hiçbir zaman kız olduğu için tek başına başka bir şehirde eğitim almasına karşı çıkmamış.

Bir umut ışığı doğuyor 

Evrim Aydın, Denizli’den çıkıp İstanbul’daki tıp fakültesini kazanmış kazanmasına ama yaptığı başvuru sonucu devlet yurduna girememiş. Bu durum tabii ki aileyi hayli endişelendirmiş. İstanbul’un yaşam şartları zor, uzun tıp eğitimi ekonomik olarak külfetli. Ailenin İstanbul’da kendilerine destek olacak, yol yordam gösterecek akrabaları da yok ve önce barınma problemini çözmeleri gerekiyor. Moraller bozuk ama hayatın onun için daha planları var. Bu dönemde tesadüfen hayatına giren bir kadın, Evrim Aydın için umut ışığı oluyor. Kayıt için babasıyla İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nin öğrenci işlerinde kayıt sırası beklerken yanlarına güler yüzlü, orta yaşlı bir kadın geliyor. Kendini tanıtıyor. Nereden geldiğini, kalacak yerinin olup olmadığını soruyor. Bu kadın İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’dan başkası değil. “Türkan Saylan, kalacak yerim olmadığını öğrenince hemen bize bir adres verdi. Böylece, okula yürüme mesafesindeki evlerinin iki katını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne, Anadolu’dan gelen kız öğrencilerin kalması için yurt olarak tahsis eden emekli öğretmen Hayriye Hanım ve eşi ile tanıştık. Bir gün içinde yurdumuz, kalacak yerimiz oldu” diyor. Evrim Aydın, orada 2-3 ay kaldıktan sonra devlet yurduna geçmeye hak kazanmış ve ihtiyaç sahibi diğer öğrencilerin de kaldığı yerden yararlanabilmesi için devlet yurduna yerleşmiş. Evrim Aydın’ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile yolları bu dönemde kesişiyor.