Metabolizmanız kaplumbağa mı?

Vücudumuz için korku dolu aylara gelmiş bulunmaktayız.

Metabolizmanız kaplumbağa mı?

Hızlandıran Mönü (1 günlük)
Kalkınca: 1 bardak oda sıcaklığında su
Kahvaltı: 1 su bardağı yarım yağlı süt (şekersiz), yarım yağlı beyaz peynir, zeytin, tam buğday ekmeği, yeşil biber, maydanoz
Ara: 2 adet mandalina
Öğle: 1 yumurtalı menemen, tam buğday ekmeği, 1 bardak ayran Ara: Beyaz peynirli tam buğday ekmeğine yağsız, yeşil biberli, tost, adaçayı
Akşam : Izgara balık, salata, 1 dilim tam buğday ekmeği Ara: Yarım nar Ara: 1 adet kivi Güne kahvaltı ile başlayın
Metabolizmanızı iyi çalışır duruma getirmek için mutlaka güne kahvaltı yaparak başlamanız gerek. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak hem direncinizi korur, hem kilo kontrolünde size yardım eder, hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engel olur.

Susamadan su için
Yazın sıcaklar nedeniyle rahatlıkla içtiğimiz suyu, kışın rahatlıkla tüketemeyiz. Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel direğidir. Kışın su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz azalır, ancak su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gerekir. Kışın metabolizmanızı çalıştırmak için, susamasanız bile, günde 2-2,5 (10-14 bardak) litre su tüketmeye özen gösterin.

Kahve yerine bitki çayı
Soğuk hava nedeniyle, kışın favori içecekleri genellikle sıcak içeceklerdir. Sıcak içecek olarak genellikle kafein-tein içeriği yüksek olan çay-kahve tercih edilir. Bu konuda bizim önerimiz, bitki çaylarını tercih edilmesi. C vitamini içerdiği için kuşburnu çayını, gaz sorunlarına iyi geldiği için rezene çayını tercih edebilirsiniz.

Çevrenizdeki erkeklere bir bakın, neden sizden çok yedikleri halde kilo almıyorlar? Çünkü erkeklerin metabolizması kadınlara göre çok daha hızlı çalışıyor. Bunun nedeni de, kadınlara göre kas oranlarının daha yüksek olması. Sadece bu mu metabolizma hızımızı belirleyen? Tabii ki hayır! Cinsiyetin yanı sıra yaş, kilo, kalıtsal özellikler, hormonlar gibi tüm etkenler, metabolizmamızın yavaş mı, hızlı mı çalışacağını belirliyor. Bu yüzden bazı kadınlar, bir dünya dolusu yerken ve en ufak bir değişiklik olmazken, bazıları da “su içse yarıyor”! Halk arasında “metabolizma hızı” olarak bilinen “bazal metabolizma hızı”, vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için, kişinin bir günde ihtiyacı olan minimum enerji miktarı. Metabolizma mitleri

Şişman insanların metabolizma hızı, zayıfl ara göre daha yavaştır
Aslında tam tersi daha doğru çünkü ağırsanız, metabolik hızınız daha hızlı demek. Çünkü vücudunuzun etrafına kanın pompalanması ve hareket edebilmeniz için daha fazla enerjiye ihtiyacınız var.

Yaşlandığınızda metabolik hızınız düşer
Metabolik hızınızdaki düşüş yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değil. Egzersiz yapmadan, 20’lerinden sonra her yıl kaslarınızın yüzde 0,25 kg’ını kaybedersiniz. Bunun yanı sıra bazal metabolizma hızınız, her 10 yılda yüzde 2 düşer ve dolayısıyla vücudunuz daha az kalori yakmaya başlar. Ancak düzenli egzersizle yaşla ilgili kas kaybıyla savaşabilirsiniz.

Bilinçsiz diyetler metabolizma hızını düşürür
Vücudun ani kilo verip almasına neden olan biliçsiz diyetler, sizin metabolik hızınızı bozmaz, ama kalp hastalığı ve belli kanser risklerinin artmasına yol açarak başka yollarla vücuda zarar verebilir. O yüzden uzmanlar, bu diyetleri kesinlikle tavsiye etmiyor. Kalorileri sınırladığınız zaman, metabolik hızınız geçici olarak düşer, ancak diyet yapmayı bıraktığınız anda normal seviyesine döner.

Kabızlık karşıtı beslenin
Kış hastalıklarından korunmak, savunma mekanizmanızı güçlendirmek için, A ve C vitamininden yeterli beslenin. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu konuda bize yeterli oranda A ve C vitamini sağlar. Narenciye; karnabahar, lahana, brokoli gibi lahanagiller ve yeşil yapraklı sebzelere dolabınızda yer açın. Kış aylarında en çok şikayet edilen konulardan biri de “kabızlık”. Gerek günlerin kısalması, gerekse havaların soğuması ile birlikte fiziksel aktiviteler azaldığından ve lifli besinlerin tüketiminin azalmasıyla kabızlık sık görülebilir. Bunun için de kuru baklagillere, kepekli tahıllara ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ağırlık verin.

Yağı, şekeri azaltın

Kış yaklaştıkça, vücudumuz ısı değişikliğine uyum sağlayabilmek için, harcadığı enerjiyi düşürür. Azalan fiziksel aktiviteye paralel olarak yağ ve şeker tüketimi de kısıtlanmalıdır. Enerji ihtiyacının karşılanması için “fast food” ya da yağdan, şekerden zengin gıdalara yönelmeyin. Kış mevsiminin soğuk günlerinde “Tatlı yersem ısınırım” mantığından vazgeçilmeli, gün içerisinde yeterli ve dengeli beslenerek vücudun ısı dengesinin korunması sağlanmalıdır.

Haftada 2-3 kez balık yiyin
Kış mevsiminde güneş yüzünü daha az gösterdiğinden, vücudumuzun D vitamini gereksinmesini karşılamakta sıkıntılar yaşarız. Bu nedenle havanın güneşli olduğu günlerde 20-25 dakika kadar güneş ışığından direkt olarak yararlanmaya (hafif tempolu yürüyüşler olabilir) ve haft ada 2-3 kez balık yiyerek kalp sağlığınızı korumaya ve kemiklerimizin de güneşin eksikliğini (D vitamini yetersizliği) daha az hissetmesini sağlayabilirsiniz.

Bir başka deyişle, dinlenirken veya uyurken, yani hiç hareket etmediğimizde sadece iç organlarımızın çalışarak harcadığı kalori miktarını ifade ediyor. Aldığımız besinler, kolayca enerjiye dönüştürülebiliyor ve tamamen yakılıyorsa, metabolizmamız hızlı, eğer bu gerçekleşmiyorsa yavaş bir metabolizmaya sahibiz. Ne yazık ki, metabolizma hızımız, kış aylarında daha da yavaşlıyor. Çünkü kış aylarında vücut ve metabolizma kendini koruma altına alıyor. Ayrıca kış aylarında karbonhidratlı yiyeceklere daha çok yöneliyoruz. Terlemenin de azaldığını düşünürsek, metabolizma hızı giderek yavaşlıyor. Belki de bu yüzden kış aylarında kilo almak kaçınılmaz oluyor. Vücudun bağışıklık sistemi de yağ depolamak üzere harekete geçiyor. Üstelik kış aylarında metabolizmanın yavaşlamasına ek olarak fiziksel aktivitenin azalması da kilo artışına neden oluyor. Bu aylarda metabolizma hızımızı nasıl arttıracağımız konusunda Memorial Hastanesi Diyetisyeni Yeşim Çelik’ten ipuçları aldık: