"Gücüm dalışa olan tutkumdan geliyor"

Milli serbest dalış sporcusu Bilgün Erken, sınırların her zaman aşılabileceğinin canlı ispatı. Serbest dalış branşında Türkiye şampiyonu, Türkiye rekortmeni ve dünya üçüncüsü. 43 yaşında ‘küp apnea*’ kategorisinde Türkiye rekoru kıran Erken’in şimdiki hedefi ise serbest dalış kategorisinde Guinness rekoru kırmak.


Yazı: Gülru İncu

Hepimiz hayal kurarız, bir gün asla gerçekleşmeyeceğine inansak bile. Kimileri için hayal kurmanın kendisi bile güzeldir başlı başına, kimilerinin tercihi hayallerden bir evrende yaşamaktır. Bazılarımız toplumun bize dayattığı kuralları yıkabileceğine inanma cesaretini gösterir. Hayal ettiği kadar var olabileceğine inanır yürekten, bunu gerçekleştirir de. Milli dalış sporcusu Bilgün Erken de kendisiyle sürekli yarışan, hayatın ona sunduklarıyla yetinmek yerine kendini yeniden var eden kadınlardan. “Sınırlar kafamızın yarattığı engellerden başka bir şey değil. Biz de bu evrenin bir parçasıyız, dolayısıyla insanın sınırsız yeteneklerine inanmak gerek.” Bu sözler geçen yıl küp apnea branşında erkeklerin derecesini 40 metre geçerek 149.8 metre ile Türkiye rekoru kıran, daha önce 144 metre ile yine bir rekora imza atan, antrenmanda yaptığı 105 metrelik derecesiyle paletsiz dinamik apnea kategorisinde Türkiye rekoru kıran milli serbest dalış sporcusu Bilgün Erken’e ait. Onun sadece milli sporcu olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü o sadece tek bir alandaki başarıyla yetinecek kadınlardan değil. Halen Edirne Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni. Bir anne, bir eş aynı zamanda. Profesyonel anlamda fotoğrafçılıkla da ilgileniyor.

SU ALTI BÜYÜLÜ BİR DÜNYA
Başarılı her sporcu gibi Bilgün Erken de ilk gençlik yıllarından bu yana sporun içinde olmuş. “Çocukluğuma bakınca, çok iyi öğretmenler ve iyi antrenörlerle kesişen yol ayrımlarının kişiliğimi ve kaderimi oluşturduğunu söyleyebilirim” diyor. Atıcılık, voleybol, atletizm ve yüzmede parlak başarılar kazanmış, voleybolda hiç yenilgi almamış. Kazanmanın tadına ilkokul çağlarında varmış.
Yüzme, voleybol ve atıcılık branşlarında lisanslı sporcu olarak büyük başarılar elde etmiş. Beş yıldır da serbest dalış branşında milli forma giyiyor ve beş yıldır hiç ara vermeden çalışmalarını sürdürüyor. Bu alandaki en büyük desteği ise aynı zamanda antrenörü de olan tıp doktoru eşi Değer Erken. Sporun yanı sıra fotoğrafa da gönülden tutkun hatta profesyonel fotoğrafçı olarak Istockphoto ile çalışıyor. Su altı fotoğrafçılığına tutkun. “Nefesinizi tuttuğunuz o birkaç dakikada su dünyasının bir parçası oluyorsunuz. Kendi derinlerinize dalmak gibi bir şey. Sadece bunun için bile serbest dalış yapabilirim” diyor. Su altının gizemli dünyasının büyüsüne kapılanlardan o da. Eşiyle birlikte tropik adalara yaptıkları yolculuklarda o güne kadar görmedikleri deniz canlılarının peşinden gitmişler, bilmedikleri dünyaları keşfetmişler. Papua Yeni Gine’den Endonezya’ya, Bahamalar’dan Galapagos adalarına, oradan Güney Afrika’ya hiç durmadan gezmişler. Bahamalar’da köpekbalıklarının arasına dalmışlar. Güney Afrika’da ise kafes içinden büyük beyaz köpekbalığını yakından çekmeye çalışırken ölümle burun buruna gelmiş. Kızıldeniz’de yunuslarla dalmış. 2010’da ise yeniden serbest dalışa dönmüş.

"Gücüm dalışa olan tutkumdan geliyor" - Resim : 1

SERBEST DALIŞA TUTKUNUM

Su altı sporlarına uzun yıllar tüplü dalış ve su altı fotoğrafçılığı ile başlamış. O zamanlar Çanakkale Sualtı Sporları’nın lisanslı sporcusuymuş. Serbest dalışla tanışması ise 2004 yılında öğretmeninin onu takıma almasıyla gerçekleşmiş. O zamana kadar hiç dalmadığı bir derinliğe, 15 metreye hiç antrenmansız olarak yarışma günü dalmış. 2010 yılında Çanakkale’de yapılan Serbest Dalış Türkiye Şampiyonası’na katılmış ve yeni bir tekniği öğrenmesine rağmen azmi sayesinde 140 metre katederek Türkiye ikincisi olmuş. “Sonrasında her zaman yanımda olan ve bu sporda hem antrenörüm hem de hayal ortağım olan eşimle yola devam ettik” diyerek sürdürüyor sözlerini. Erken, altı yıldır kesintisiz olarak antrenman yapıyor. Spordaki başarısını ise serbest dalışa olan tutkusuna bağlıyor. Her gününün her anının zihinsel ve fiziksel hazırlıklarla örülü olduğunu, bu yolculukta yaşadığı sürecin de en az madalya almak kadar kendisini mutlu ettiğini söylüyor. “Serbest dalış gerçek bir nefis terbiyesi. Suyun altında kendimizle baş başa kaldığımızda sessiz bir dünyanın kapıları aralanır. Kıyasıya bir mücadele başlar kendi sınırlarımıza karşı” diyor ve kendini özgüveni yüksek bir sporcu olarak tanımlıyor. Serbest dalışın tüm branşlarını denemiş. Tüm havuz branşlarında başarılı olmuş. 2103’te Rusya Kazan’da dünya üçüncüsü ve 2015 İtalya İschia Dünya Şampiyonası’nda bronz madalya kazanmış. Geçen yıl serbest dalış branşındaki yarışmalarında Türkiye rekoru kırarak dört altın bir gümüş madalya kazanmış ve milli takıma yeniden seçilmiş. 3-11 Ekim 2015 tarihleri arasında İtalya’nın Ischia Adası’nda yapılan dünya şampiyonasında Jump Blue (küp apnea) branşında yarışarak üçüncü olmuş. 2013 yılında da Rusya’da düzenlenen dünya şampiyonasında hız apnea branşında bronz madalya kazanmış. Bilgün Erken, kısa süre sonra serbest dalış branşında Guinness rekoru kırmayı planlıyor. “Bu rekor tek nefesle bisikletle su altından en uzun mesafe gitme rekoru olarak tanımlı. Ben 67 metrelik erkekler rekorunu en az 68 metre yaparak kırmış olacağım. Bunun için gereken altyapıyı hazırlamak için çalışmalarıma devam ediyorum. Umuyorum ki bundan sonra yeni rekorlar kırabilmem için gereken destek sağlanacak.”
 
REKOR, SINIRLARINIZI KEŞFETMEKTİR
“İnsan içindeki gücün farkına varsın ve istesin yeter ki; yapamayacağı bir şey yok” diyor Erken ve sözlerini şöyle sürdürüyor; “Yaptığınız işlerle insanlığa ‘Ben yaptım, bak yapılabilir bu’ diyorsunuz. Yol açıyor, ilham veriyorsunuz. İrade gücünüzü ortaya koyuyor ve insanlığın sınırlarını keşfetmek için kendi varlığınızı ortaya koyuyorsunuz. Rekor demek kendi sınırlarınızı keşfedip, bu bilgiyi insanlığın hizmetine sunmak. Bu sorumluluk duygusuyla hareket etmeye çalışıyorum. Asıl hedeflediğim bu duygumu besleyen işler yapmak. Hayatımı anlamlı yaşamak ve anlamlı bir yaşam mirası bırakmak.” Bilgün Erken, yarıştığı branşta yaş almanın avantaj olduğunu söylüyor ve serbest dalışçıların kalp atışları yavaşladıkça daha iyi sporcu olduğunun altını çiziyor. “The Big Blue (Derinlik Sarhoşluğu) filmine konu olan Jack Mayol ilk defa derinlik rekorunu 30 metreden 100 metreye çektiğinde 56 yaşındaydı. Yine geçenlerde ne yazık ki İbiza’da kaybolan serbest dalışın kraliçesi Natalia Molchanova 54 yaşındaydı. Ben de her branşı denemeye hazırım. Çünkü bu spor benim tutkum.”

* Küp Apnea; açık ve derin suda oluşturulan standart parkurda palet kullanılarak yapılan, dalgıcın performansı sırasında toplam ağırlığında hiçbir değişiklik olmayacak şekilde yatay olarak en uzun mesafenin alınmasıyla yapılan bir yarış. 10 metre derinlikte 15 metre uzunluğundaki yatay bir karede gerçekleşir.